Anasayfa / Başarı Yazıları / 2008 yılı hedeflerinizle aranız nasıl?

2008 yılı hedeflerinizle aranız nasıl?

Arkadaşım ofisimdeki koltuğa yarı dolu bir patates çuvalı gibi bıraktı kendini. Bıkkın ve tükenik bir yüz ifadesiyle tısladı: “Yine boşa gitti 2 bin dolar!” Yeni yıl hedefi olarak kendisine koyduğu sağlıklı yaşam ve 2008’de zayıflama mottolarının sonucu olarak yazıldığı spor salonuna yılbaşından beri sadece beş kez (ilk üçü ocak ayının ilk haftasında olmak üzere) gidebilmişti. Kendisini hedefe kilitlemek için yıllık olarak üye olmuş ve peşin indiriminin cazibesine kapılıp 2 bin doları kuzu gibi bayılmıştı. Akşamları yorgunluktan poposunu kaldıramıyor, sabahları da (her gece geç yattığı için ) uyanamıyordu.

Gidilemeyen spor salonlarında çok paralar yakmış biri olarak onu benden daha iyi kim anlayabilirdi ki? Hiç değilse ben, bir nebze akıllanmış ve kendime aylık ödemeler kabul eden salonlarını tercih eder olmuştum. Böylece hedeften döndüğümde kırılan kaşık, nispeten küçük oluyor, canımı daha az yakıyordu. Ağlamaklı haldeki arkadaşıma o sırada İnternet’te okumakta olduğum New York Times haberinden yola çıkarak aklıma gelen en yaratıcı tavsiyede bulundum: Kendine düzenli spor yapan ve çok zayıf arkadaşlar edin! Çünkü habere göre obezite bulaşıcıydı ve arkadaşı şişmanlayan birinin kilo alma riski üç kat artıyordu. Saçmaladığımı söyledi, böyle insanların etrafında kendisini daha kötü hissedecek ve iyice bunalıma girecekti. Haklıydı sanırım ama çevremdeki pek çok insan aradan geçen yedi haftada 2008 için yaptıkları planlardan hızla uzaklaştıklarından yakınıyordu. Ben de çaresizce onlara absürd çözümler üretmek için çırpınıp durdukça çevremde kafayı sıyırdığıma inananların sayısı da giderek artıyordu.

Geceleri erken yatmayı başaramadığı için her gün işe geç kalmaktan şikayet eden bir başka arkadaşıma, saat 20.00’de alacağı belli bir marka alerji ilacının fil gibi uyumasına neden olacağını söylediğimde örneğin pek saygıyla karşılanmadığımdan neredeyse eminim. En çok yılbaşlarında ve doğum günlerinde (hele 20, 30, 40 gibi on yıl dönümlerinde) yaptığımız şu korkunç ‘hedefler listeleri’, iki ay geçmeden canımızı o kadar sıkmaya başlıyor ki ‘tutturulamayan’ hedeflerin paslı tadını ağızdan atabilmek için insanın yeni listeler yapası geliyor. Yeni yıl ve yeni yaş listelerini harfiyen uygulamayı başaranlar, bu yazıyı bu noktada derhal terk edip başarı hikayelerine yer verdiğimiz ön sayfalara dönebilir. Geri kalanlar benimle kalmaya lütfen devam etsinler zira mızırdama seansımız devam ediyor.

Psikolog Peter Gollwitzer ve Veronika Brandstatter bir deney yapmış. Bir grup üniversite öğrencisinden, Noel tatilini nasıl geçirdiklerini anlatacakları bir ödev yazmalarını istemişler. Ama ödevin teslim tarihi, Noel’den iki gün sonra olarak belirlenmiş. Yani batı dünyasının büyük kısmının tatiline devam ettiği hatta şu meşhur yeni yıl listelerinin yazıldığı dönem… Sonuç, öğrencilerin sadece üçte biri ödevi teslim etmeyi başarmış. Araştırmacılar kontrol amacıyla, aynı ödevi bir başka gruba daha vermiş. Ama bu sefer öğrencilerden ödevi tam olarak nerede ve ne zaman yapmayı planladıklarını yazmalarını istemişler. Örneğin: “Noel’in ertesi günü herkes daha uyurken, babamın çalışma odasındaki masada… Bu gruptakilerin yüzde 75’i ödevi teslim etmeyi başarmış. Bu ve bunun gibi pek çok araştırmanın gösterdiği gibi insanlar ulaşmak istedikleri hedefe nasıl, hangi yoldan ve tam olarak ne yaparak ulaşacaklarını düşünmek için zaman harcadıklarında, hedeflerine ulaşmayı başarıyor. Bu hem işle ilgili hedeflerde hem de kişisel isteklerde en etkili yol. Yani “bu yıl daha iyi satış yapacağım” yerine “ilk üç ay Ege Bölgesi’nde yüzde 13 daha fazla satış yapacağım” cümlesi, insanı hedefe daha çok kilitlediğinden gerçekleşme ihtimali ciddi biçimde artıyor. Hele bu hedefleri çevre, iş arkadaşları, aile gibi mercilerle paylaşmak daha da çok işe yarıyor. Zaten Microsoft başta olmak üzere pek çok şirket bunu yapıyor. Departmanlar önce kendi aralarında sonra da birbirleriyle o yılki net hedeflerini ve bunlara ulaşmak için neler yapacaklarını paylaştıklarında sonuca gerçekten ulaşma ihtimali katlanıyor.

“Daha fit”, “daha iyi bir baba” “daha iyi bir yönetici” olmak üzere koyulan hedefler çöpe gitmeye mahkumken, bunları ne zaman ve nasıl yapacağınızı net biçimde tarif etmek, bu kararları da çevrenizle paylaşmak ciddi biçimde işe yarıyor. Çünkü bunu yaptığınızda önce çevrenizi buna göre düzenliyorsunuz, sonra da yapacaklarınızı kafanızda prova ettiğiniz için örneğin babanızın çalışma odasındaki masayı gördüğünüzde ödev yazmanız gerektiğini hatırlıyorsunuz. Uyumadan önce tenis oynamayı hayal etmenin, gerçek performansınızı arttırdığı kanıtlanalı çok oldu. Aynı tür bir bakış açısı iş hedefleri için de geçerli. Çalıştığınız organizasyonda çevreniz başarılı, hedeflerine ulaşabilen, zayıf, spor salonuna düzenli olarak giden insanlarla doluysa bırakın maaş istemeyi, orada bulunmak için üzerine para bile vermelisiniz. Yoksa siz de arkadaşım gibi spor salonları tarafından yılda ortalama 2 bin dolar kazıklanabilirsiniz, benden söylemesi…
 

Yazan : Burçak Güven G.
Kaynak :
www.sabah.com.tr

 

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.