Anasayfa / Özgür ŞAHİN

Yazar Arşivi: Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.

Kendi şansınızı kendiniz yaratabilirsiniz!

Mary McGuire-Wien ve eşi uzun zamandır Long Island’a taşınmayı düşünüyorlar ve bir yılı aşkın süredir zevklerine göre bir ev arıyorlardı. Ancak baktıkları evler ya çok konforsuz ya da satın alamayacakları kadar pahalıydı.

Yine umutsuzca ev aradıkları uzun bir günün ardından evlerine dönmek için yola çıkan çift trafiğe takıldıkları yerde bir ev görürler. Tadilatta olduğu anlaşılan bu eve bakarken yanlarına bir adam yaklaşır ve “Merhaba, acaba evle mi ilgileniyorsunuz?” der. Tadilatta olduğu için pencereleri bile doğru düzgün görünmeyen eve baktıklarını söyleyen Mary hikayenin kalanını şu sözlerle anlatıyor: “Normal bir aile olsa evle ilgilenmezdi ancak ev sanki bizim ihtiyaçlarımıza cevap vermek için inşa edilmiş gibiydi! Benim yoga seanslarım ve eşimin resim hobisi için son derece elverişli olan alanı ile ev bizim için ideal görünüyordu”

Bu hikayeyi okuduğunuzda umutsuzca ev arayan çiftin doğuştan şanslı olduğunu düşünebilirsiniz ancak işin doğrusu pek de öyle değil. Devamını Oku »

ONDOKUZ : Her yerdeyiz, her yer Deniz!

İş hayatında şansın önemli olduğuna inanır mısınız? Bana göre şans önemli; doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişilerle tanışmak ve çalışmak, gidilecek yolu etkiliyor. Jim Collins “Great by Choice” isimli son kitabında “Şans Getirisi- ROL (Return on Luck)” kavramı üzerinde duruyor. Bu başlı başına ayrı bir yazı konusu ama -benim için Deniz’e gelmek büyük şanstı!

2004 yılında Deniz’e katıldığımda, inanılmaz bir dinamizm içindeydi banka… Başladıktan hemen sonra, Cumhuriyet Tarihi’nin en büyük krizinin ardından, 7 yıllık kısa ömründe ilk halka arz macerasına girmiştik. Yurt içi ve yurt dışında inanılmaz bir talep görerek şirket olarak %25 hisse halka açıldı. Hemen ardından benim için ilk olan Kaptanlar Toplantısı‘na katıldım. Deniz’de henüz 6 ayım bile dolmamıştı ama toplantının Devamını Oku »

Kariyer Siteleri devrini tamamlıyor mu?

Bu yazıya vesile olan olay 26 Nisan’da “The Boss” etkinliğinde yapılan “Şirketler Öğrencilerden Ne Bekliyor? Öğrenciler Şirketlerden Ne İstiyor?” paneli oldu.

Panele İK tarafında Denizbank İK ve Deniz Akademi’den sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yavuz Elkin, Deloitte İnsan Kaynakları Direktörü Bülent Berktaş ve NOKIA – Alcatel-Lucent Türkiye ve Azerbaycan İ.K Direktörü Deniz Unat  yer aldılar. Öğrencileri ise, Cem Mildon, Gizem Sıla Baysa ve Berat Öcal temsil ettiler.

Fotoğrafta da görüleceği üzere, panel oldukça keyifliydi. İlk kez öğrenciler ve İK yetkililerinin karşı karşıya geldiği paneli iki taraf arasında bir maç havasına sokmak fikri, hem izleyicilerin ilgisini artırdı,  hem de her iki taraftan  çok samimi açıklamalar geldi. Devamını Oku »

Yüksek Hassasiyet ne demek? Nasıl baş edebiliriz?

Televizyon reklamlarını görünce gözyaşlarını tutamayanlar, iş yerinde aldığı uyarının ardından günlerce kendine gelemeyenler… Hassasiyeti yüksek olan bu kişilerin sinir hücreleri hiperaktif şekilde çalışıyor. İşte tüm o duygusallıkların sebebi buradan kaynaklanıyor.

Hassasiyeti yüksek kişiler geçmişten bu yana her zaman var oldular. Üstelik, yaratıcı olan insanların genellikle hassasiyeti yüksek kişiler olduklarına dair güçlü bulgular da mevcut. Bu tür kişiler genellikle kültürel akımları ana akım olmadan yakalar ve birçok kişinin görmezden geldiği ufak şeylerin aslında ne kadar büyük bir zenginlik olduğunu fark eder. Bu kişilerin duyguları da kolayca zedelendiği için etraftakiler onlara genelde “güçlü olmalarını” öğütler. Devamını Oku »

“Böyle olacağı belliydi” demekten kurtulmak için

Geri görüş ön yargısı, ilk defa 1970’lerde ortaya atılan bir psikoloji terimi. Kavramı herhangi bir olay gerçekleştikten sonra, aslında öyle olmadığı halde olanları öngörebildiğini iddia etme davranışı olarak açıklamak mümkün. İngilizce’de “I knew it all along” (Başından beri biliyordum) etkisi olarak da adlandırılan geri görüş ön yargısını daha iyi açıklamak için şöyle bir örnek verilebilir: Çok iyi hazırlanmadığınız bir sınavın sonuçları açıklandığında yüksek bir not aldığınızı öğreniyorsunuz. Bu durumda aslında nedeni öyle olmamasına rağmen, sınavın zaten kolay olacağını bildiğinizi ve bu yüzden öncesinde hazırlık yapmadığınızı düşünmeniz gayet olası. İşte bu gibi durumlarda aklınızdan geçirdiğiniz; “Zaten biliyordum, böyle olacağı çok belliydi.” gibi düşünceler, bize geri görüş ön yargısı kavramını açıklıyor. Devamını Oku »

Liderlik Filmleri, Dersler ve Öğrenme Yolculuğu

2014 yılında  tasarladığım Filmlerle Liderlik ve Sıra Dışı Yaşam Atölyesi’nde kendine has bir öğrenme yolculuğundan geçtim. Liderlik konusunda kitap ve makalelerin ötesinde, seçtiğim filmlerin öykü ve temalarından liderlikle ilgili yeni bir mesaj seti derledim.

Öncelikle liderlik üç temel süreçte ortaya çıkıyor. Liderin kendini inşası, liderin bir vizyon fikrine ulaşması ve bir ekibin ortaya çıkması.

Liderlik, özgüvenle başlıyor. Özgüvense aynaya baktığımızda beğendiğimiz bir insan görmeyle. Sıradan insanların bir qçoğu acizlik psikolojisiyle hiçbir şey yapamazken, ne kadar noksanları olursa olsun liderler yapabileceklerine inanıyorlar. Devamını Oku »

Sıra Dışı Öğretmen Olmak

Kıdemli ekip arkadaşım Esra Nur Erbil’in tavsiye ettiği “3 Idiots-3 Budala” filmini bu yaz kahkahalar ve gözyaşları içinde seyrettik. Üniversite eğitiminin nasıl olması gerektiğini, üniversitede nasıl bir profesör olmamız gerektiğini, nasıl öğrenciler olmamız gerektiğini anlatan müthiş bir film. Hangi çalışmaların ve hangi tip öğrenme anlayışının (eğitim demiyorum) bizi liderliğe taşıyacağına ilişkin muhteşem bir sorgulama. Başta tüm üniversite hocalarına, öğrencilerine ve mesleği öğretmenlik olanlara ve eğitim konularına ilgi duyanlarına hararetle tavsiye ediyorum. Filmin öyküsü bir öğrencinin mühendislik okuluna başlaması, okulda geçirdiği dört yıl ve aradan 10 yıl geçtikten sonra neler olduğuyla ilgili. Dolayısıyla harika bir inceleme; çünkü hem üniversite hayatını hem de okulun insan hayatındaki sonuçları analiz ediyor. Devamını Oku »

Güç Bazen Liderleri Aptallaştırır

İlerlemek bazen geri çekilmektir. Bazen en iyi adım hiçbir şey yapmamak ya da sessiz kalmaktır.

Çoğu yönetici hayatta elde ettiği başarılar nedeniyle genellikle daha iyi bildiğini ya da olduğunu düşünme eğilimindedir. Kendilerine gelen itirazları dinlermiş gibi görünürken aslında dinlemeden burun kıvırmaktadırlar.

Eğer karşı tez sahibinin ısrarı artarsa bu durum sinirlenmelerine ya da ortamın gerginleşmesine sebep olabilir. Bahsettiğim sadece iş ortamları için değil özel hayatımız için de geçerlidir. Dürüst olmak gerekirse ben de biri beni aşağıladığında, yaptığım işin kalitesini küçümsediğinde ya da düşüncelerimin işe yaramaz olduğunu ifade ederek karşı çıktığında rahatsız olurum. Ancak gençken aynı durumlarda yumruklarımı sıkar, hiddetlenir ve onlara sert bir şekilde karşılık verirdim. Devamını Oku »

Liderlikte değişen bir şey var mı?

Harvard Üniversitesi’ndeki master dersleri kapsamında ilginç bir ders alıyorum. Edebiyat Eserleri ve Filmler Üzerinden Liderlik Vakaları dersinde dünya edebiyatından ve klasiklerden metinler okuyor ve liderlik konularını tartışıyoruz. Antik Yunan trajedyalarını hep okumak istemiştim. Bu ders fırsatıyla Sofokles’in Antigone’sini okuduğumda günümüz liderliğiyle karşılaşacağımı hiç tahmin etmezdim. Sofokles üç neslin hikayesini Kral Oidipus, Oidipus Kolonos’ta ve Antigone isimli üç oyunda anlatmış. Birinci oyunda kahin, Kral’a doğacak oğlunun Kral’ı öldüreceğini ve annesiyle evleneceği kehanetini söyler. Doğan çocuğu uzaklara gönderen Kral’ın çocuğu büyür ve Argos Kralı’nın kızıyla evlenir. Gerçek babasını tanımayan çocuk bir savaşta babasını öldürür ve öz annesiyle evlenir. İki kız, iki erkek çocuğu olur. Devamını Oku »

Sizin Hikayenizi Kim Yazıyor?

Bundan yaklaşık 2,5 yıl önce dinlediğim bir sunum beni çok etkilemişti. O sunumdan sonra kendime aldığım 3 not var 2014 yılından itibaren uygulamak üzere kendime hedef koyduğum.

• Sosyal sorumluluk faaliyetlerinin içinde yer almak
Blog yazmak
• Daha fazla sosyal medyada olmak

Sosyal sorumluluk için ilk adımım TEGV gönüllü eğitmenlik oldu. Sonra farklı süreçler gelişti, yeni bir dernek kurduk-BUÇAD. Halen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığını yaptığım dernekte çeşitliliği destekleyerek herkese fırsat eşitliğini savunuyoruz. Bunu destekleyen projelerle yapıyı güçlendiriyoruz. Bu da benim başkalarına yardım edebilme, bilgi ya da sahip olduğum farklı konuları paylaşabilme isteklerimi karşılıyor. Devamını Oku »