Hepimiz, bazý öðrencilerin ve genç profesyonellerin çok baþarýlý olacaklarýný, fakat onlar kadar parlak olan diðerlerinin o kadar baþarýlý olamayacaklarýný fark ederiz. Bu neden böyle oluyor? Neleri farklý yapýyorlar? Baþlamadan önce, baþarýnýn göreceli ve çok boyutlu bir kavram olduðunu itiraf etmeliyim. Çoðumuz iþkoliðiz ve baþarýyý çok dar anlamýyla, arkadaþ olarak baþarýlý, hayattan keyif almakta baþarýlý, kiþisel geliþimde baþarýlý olarak tanýmlýyoruz. Programdan atýlan öðrencilerin, kendilerini baþka alanlarda baþarýya gotürecek ilham perilerini dinlediklerinden gizli gizli þüpheleniyorum. Neyse, bu kýsa yazýnýn amacý, bilim eðitiminde baþarýlý olan öðrencilerin çalýþma alýþkanlýklarýnýn ve genel olarak hedeflere yaklaþýmlarýnýn aktarýlmasýyla sýnýrlýdýr.
Düþüncelerimi, baþarýya iliþkin "on üç kural" olarak berraklaþtýrmaya çalýþtým. Bunlarýn hiçbiri kesin deðil. Kiþisel olarak ben, bu kurallarýn birini ya da daha fazlasýný her gün ihlal ediyorum. Ama kurallara uyduðumda, uymadýðým zamanlara nazaran iþlerin çok daha iyi gittiðini fark ettim. Ayný zamanda, öðrencilerin bu kurallardan ne kadar fazlasýna uyarlarsa, baþarýlarýnýn da o kadar arttýðýný fark ettim.
Kural 1. Sadece sonucu deðil, süreci de önemseyin Çok azýmýz birden bire baþarýlý olmuþuzdur. Çoðunlukla küçük parçalar týrtýklarýz ve parçalar teker teker yerlerine yerleþirler. Becerilerin ve bilgilerin, beklenmedik þekillerde birleþmeleri gibi, küçük gibi görünen þeyler sonunda çok önemli olabilirler. Hangi davranýþlarýmýzýn, belirli bir zamanda kariyerimize ne gibi katkýlar saðlayacaðýný yordamak mümkün deðildir.
Bu, bir sorun yaratýr. Eðer baþarý, bir sonuç olarak çok önemliyse, genellikle bizi o baþarýya ulaþtýracak olan süreci önemsemeyiz. Mesela bir hocanýn, "ilgisiz" bir entellektüel alanla ilgili ilginç bir konu ortaya attýðýný düþünelim. Eðer öðrenci, daha çok elde edeceði sonuca odaklanan bir öðrenciyse, entellektüel olarak kendini konuya kapatma eðiliminde olacaðý için, bu konuda daha sonra önemli olabilecek bazý þeyleri öðrenme fýrsatýný kaçýrmýþ olacaktýr.
Baþarýlý öðrencilerde, bu gibi durumlara açýk olmalarýndan ve genel olarak iþi önemseme eðilimlerinin bir sonucu olarak, nitelikteki tutarlýlýktan kaynaklanan bir zenginlik gözlenir. Baþarýlý profesyonellerin çoðu, alanla ilgili geniþ bir yelpazedeki konularý önemserler ve görevin taþýdýðý deðeri vurgularlar. Her zaman sonuca doðru ilerlerler ama sürecin deðerini unutmazlar.
Bunun için tercih ettiðim bir kelime var: Oyun. Bu kelimeyi, görevi önemsiz göstermek için kullanmýyorum. Bunu, davranýþý sürdüren ve kalitesinin yüksek tutulmasýný saðlayan sonuçlarýn kaynaðýna iþaret etmek için kullanýyorum. Bir gazete tartýþma grubuna gitmenin, bir toplantýya katýlmanýn ya da araþtýrma yapmanýn en geçerli nedeni, oyunu profesyonel olarak oynamaktýr. "En iyi" yol budur, çünkü kalite sürecine bir oyuncu gibi katýlým genellikle hemen mümkün olabilir.
Bu faaliyetlerin somut sonuçlarý (örneðin iþ, para, prestij, övgü) elde edildiðinde, eðer elde edilirse, küçük, ince ve gecikmiþ olabilir. Eðer faaliyetlerinizi sürdürmek için bu sonuçlara güvenecek olursanýz, yaptýklarýnýzdan vazgeçmeniz iþten bile deðildir.
Jay Gould, kiþinin entellektüel oyunu ciddiye almasýnýn sonucunda ne olacaðýna iliþkin iyi bir örnektir. Evet, o bir paleontolojisttir. Ama ayný zamanda kendisi, psikoloji, beyzbol, mimari ve aydýnlanma çaðýnýn insanlar için anlamýyla ilgili çok güzel yazýlar da yazmýþtýr. Onun akademik oyundan çok keyif aldýðý açýktýr. Bütün oyunlarda olduðu gibi, kurallara uyar; yani delillerini bilir. Çalýþtýðým en iyi öðrenciler, sabah 3'e kadar bir yerel grup için hazýrladýklarý sunumu düzeltmeye çalýþan ya da benzeri þeyler yapan insanlardý. Olayý genel olarak deðerlendirirseniz, aslýnda yaptýklarý iþ çok da önemli deðildi ama onlar, o görevin kendisini önemli görüyorlardý. Asýl önemli olan nokta, ayný özeni komik bir þiir yazarken de, bilim felsefesinin pek de önemli olmayan bir konusunu tartýþýrken de göstermeleridir. Stephen Jay Gould'un da böyle bir öðrenci olduðunu tahmin ediyorum.
Kural 2. Konuþun ve yazýn - bunu çokça yapýn Bilim, sözel bir iþtir. Baþarýlý bilim adamlarý konuþmalý, yazmalý, ikna etmeli ve tartýþmalýdýr. Profesyonel sözel davranýþta beceri kazanmanýn tek yolu onu uygulamaktýr. Sýnýfta konuþun. Sohbetlerde konuþun. Koridorlarda konuþun. Dinleyin ve cevap verin. Varsayýmlarda bulunun ve düþünün.
Tartýþýn. Düþünceleri paylaþýn. Eðer söyleyecek bir þeyiniz olduðunu düþünüyorsanýz, söyleyin. Söyleyeceðinizin söylemeye deðip deðmeyeceðinden emin deðilseniz bile söyleyin. Kronik korku dolu sessizlik, genç bir bilim adamýnýn en kötü düþmanýdýr ve bu, þaþýrtýcý derecede yaygýndýr. Bölümümüze aldýðýmýz olaðan üstü parlak öðrencilerimizin en az yarýsý sýnýfta çok nadir konuþurlar ve bu, eðer devam ederse, feci þeylerin habercisidir.
Bazen düþünme sessizliðinin iyi birþey olduðu tabii ki doðrudur. Ne zaman dinlenmesi gerektiðini ve ne zaman konuþulmasý gerektiðini ayýrdetmeniz gerekir. Ama doðrusu bir gevezeyi susturmak, bir dilsizi konuþturmaktan çok daha kolay olduðundan, ayýrdetmeyi öðrenmeye, bu skalanýn geveze ucundan baþlanýrsa daha kolay olacaktýr.
Ayný þey yazýda da geçerlidir. Kolayca yazabilmek deneyimlerle gerçekleþir. Ama öðrencilerin çoðu bu "deneyimlerin" okumayý, düþünmeyi, taslak çýkarmayý ya da planlamayý içermesi gerektiðini düþünüyorlarmýþ gibi görünüyor. Onlar da önemli ama profesyonel yazýna hakim olabilmek için yazmak gerekir. Kelimeleri kaðýda geçirmeniz ve onlarý da baþkalarýna sunmanýz gerekir.
Bunu yapmanýn birçok yolu var. Mesela sýnýf ödevi olarak birþey yazarken, onu yayýnlayacakmýþsýnýz gibi yazýn ve sonra da yayýnlamaya çalýþýn.
Kural 3. Kolaylýkla evet deyin ve yapýn Kariyerinizin baþýndayken kendinizi deðiþik þeylere maruz býrakýn. Repertuarýnýzý geniþletin. Biri iyi bir projeden bahsedince "haydi yapalým" deyin. Eðer biri bir proje için sizden yardým isterse evet deyin. Sonra da yardým edin. Sizden beklenenden fazlasýný yapýn. Eðer sizden bir bilgisayar programý geliþtirmeniz bekleniyorsa, bunu sonraki hafta yerine hemen ertesi gün hazýrlayýn ve programa deðiþik sesler de ekleyin. Eðer sizden laboratuvarý düzenlemeniz istendiyse, bunu ayrýntýlý ve itinalý bir þekilde yapýn.
Kural 4. Baþkalarýyla çalýþýn ve kolayca paylaþýn Baþkalarýndan çok þey öðrenebilirsiniz. Sizin ilerlemenize yardýmcý olurlar ve size yeni þeyler öðretirler. Yani iþbirliði yapýn. Takýmlar oluþturun. Bir að kurun. Talep ettiðinizden daha fazlasýný verin.
Ýþbirliðini engelleyen þey, katacaðýnýz hiç birþeyin olmadýðýný düþünmeniz ya da (daha kötüsü) baþkasýnýn sizden daha kazançlý olacaðýný düþünmenizdir. Baþkasýnýn daha kazançlý olmasý mümkündür ama bunun engellenmesinin hedeflenmesi iþbirliðini öldürür. Yazar adlarýnýn sýralanmasý konusunu zamaný gelince düþünün ve zamaný gelince de bu konuda rahat olun. Olaya geniþ bir perspektiften bakacak olursanýz, ikinci yazar yerine üçüncü yazar olmanýz fazla birþey fark ettirmez.
Benzer bir þekilde, eðer baþkalarý sizin düþüncelerinizi kullanacak olursa, baþkalarýnýn size öðrettiklerinden faydalanabilirseniz, o düþünceyi ürettiðiniz gibi bir sürü baþka düþünce de üretirsiniz.
Kural 5. Sözlerinizi tutun Bu en önemli kuraldýr. Bu kural, baþarýlý öðrenciyi baþarýsýz öðrenciden en iyi ayýran kuraldýr; ama, kuralý uygulayana kadar deðeri anlaþýlmaz. Bu nedenle verdiðiniz sözü tutmanýn mutlaka bir yolunu bulun. Bir program hazýrlayýn, ölüm-kalým meselesi yapýn, büyükannenizin fidyesi olarak düþünün. Yapýn. Tabii ki kimse her zaman verdiði sözü tutmaz. Tamam, o zaman, tutmadýðýnýzda geri dönün ve kesinlikle tutun. Ben hemen hemen her gün bunu ihlal ediyorum ama yine de sözümü tutmak için bir savaþ veriyorum.
Kural 6. Köpekler bile hiç kendi yataklarýna iþemezler Bir anlamda, baþarýnýn sonucu esas olarak sosyaldir: Ýnsanlar sizinle ve çalýþmalarýnýzla ilgili olumlu þeyler düþünürler. Ama hepimiz baþarýsýzlýktan korkarýz. Öðrencilerin omuzlarýnda, baðýmlýlýk ve bir dereceye kadar güç sahibi olmamayla karýþýk fazladan bir yük vardýr. Alaycý olma, eleþtirme, paranoya, dedikodu ve bunun gibi þeyler, bu korku ve yükle baþa çýkmada berbat yollardýr. Mesela öðrenciler, kendi aralarýnda programlarý veya hocalarý ile ilgili þikayetçi olurlar. Ama birþeyler yapýlabilecek ortamlarda bu þikayetlerini açýkça dile getirmezler. Hepiniz, iþlerin kötü gittiði, kimsenin bu standartlarý karþýlayamayacaðý, hocalarýn da zaten ahmak olduklarý gibi konularda hemfikir olduðu bir grup oluþturmaya baþlarsýnýz (mesela burslu öðrenciler olarak).
Sonuç þudur: (a) baþarýnýn sosyal faydalarýndan çok az yararlanýlýr (sözel olarak destekleyici bir grup) ama baþarý görülmez, (b) daha büyük, sözel bilimsel grubun ve içinde yer aldýðýnýz programýn kontrolü azalýr, (c) haklý olarak o programda kendinizi kötü hissedersiniz. Ýþe yaramayan þeylerin desteklendiði sosyal bir grup oluþturursunuz. Bu, iyi hissettirir ama hiç bir yere gotürmez.
Bu sürecin bir çok öðrencinin eðitimini mahvettiðini gördüm. Bazen bir ya da iki yýl sonra olan bitenin farkýna varýp kendilerini bundan çekerler, bazen de programý býrakýrlar. En trajik olanlarsa, eðitimlerine isteksizce (ama gizli ve haklý bir öfke ile) devam edenler ve yýllar sonra fýrsatlarý kaçýrdýklarýný fark edenlerdir. Çözüm sadece, bunu yapmayý reddetmek, baþkalarý sizi bunun içine çekmeye çalýþtýklarýnda arkanýzý dönüp gitmek ve kariyerinizle ilgili olarak sorumluluk almaktýr. Sonuçta köpekler bile hiçbir zaman kendi yataklarýna iþemezler.
Kural 7. Kendi gücünüzü tanýyýn ve ona göre davranýn Size inanýlmaz birþey söyleyeyim: Çok farklý bir alana geçebilirsiniz. Ýyi iþ çýkartmýþ olmak için abartýlý miktarlarda paraya ve zekaya sahip olunmasý gereken alanlardan bahsetmiyoruz. Burada genç ve ulaþýlabilir, herkesin deðiþiklikler yaratabileceði alanlardan bahsediyoruz. Gerçekten baþarýsýz olan bir öðrenci ya bundan korkarak geri çekilecek (bkz. Kural 6) ya da ulaþýlmaz hayaller peþinde koþacaktýr. Baþarýlý öðrenci ise kendi gücünü tanýr ve onu ortaya koymak için kararlý ve büyük bir çaba harcar.
Nelson Mandela, bir açýlýþ konuþmasýnda benim çok sevdiðim bir noktaya parmak bastý: En derin korkumuz, yetersiz olmamýz deðildir. En derin korkumuz, ölçülemeyecek kadar güçlü olmamýzdýr. Bizi en çok korkutan þey karanlýðýmýz deðil, ýþýðýmýzdýr. Kendimize "ben kim oluyorum da çok parlak, muhteþem, yetenekli, þaþýrtýcý oluyorum?" diye sorarýz. Aslýnda siz kimsiniz de bunlarýn hiç biri DEÐÝLSÝNÝZ? Siz, tanrýnýn çocuklarýsýnýz. Küçük iþlerle oyalanmanýz dünyanýn bir iþine yaramaz. Etrafýnýzdakiler güvensiz hissetmesin diye kendinizi çekmenin hiçbir zekice tarafý yok. Biz, tanrýnýn içimizdeki pýrýltýsýný açýða çýkarmak üzere dünyaya geldik. Bu pýrýltý sadece bazýlarýmýzda deðil, her birimizde mevcuttur. Ve biz, ancak kendi ýþýðýmýzýn parlamasýna izin verdikçe, baþkalarýnýn da ayný þeyi yapmasýna imkan saðlayabiliriz. Biz kendi korkularýmýzdan kurtulup özgürleþtikçe, varlýðýmýz baþkalarýný da özgürleþtirir.
Kural 8. Kendi sýnýrlarýnýzý tanýyýn ve ona göre davranýn Bu gezegende ne kadar zamanýnýz olduðunu bilmiyorsunuz. Kaç yýlýnýz olursa olsun, zaman, kesinlikle kýsýtlý. Öðrencilerime, bu durumun araþtýrma alanýnda farkýna varýp hem eðlenceli hem de önemli çalýþmalar yapmalarýný söylerim. Mesela bazen zayýf öðrenciler, sanki yaratabilecekleri en iyi þey oymuþ gibi (bkz. Kural 7) ya da çok zamanlarý varmýþ gibi, baþka birinin literatürde yapmýþ olduðu bir araþtýrmanýn, ufak tefek deðiþikliklerle tekrarý olacak fikirlerle geliyorlar. Bu durumda öðrencilere þunu sorarým: Ölene kadar sadece iki ya da üç araþtýrma yapma þansýnýz var. Bunlardan birini bu araþtýrmayla harcamak ister misiniz? Baþarýlý öðrenciler, zamanlarýný bir deðiþiklik yaratmak için kullanýrlar.
Kural 9. Sizden daha iyi olanlarla iletiþim aðý oluþturun Öðrencilerde, kendilerinden daha tecrübeli ve çok baþarýlý profesyonelleri, iki hatalý þekilde düþünme eðilimi vardýr: Onlarý ya kusursuz ve ulaþýlmaz ya da bir kenara atýlmasý gereken dinozorlar olarak düþünürler. Genellikle baþarýsýz öðrenciler ilk hataya, baþarýlý öðrencilerse ikinci hataya düþerler. Ama en çok iþe yarayan bakýþ açýsý, onlarý çabalayarak ve ter dökerek saygýnlýk kazanmýþ, birþeyler öðrenilebilecek insanlar olarak görmektir. Birkaç istisna dýþýnda, tanýnmýþ profesyonellerin hepsi sevilesi, çok çalýþan ve zeki insanlardýr. Bu, þaþýrtýcý birþey deðildir, çünkü eðer öyle olmasalardý, tanýnmýþ olmazlardý. Ýnsanlar aptallarýn baþarýsýz olmalarýný saðlamaya çalýþýrlar ve aptal ya da tembel insanlar çok nadir olarak zamanýn sýnavýndan geçebilecek düþünceler üretebilirler. Baþarýlý öðrenciler, baþarýlý insanlar tanýmak isterler; onlarla konuþmak, etkileþime girmek ve onlarý dinlemek isterler. Bir düþünce diyaloðuna girmek isterler. Baþarýsýz öðrencilerse çok korkarlar, ilgilenmezler ya da sadece gösteriþ yapmak isterler.
Alanýn önde gelen isimlerini tanýyýn. Konuþmalarýný dinleyin. Kokteyl partilerinde onlarla konuþun. Onlara yazýn. Eðer uygun olursa, kendi çalýþmalarýnýzý onlara yollayýn. Hoþ, zeki ve çalýþkan insanlar, kendilerinden birþeyler öðrenmek için en iyi insanlardýr.
Bu að, düþünceleriniz için bir arena oluþturmanýza yardým edecektir. Baþarýlý öðrenciler, entellektüel baðlantýlarýný oyun oynamak için bir fýrsat yaratma yönünde kullanma eðilimindedirler. Mesela henüz eðitimlerinin baþýnda olan öðrenciler bile bir sempozyum düzenleyip buna katýlabilirler. Eðer tanýnmýþ kiþilerin sizin sahnenizde oynamalarýný saðlayabilirseniz bu, sizin konuþmanýzý daha iyi bir hale getirecektir. Sonuçta yapmanýz gereken tek þey iyi bir atýþ yaparak düþüncelerinizi baþkalarý ile paylaþmak üzere bir að kurmak.
Kural 10. Doðrularýnýzý koruyun Anonim söylemler bize, öðrencilerin okulda bir dönem kopya çektiklerini söylerler. Bu belki bir sýnavdan geçebilmek içindi, belki de bir ödevden daha yüksek not alabilmek içindi. Þu anda eðitim gören öðrenciler, bilimin bu tür þeylerin üstünde olduðunu biliyorlar ama biz, onlarý kopya çekmeye yönelten, insanoðlunun gerçekleri ile ilgili çok az kafa yoruyoruz; bunun yerine olanlarý "ahlaklý" kýlmaya çabalýyoruz. Bilimde sahtekarlýk çok nadir olarak konu edildiði için öðrenciler, araþtýrmada sahtekarlýk yapmanýn aslýnda ne kadar sapkýn bir eðilim olduðunu fark etmezler.
Özellikle baþarýlý olmak isteyen insanlar hatalý veri oluþturmak üzere deðiþtirmeler yapmak ya da sahtekarlýklar konusunda zan altýndadýrlar. O makaleyi yayýnlatmak ya da þu ödülü kazanmak için uçlardaki birkaç veriyi atmak ya da veriler toplandýktan sonra önemli bir kriteri iptal etmek cazip gelir. Genellikle bunu açýklayabilirsiniz ama gri ödünlerin gölgesi, siyah ve beyaz sahtekarlýða yol açabilir. Bu þekillendirme iþlemi nedeniyle çok baþarýlý kariyerlerin yok olduklarýný gördüm.
Buna bir önlem olarak, sonuç yerine süreç üzerinde odaklanmak faydalýdýr (Kural 1). Köþelerin törpülenmesine neden olabilecek içsel baskýlara, özellikle sonuca odaklanmýþ olma durumuna dikkat edin. Mesela hiçbir zaman "x'i göstermek" için bir çalýþma yapmayýn. Eðer böyle bir ifade kullandýðýnýzý fark ederseniz, hemen kendi kendinizi düzeltin. O ifadeyi "x'in öyle olup almadýðýný görmek" olarak düzeltebilirsiniz. Belli bir sonuca ulaþmak isteme ya da haklý çýkma isteði, sizin düþmanýnýzdýr. Bulma isteði, sizin dostunuzdur.
Bir an için iþin diðer bir önemli yaný olan bilim tüketicileri yerine öðrenci bilim adamlarýna odaklanacak olursak, bilimsel sahtekarlýðýn en vahim sonucu aslýnda yok olan kariyerler deðildir-sonuçta sahtekarlarýn çoðu paçayý kurtaracaktýr. Bunun bedeli þudur: Doðrularýnýzý azýcýk bile çiðnerseniz, yaptýðýnýz faaliyetin, sizin için daha zayýf bir içsel pekiþtireç haline geldiðini görürsünüz: Her zaman bu böyle olmuþtur. Ýþ oyun olmaktan çýkar, diðer uçta birþeyler ifade etmeye baþlar. Bu durumda, bilim artýk eðlenceli deðildir.
Kural 11. Mutluluðunuzu ve huzurunuzu koruyun ve sürdürün Baþarýlý öðrenciler kendilerine güvenirler. Ýlle de güvenli hissederler demek istemiyorum. Mutluluklarýný takip ederler demek istiyorum: Kendilerine karþý dürüsttürler. Bu, kendine güvendir. Eðer tuhaf bir ilgiler karýþýmýna sahipseniz, birisi ilginizi daha güvenli bir noktada odaklamanýz gerektiðini söylese de vazgeçmeyin, bu sizi yeni ve heyecan verici birþeye gotürebilir. Riske girin. Eðer bu durum sizi endiþelendiriyorsa, kendinize küçük bir güvenlik aðý oluþturun; fakat, size önemli gelen þeyi çiðneyip geçmeyin. Bu çiðneyiþi çok aðýr ödersiniz çünkü bu, sizin bilimsel eðlence pusulanýzý kaybettirir. Bir pusulanýz olmadan kaybolabilirsiniz.
Kural 12. Kolayca hayýr deyin ve dediðinizi yapýn Kariyeriniz ilerledikçe, doðal olarak odaklanacaksýnýz. Kaliteyi elde tutmanýn tek yolu budur. Odaklandýkça, hayýr demeyi öðrenin. Öncelikler belirleyin. Onlara uyun. Ben hala bu kuralý öðreniyorum (aslýnda bunu ne kadar yaparsam, talepler ve dikkatte daðýlmalar da artýyor, böylece Kural 5'in %100 olabilmesi için, Kural 12'ye asla yeteri kadar sahip olamýyorum).
Kaynak: Hayes, S. C. / Thirteen rules of success: A message for students. The Behavior Therapist, 3, 47-49
Çeviri : Psk. Benek Altaylý/Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü