Hiç düþündünüz mü orjinal kiþiliklerinizden
Kaç kopya çýkarýlabileceðini?
Kaç farklý hayatý birarada yaþadýðýnýzýn farkýnda mýsýnýz?
Ýstemeden yaptýklarýnýz isteyip yapamadýklarýnýz, gündüz yapýp gece piþman olduklarýnýzla nasýl çaresizce baþka baþka dünyalara doðru kanat çýrpmaya
çabaladýðýnýzý farkediyor musunuz?
Bir dost nikahýnýn ortasýnda birden bastýran hüznün, bir büyüðün cenazesinde karþýlaþtýðýnýz eski bir sevgiliyle çýkagelen coþkunun, sizi nasýl kopya kopya çoðalttýðýný ve tek bir sizden ne çok sizler yarattýðýný biliyor musunuz?
Sýnýrlý bir hayatý çabucak tüketmek için dörtnala koþturup dururken, bir an olsun, durup, geride kaç farklý ayak izi býraktýðýmýza dikkat ediyor musunuz?
Halen sinemalarda gösterilen "Multipli city" (Dördümüze Bir Eþ) iþte bu sorulara yanýt arýyor. Filmin kahramaný (Michael Kreaton) çaðdaþ bir hastalýðýn kurbaný; iþinden baþýný kaldýramayan, oradan oraya koþturmaktan ne evine, ne sevdiklerine zaman ayýramayan ve sonunda hiçbirþeyi doyasýya yasayamadan bitkin düþen bir "iþkolik"...
Bu çýkmaz sokakta debelenip dururken insanlarýn benzerim üretmeyi baþarmýþ bir genetik araþtýrmacýyla tanýþýyor ve kendisinden bir kopya çýkarttýrýyor. Böylece iþine aslýný, evine kopyasýný göndererek durumu idare ediyor. Ancak zamanla bu da yetmez oluyor. Kopyalar önce üçe, sonra dörde çýkýyor. Sonunda ayný adamdan, çýlgýn, serseri, evcil, iþkolik kopyalar türüyor.
Yönetmen Harold Ramis, güncel bir sûrunu sinema teknolojisinin de yardýmýyla ve mizahi bir dille perdeye taþýrken, çaðdaþ Ýnsanýn iç dünyasýndaki kimlik krizini ve karmaþayý da olanca çýplaklýðýyla sergiliyor.
Senaryoya bakýnca sormadan edemiyorsunuz:
Sahi kaç kopyayýz biz?
Ayný beden içinde kaç farklý ruh halini ayný anda yaþayýp, kaç farklý kiþiliðe bürünebiliyoruz?
Bu kiþiliklerin hangisi biziz, hangisi fotokopimiz?
James Bond filmlerindeki kibar, yakýþýklý ve ayný zamanda da güçlü Ýngiliz salon erkeklerini hayran hayran izleyen kadýn mý size daha yakýn, yoksa motorsikletli bir James Dean serseriliðine tutulup maceralar özleyen mi?
Ne zaman Maryl Streep'in çehresindeki duruluðun ve gizemin büyüsüne kapýlýp dingin hayatlar hayal ettiðinizi, ne zaman herþeye boþverip Madonna'nýn isyana ve günaha çaðýran sesine koþtuðunuzu kendinize itiraf edebilir misiniz?
Huzurlu bir dað baþýnda sadece ýrmak þýrýltýsý ve kuþ sesleriyle sakin bir hayatý düþleyen býkkýnlar mýsýnýz, yoksa deniz kenarýnda bile televizyonlarým ve cep telefonlarýný elinden býrakamayan gönüllü kent mahkumlarý mý? Ya ayný anda ikisine birden özenmenizi nasýl açýklayacaksýnýz..?
Hangi kopyanýz "Kaçýp gidelim uzaklara diyor, siz sýký sýkýya bu topraklara baðlý dururken...
Üfürükçülük adý altýnda bastýrýlmýþ içgüdülerinden cinsel fantaziler üreten din adamlarýný, ölümcül hýrslarýný sahte bir gülücükle maskeleyen siyaset ikonalarýný, maçlarda birer küfür mitralyözüne dönüþen kibar iþadamlarýný görünce sistemin ne çok kopya ürettiðine þaþýyor musunuz?
Kinler, sevgiler, öfkeler, kahkahalar ve gözyaþlarýyla örülmüþ, çok kopyalý bir hayatý nasýl kendinize bile söylemeye cesaret edemediðiniz bir tür iki (üç-dört..?) yüzlülükle yaþayýp gittiðinizi farkediyor musunuz?
Her akþam haberlerin karþýsýnda genç mezarlarýn ardýndan gözyaþý dökerken, sonra nasýl birden unutup kendi bencil dünyanýza çekilebiliyorsunuz?
Resmi bir toplantýnýn ortasýnda, aklýnýzdan masanýn üzerindeki kalýn raporun sayfalarýndan oyuncak uçaklar yapýp, tek tek aþaðý atmak geçerken hala büyük bir ciddiyetle kös kös oturuyor olmanýzý gülümseyerek mi hatýrlýyorsunuz, üzülerek mi..?
Aklýnýzdan geçeni yapamamanýn, ruhunuz kopya kopya çoðalýrken asýl hayatý tek kopya olarak tüketiyor olmanýn bedelini biliyor musunuz?
Kopyalarýnýzý, orjinal kimliðinizle konuþturuyor musunuz hiç...?
Ýçinizdeki canavar, ruhunuzdaki melekle hesaplaþýyor mu?
Hangisinin ne zaman, nasýl ortaya çýkacaðýný denetleyebiliyor musunuz?
Siz kopya sandýklarýnýzýn bir bileþkesi misiniz, yoksa kopyalarýnýz da aslýnýza mý benziyor?
Bilmeden her kopyada aslýnýzý yeniden mi üretiyorsunuz?
Göçüp giderken ardýnýzda kaç asýl, kaç suret býrakacaksýnýz?
Kaçýnýn hatýrlanmasýný isteyecek, kaçýndan utanacaksýnýz?
Sahi, kaç kopyasýnýz siz...?
Hangisi sizsiniz, hangisi fotokopiniz...?