Anasayfa / İnsan İlişkileri / İletişim ve Sihirli Dokunuşlar

İletişim ve Sihirli Dokunuşlar

Hemen herkes iletişim kurarken sorun yaşamıştır ve yaşayabilir. Arkadaşlarınız, meslektaşlarınız, üstleriniz, aile üyeleriniz ve başka sevdiklerinizle bir konuyu gündeme getirdiğinizde kendinizi çetrefilli bir çatışma içinde bulabilirsiniz.

Özellikle karşınızdaki kişiye uygun olmayan bir istekte ya da itirazda bulunduğunuzda çatışma başlar. Milyonlarca farklı konu olabilir bu. Öğrenci olan bir çocuğun bir arkadaşında kalmak üzere ailesinden izin almak istemesi olabilir. Bir kadının kocasından yeni bir ayakkabı almak üzere para talebi de tartışma konusu olabilir. Bir çalışanın amirinden ertesi gün geç gelmek üzere izin sorması da çatışma başlatabilecek konulardan biridir. Her türlü itiraz ve ret de çatışma konusudur. Bir kadının kocasına hazırladı kapuska yemeği, kocası tarafından “ben bunu yiyemem” diyerek ret olursa kadınla adam arasında bir tartışma çıkabilir. Pazar günü kahvaltıya ailecek dışarı gitmeyi planlayan bir babaya, kızı sabah “kahvaltıya gitmeyelim” diyecek olursa bu da çatışma konusu olabilir. Bütün bu örneklerde ve benzerlerinde çıkış yolu, talebin belirtilmeden talebi oluşturan nedenin kısaca özetlenmesidir.  Her zaman işe yaramasa da en azından anlaşılmayı sağlar. Çünkü empati duygusunun hiç ortaya çıkmadığı çatışma sadece kızgınlık içerir.

iletişim ve dokunuşlar

Neyi neden yapacağımızı ya da yapmayacağımızı açıklayan bir nedeni talep ya da itirazdan önce söylemek daha doğrudur.

Nedeni paylaşmaya bir örnek : Kapuska yemeyen kocanın karısına bunun nedeni açıklamasıyla başlayayım. “Senin hazırladığın tüm yemekleri seviyorum. Ama kapuskayla ilgili çok kötü bir hatıram var. Çocukken annem ve babam bir gün çok kötü kavga etmişlerdi. Bağrış çağrışın ötesinde terlikler, tabaklar havada uçuşuyordu. Çok korkmuştum. Kavgadan önce annem kapuska pişirmişti ve kokusu bütün evi sarmıştı. Kavga bittiğinde babam zorla benden kapuskayı yememi istemişti. Şimdi ne zaman kapuska görsem, o korkunç günü ve babamın benden zorla kapuska yememi istediğini hatırlıyorum. Onun için kapuskayı yemezsem kızma bana. Peynir ekmeğe razıyım, yeter ki o kapuska konusunda beni zorlama.”

Neyi neden yapacağımızı ya da yapmayacağımızı açıklayan bir nedeni talep ya da itirazdan önce söylemek daha doğrudur. Çünkü bir şeye itiraz ettiğinizde ya da karşı tarafça uygunsuz bir talepte bulunduğunuzda iletişimin geri kalanı, o itiraz ya da uygunsuz bulunan talebin başlığıyla gerçekleşecektir. Onun için önce kibarca talep ya da itiraza temel oluşturan neden açıklanmalı ve ondan sonra talepte bulunulmalıdır.

Örneğin, arkadaşının evinde kalmak isteyen çocuk hikayesine dönelim. Çocuk babasına şöyle der: “Babacım, Ömer son bir hafta oldukça hastaydı. Birkaç gündür okula gelemedi. Şimdi sağlığı iyi, ama morali biraz bozuk. Gündüzleri anne-babası işe gittiği için yalnız kaldı. Okula gelemediği için derslerden de geri kaldı. İzin verirsen Cumartesi Ömerlerde kalayım. Hem çocukla zaman geçirir biraz moral veririm, hem birlikte biraz ders çalışırız. Ben de biraz tekrar yapmış olurum.” Şimdi bu diyalog ile, sadece “baba ben hafta sonu Ömerlerde kalmak istiyorum.” diyen çocuğun diyaloğu arasında dünya kadar fark vardır.

Küçük çocuklarla iletişimde de aynı ilkeler geçerlidir. Kekini yere düşüren iki yaşındaki çocuğa anne bağırıyor. “Yeme onu.” çocuk bu uyarıyı umursamayıp yerden kekini alıp yiyor tabi. Anne şöyle dese belki çocuk durabilir: “O pis oldu, seni hasta edebilir. Yeme onu.Onun için çok uzatmadan bir şeyi yapmak istememizin ya da reddetmemizin arkasındaki nedenleri önce söylemek istediğimiz sonuca ulaşmayı kolaylaştırır.

Yazan : Melih Arat

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.