Anasayfa / Başarı Yazıları / Mükemmel lideri ararken…

Mükemmel lideri ararken…

Çağlar boyunca filozoflar mükemmel lideri yaratmanın yollarını arayıp durdu. Çünkü güçlü bir lider olmak, o zaman da kralların, generallerin, devlet ve din adamlarının rüyalarını süslüyordu. Bugünse herhangi bir kitapçıda yüzlerce paketlenmiş liderlik reçetesi bulabiliyoruz.

Hepimiz, sezgisel bir biçimde patronumuzun iyi olup olmadığını biliriz. Onun “tarzını” beğeniriz. Veya sadece şirketin karını yüzde 34 artırmıştır… Sebep ne olursa olsun, bütün bunları değerlendirdiğimizde, birçoğumuz başarının şişelenip satılabilecek basit bir iksiri olmadığını görebiliyoruz. Hiçbir danışman ya da kitap bütün yanıtları size sunamaz. İyi liderlik, temel insan prensiplerinin üzerine kurulan evrimsel bir sürecin sonucudur.

Bu prensiplere Liderliğin Temelleri, her başarılı liderin üzerinde durduğu kaya sağlamlığında tuğlalar diyebiliriz. Bu prensipler dört tanedir: kendini bilme, değerler, niyet ve davranış. Büyük liderler, kendilerini tanır ve başkaları tarafından nasıl görüldüklerini bilir. Değerleri konusunda hiçbir kuşkuları yoktur ve bunları dile getirebilirler. Ne istediklerini de bilirler, gelecek için çok açık niyetleri vardır. Bu kendini bilme, değer ve niyet prensipleriyle kuşanmış bir şekilde harekete geçerler. Niyetler tarafından yönlendirilen, kökü değerlerde yatan ve yakıtını farkındalıktan alan bu davranışın etkili olma olasılığı yüksektir. Bu davranış gözlemlenebilir ve ölçülebilir. Aldığı tepkiler ise liderin farkındalığını artırır. Bu dört temel prensip, aslında büyük liderlerin nasıl başarılı olduğunu açıklamaya yeterli. Prensipler son derece basit görünüyor ama biz hayatta hiçbir şeyin göründüğü kadar basit olmadığını da biliyoruz.

“Kendini tanı.”
– Dini öğreti

Eğer etkili insanlar olmak istiyorsak, önce etkili liderleri bir kenara bırakıp kim olduğumuzu anlamamız gerekir. Kendinin farkında olma sadece bir ayna değil, bir penceredir. Her birimiz dünyayı kendi gözlüklerimizle görürüz ve bu görüş genlerimiz, çevremiz ve deneyimlerimiz tarafından şekillendirilir. Bu bakış açısını değiştirmenin zor olduğunu söylemek, durumu sadece hafife almaktır. “Ekonomik Reform” adlı kitabın yazarı Bruce Buchanan, şöyle diyor: “İnsanlar genellikle, çözülmesi zor sorunlar tarafından zorlanmadıkça bakış açısını değiştirmez. Öncelikle sorunların gerçekliğine, sonra da değişimin hem mümkün hem de çabaya değer olduğuna inanmalıdır.” Buchanan, Beck ve Cowan’ın, dünyaya tepki gösterdiğimiz algı kalıplarının seviyelerini de tanımlıyor. Bunlar;
· ilkel hayatta kalma ihtiyaçlarına tepki veren bireyler
· aile ve duygulara tepki verenler ve mantıksal anlayışı çok az kullananlar
· akılcı ancak ben merkezci, güç güdümlü, fırsatçı
· kendini ve diğerlerini yargıladığı değişmez idealleri tarafından şekillenenler
· esnek, bağımsız, adapte olabilen, ödül arayan
· eşitlik, işbirliği, ekolojik uyum değerleri tarafından yönetilenler
· karmaşıklıkların farkında olmaları sayesinde dinamik, evrimleşen, sistematik ve bütünleşebilen bir bakış açısı kazananlar ve çelişik görüşleri bütünsel bir vizyon içinde birbiriyle ilişkilendirebilenler.
Diğer bir deyişle, bu skala bir duruma verdiğimiz tepkinin, sosyo-psikolojik gelişim seviyemiz tarafından belirlendiğini gösteriyor. Bazılarımız yedinci seviyeye, o “bütünsel yaşam görüşüne” asla erişemeyebilir. Diğerleriyse yüksek bir seviyede gayet doğal ve içgüdüsel bir şekilde var olabilir. Bu bilgiye dayanarak, etkili liderlerin yüksek algı seviyelerine ulaşabildiğini söyleyebiliriz. Beşten yediye kadar olan seviyeler, bir bireyin adapte olup büyüyebilme yeteneğini ve daha yüksek seviyelere çıkma isteğini gösteriyor. Aslında, sadece kendi algı seviyemizin farkında olmak bile bizi daha yüksek seviyelere ulaşma isteğiyle doldurabilir. Farkındalığımızı ve dünyayı nasıl gördüğümüzün bilgisini artırmak bize, dünyaya tepki verirken farklı seçimler yapabilme gücünü verir.
Değerlere dayalı liderlik
Benim kişisel felsefem, herkesin büyük olma potansiyeli bulunduğu, başarılı olmak istediği ve kendi yetenek ve değerleri yönünde bir katkıda bulunmak istediği yönünde. James O’Toole, “Değişimi Yönetmek” adlı kitabında şöyle diyor: “ahlaki liderlik her zaman takipçilerin temel isteklerinden, esinlenmelerinden ve değerlerinden ortaya çıkar ve bunlara döner.” A.B.D anayasasını yazanlar ise aydınlanmış devlet liderliğini daha da zarif bir biçimde dile getirmişlerdir: “halka dair, halk için, halk tarafından”.
“Liderlik bir Sanattır”, Herman Miller’ın eski Yönetim Kurulu Başkanı Max Depree’nin kitabına verdiği ad. Depree, liderliğin “insanları, onlardan beklenen şeyleri en etkin ve insancıl şekilde yapabilmeleri için özgürleştirmek” olduğunu söylüyor. Buradaki “özgürleştirme” sözcüğü, onun, çalışanların kuruma güçlü bir şekilde katkıda bulunma sorumluluğuna ve özgürlüğüne sahip olmaları gerektiğine dair inancının göstergesi. Diğer bir deyişle, etkin lidelrler insanlara tam potansiyellerine ulaşma şansının verildiği ortamlar yaratır. Bu liderler değerleri sadece dile getirmez. Her gün ortaya çıkmalarını sağlar.

“Bugün nereye gitmek istiyorsunuz?”
– Microsoft reklam sloganı

Liderlik ünvanla değil, niyetle ilgili bir şeydir. Harekete geçmeyi, bir hedef ya da hayale doğru, diğer insanların içindeki büyüklüğü destekleyen bir şekilde ilerlemeyi gerektirir. “Liderlik Bilmecesi” adlı kitabın yazarları J.M. Kouzes ve B. Z. Posner, Örnek Liderliğin beş eylemi adını verdikleri prensipleri şöyle açıklar:
1) süreçle mücadele etme, 2) paylaşılan bir vizyona ilham verme, 3) diğerlerinin eylemde bulunmasına izin verme 4) model oluşturma ve 5) duyguları cesaretlendirme. Bütün bu beş prensipte ortak nokta, niyettir. Bu model, etkin bir liderin kararlarında niyetin çok güçlü bir itici kuvvet olduğunu ortaya koyar. Süreçle mücadele ederek, etkin liderler çalışanlara, değişime karşı koyma değil, değişimi yönlendirme vizyonunu kazandırır. Paylaşılan bir vizyona ilham verme, sadece bir vizyona sahip olmanın hiçbir şey değiştirmediğini ancak diğerlerinin bu vizyonu desteklemelerini sağlama biçiminin sonuçlar üretip amaca ulaştığını ortaya koyar. Diğerlerinin eyleme geçmelerini sağlamak ise gelişimle ilgilidir; yetkilendirme ve hem insanlara hem de durumlara tepki vermek anlamına gelir. En kiritik prensiplerden biri olan model oluşturma, sözlerle eylemlerin birbirini tutmasıdır. Eylemlerimiz, diğerlerinin bizi görebildiği tek penceredir. Son olarak duyguları cesaretlendirmek, diğerlerinin yaptıklarını anlamak ve takdir etmenin önemini vurgular. Çünkü bu davranış, insanları daha iyisini yapmaya teşvik eder. Bu beş prensibi uygulamak niyet gerektirir. Büyük liderler, değerlerle uyumlu ve farkındalık temelleri üzerine kurulu yüksek seviyede bir niyet geliştirir.

“Eylemlerin sesi, sözcüklerden daha yüksektir”
– İngiliz atasözü

Stuart Wells, “From Sage to Artisan” adlı kitabında lideri, bir kurumun herhangi bir seviyesinde, unvanından bağımsız bir şekilde sorumluluk alan kişi olarak tanımlar. “grubun sorumluluğunu iradesi en güçlü olan ya da sesi en çok çıkan değil, grup içinde tüm liderlik süreçlerinin işlemesini sağlayandır.” Eğer bir kişi lider gibi davranıyorsa, o zaman lider odur.
Kurumlarda yöneticilik sorumluluğunu üstlenen kişiler çoğunlukla onlara ödül getireceğini düşündükleri ya da bildikleri şeyleri temel alarak bazı davranışlar geliştirir. Aşağıdaki çizelge, bu geleneksel lider davranışlarının bazılarını daha alternatif modellerle kıyaslar:

Geleneksel Davranış

Çözüm üret
Tüm yanıtları bilmek
Çözüm sunmak
Söylemek ve yönetmek

Sesini duyur
Yargılamak, yargıya varmak
Tepki vermek
Konuşma fırsatını beklemek

Kontrol et
Diğerlerinin hareketlerini kontrol etmek
Öğüt vermek
Suçlamak
Sınırlandırmak

Alternatif Davranış

Meraklı ol
Bilmemeye istekli olmak
Diğerlerini çözüm bulmada desteklemek
Sormak ve rehberlik etmek

Tepkisel ol
Gerçek sorun hakkında açık olmak
Orada olmak & uyumlu davranmak
Dinlemek ve konuşmaya izin vermek

Güvenilir ol
Diğerlerinin kişisel gelişimini desteklemek
Gözlemlemek ve sormak
Öğrenmek ve diğerlerini desteklemek
Geri bildirim imkanı ve potansiyeli

Geleneksel davranışlara sahip liderler, başarılı (ve lider) olmak için çözüm sunmaları, seslerini duyurmaları ve insanlarla durumları kontrol etmeleri gerektiğini düşünür. Alternatif davranışları benimseyenler ise meraklı, tepkisel ve güvenilir olarak insanları etkin bir şekilde hem bireysel hem de kurumsal amaçlarını gerçekleştirmeleri yönünde motive eder, onlara ilham verir. Mohican kökenli bir yazar olan Don Coyhis, “Güç Sözcükleri / Kızılderili Amerika’dan Sesler” isimli kitabında şöyle der: “Şu an geçerli olan liderlik sistemleri insanları yaptıklarından ibaret görüyor. Oysa ki Kızılderililer insanları varlıklar olarak görür, insanlar var olur. Eğer davranışımı değiştirmek istiyorsam, varoluş biçimimi değiştirmem gerekir, ki bu da ancak niyetimi değiştirmekle olur.”

“Büyük bir yolculuk küçük bir adımla başlar”
– Lao Tzu

Buradaki amaç, bir kapı aralayıp sizi liderliğin yeni temellerine giden bir yolculuğa davet etmektir. Bu temelin köşe taşları kendinin farkında olma, değerler, niyet ve davranıştır. Ancak bunlar size, hayalinizdeki o muhteşem binayı oluştururken sadece bir taslak sağlar. Yolculuk, eğitimle desteklenen pratik uygulamalar gerektirir. Kişinin bunu yapmayı tüm hücreleriyle istemesi gerekir. Bakış açınızı ve davranışlarınızı değiştirmek kolay olmayacaktır çünkü bunlar yaşamınız boyunca yüz yüze geleceğiniz alışkanlıklardır. Derinden bağlı olduğunuz değerlere tutunmanız, davranışlarınızı değiştirecek olan niyete bağlanmanız ve adım adım harekete geçmeye cesaretiniz olması gerekir. Kapı açık. Yolculuk sizi bekliyor. 
Gökçe İmren Kamburoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
kariyer.net

 

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.