Yazın sıcaklığı başka diyarlara doğru göç ederken,soğuk hava gelip yerleşiyor tam da hayatımızın orta yerine..Ve çoğumuz yeni farkına varıyoruz yazın bittiğini, farkedemediğimiz birçok şey gibi… Bunun da farkına anca varabiliyoruz işte.Bu havalar daha çok hüzün veriyor insana ve birazda içini titretiyor insanın. İçimizi titreten sonbaharın soğukluğu mu? Yoksa ağaçlardan dökülen yaprakların o eşsiz görüntüsü mü? Bunun ayrımını yapamıyorum henüz.
Günler geçiyordu geçmiş olan eski günlerimiz gibi ve bununla birlikte mevsimler atlıyorduk. Çoğu zaman hayatımızın telaşından bunu bile görmezlikten gelebiliyorduk. Yazın bittiğini ve bi başka mevsimin başladığını unutuyorduk. Hayatı ıskalıyorduk ve güzelikleri çoğu kez kaçırıyorduk. Onun yerine yarına yapacaklarımızın listesi alıyordu.Ya geçmişimizde kalıyoruz ya da geleceğin planlarıyla yaşıyoruz artık ve bu anımızı unutuyoruz. Yetiştirilecek proje, misafirlere yapılması gereken pastalar ya da çocukların okul taksiti gibi birçok şeyler dolduruyor hayatımızın o yoğun kısmını.
Kendimizi düşünmeden fada ediyoruz çoğu insan için. Bizden önemli oluyor etrafımızdakiler. Kendimizi görmezden geliyoruz. Ve bir bakıyoruz günün birinde kendimizden ne çok şey gittiğini görüyoruz ,hayatta neleri kaçırdığımızı ve hatta neleri göremediğimizi hissediyoruz… Her şey için geç olmadan kendinize gelin bir! Etrafınıza bakın… Neleri kaçırdığınızı ve neleri kaçırmadığınızın farkına varın. Mesela pencereyi açın, sonuna kadar soğuk havayı ciğerlerinize çekin ve o havayı alabilidiğiniz ve verebilidğiniz için ne kadar şanslı olduğunuzu düşünün. Bazen mola verin şu hayatta. Yeni doğan güneşin her zaman güzel şeyler getireceğine inanın ve her sabah merhaba deyin kendinize ve hayata.Yeni doğan gün ışıklarıyla kocaman sıcak dolu bi merhaba…
Yazan : Vildan Akgül / kendinigelistir.com