Anasayfa / Başarı Yazıları / Niçin hayatı bir probleme dönüştürüyorsun?

Niçin hayatı bir probleme dönüştürüyorsun?

“Niçin hayatı bir probleme dönüştürüyorsun? Hayat öylesine muazzam bir şekilde güzel ki niçin onu hemen şimdi yaşamıyorsun? Ağlamak bir yaşam belirtisidir. Kahkaha da bir yaşam belirtisidir. Bazen üzülürsün. Bu bir yaşam belirtisi, bir ruh hali. Güzel. Bazen sen mutlusun ve neşeyle dolup taşıyorsun ve dans ediyorsun. Bu da iyi ve güzeldir. Her ne olursa onu kabul et, onu buyur et ve onunla kal. Ve yavaş yavaş göreceksin ki yaşamdan sorun çıkarmayı ve onla ilgili sorular sorma alışkanlığını bırakmışsın.”

“Kim seni bütünüyle, koşulsuzca kabul ederse değişmeye başlarsın. Onun kabulü sana böyle bir cesaret verir. Olduğun gibi kabul edilmen seni bütünleştirir, seni kendine güvenli kılar, seni kendin gibi hissettirir. O zaman beklentileri yerine getirmene gerek yoktur, sen olabilirsin. Bu yüzden sevgi bu kadar besleyicidir. Seni basitçe, sırf sevgi uğruna seven bir erkek ya da kadın bulabildiğinde, sevgi dönüştürür. Ansızın tüm üzüntü kaybolur; yüreğinde bir dans, bir şarkı bulursun.”

“İnsan bir tohum olarak doğar; o bir çiçek olabilir, olmayabilir. Bu tamamıyla sana; kendinle ne yapacağına bağlıdır; gelişip gelişemeyeceğin tamamen sana bağlıdır.”

“Gerçek aşk, paylaşmaktır; diğerini sömürmek değildir, diğerine sahip çıkmak değildir. Sorun, sen diğerine sahip çıkmak istediğin zaman doğar. Ve eğer diğeri daha güçlüyse, daha çekiciyse; doğal olarak, köle durumuna sen düşersin. Aşk, asla sahip çıkmaz. Aşk bir paylaşımdır, sömürü değil. Aşk, hiçbir zaman çirkinlik ve güzellik kavramlarıyla düşünmez. Aşk sadece davranır, yansıtır, hiçbir zaman düşünmez. Evet, bazen biriyle uygun düştüğün olur; birden her şey uyuma kavuşur. Bu güzellik, çirkinlik meselesi değildir. Bir uyum, ritm meselesidir. Güzellik, uyumun bir gölgesidir. Aslında bir insana güzel olduğu için aşık olmazsın. Birine aşık olduğun zaman, o insan güzel görünür. Güzellik fikrini getiren, aşktır.”

“Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse, o sadece cahildir… O ne dediğini bilmiyordur! o ne saçmaladığını bilmiyordur! Eğer sen bilge isen anlayacağın ilk şey şudur; HAYAT anlaşılamaz.”

“Yakınlık başka bir boyuttur. Diğerinin senin içine girmesine izin vermektir, seni senin gördüğün gibi görmesine izin vermek; diğerinin seni senin içinden görmesine izin vermek, bir insanı varlığının en derin noktasına davet etmek. Modern dünyada yakınlık giderek kayboluyor. Sevgililer bile yakın değil. Dostluk sadece bir kelime artık, giderek kayboluyor. Neden? Çünkü paylaşacak bir şey yok. İçindeki yoksulluğu kim göstermek ister? Eğer sen yakın olmaya hazırsan, karşındakinin yakın olmasına da yol açabilirsin. Senin açıklığın, onun açık olmasını kolaylaştırır. Senin içtenliğin, onun içtenliğine, masumluğuna, güvenine, sevgisine, açıklığına izin verir. ”

“Topluma mutlak şekilde teslim olmak, bütünüyle onun esiri olmak gerekir. Toplum ancak o zaman —yalnızca kölelere, ruhsal olarak intihar etmiş kimselere— saygı duyar.”

“Ego bir buzdağıdır. Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit, böylelikle o kaybolsun ve sen okyanusun parçası haline gel.”

“Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar. ”

“Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur. Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır. Zihnin varolmadığı anda evrenle bir olursun; evren kadar sınırsız ol. ”

“Zihin tıpkı kalabalık gibidir; düşünceler bireylerdir. Ve düşünceler sürekli orada oldukları için sürecin maddi olduğunu düşünüyorsun. Her bir düşünceyi bırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey yoktur, sadece düşünce vardır.”

“Bazen gökyüzünde siyah bulutlar olur; gökyüzü bu siyah bulutlar yüzünden değişmez. Ve bazen beyaz bulutlar da olur ve gökyüzü bu beyaz bulutlar yüzünden de değişmez. Bulutlar gelir ve gider ve gökyüzü aynı kalır. Bulutlar gelir ve gider ve gökyüzü baki kalır. Sen gökyüzüsün ve düşünceler de bulutlardır. Eğer düşüncelerini titizlikle izlersen, eğer onları kaçırmazsan, eğer onlara doğrudan bakarsan ilk şey bunu anlamak olacaktır ve bu çok büyük bir anlayıştır. Bu senin Budalığının başlangıcıdır, bu senin aydınlanmanın başlangıcıdır. Artık sen uykuda değilsin, artık gelip giden bulutlarla özdeş değilsin. Artık sonsuza dek baki kalacağını biliyorsun. Tüm kaygı yok olur. Hiçbir şey seni değiştiremez, hiçbir şey asla seni değiştirmeyecek; o halde kaygılanmanın, mutsuzluğun anlamı ne? Derinliğinin diplerinde tek bir dalga dahi asla oluşmaz. Ve sen oradasın ve sen busun. Sen bu varlıksın.”

“Zihin, kafa biyolojik bir bilgisayardır. Ona bilgi yüklemeye de devam edebilirsin. O matematik için, hesap yapmak için iyidir. Ama şayet bunun hayatın tümü olduğunu düşünüyorsan aptal olarak kalacaksın. Kalbin zekâsı hayatında şiirselliği yaratır, adımlarına bir dans bahşeder, hayatını bir keyfe, bir kutlamaya, bir kahkahaya, bir şenliğe dönüştürür. Sana espri anlayışı verir. O sana sevme ve paylaşma kapasitesi verir. Gerçek hayat budur. Unutma kafa bir köle olarak çok güzel bir köledir, çok faydalıdır. Fakat efendi olarak tehlikeli bir efendidir ve bütün hayatınımahvedecek, tüm hayatını zehirleyecektir. Çevrene bir bak! İnsanların yaşamları zehirlenmiştir, kafa tarafından zehirlenmiştir. Onlar hissedemez, onlar artık duyarlı değil, onları hiçbir şey heyecanlandırmaz. Güneş doğar ama onların içinde hiçbir şey doğmaz; onlar güneşe boş gözlerle bakar.”

Kaynak  : Osho

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.