Anasayfa / Bunları Biliyor musunuz? / “Özgür olmak” kendine egemen olmak demektir!

“Özgür olmak” kendine egemen olmak demektir!

Hülya KONAR’a ait “özgür olmak” kavramını içten içe özetleyen bir motivasyon yazısı… Hikaye şöyle : Bir gün bir Tibetli, Hindistan’da bir bilgenin yanına gitmiş. Ona geçmişte başına gelen kötü olayları anlatmaya başlamış, sonra gelecekte olmasından korktuğu kötü şeyleri sıralamış. Bu arada bilge, önüne koyduğu küçük bir mangalda sakin sakin patates kızartıyormuş. Bir süre sonra, yakınıp duran ziyaretçiye şunları söylemiş:

“Artık olmayan ve henüz var olmayan şeylerden yakınmak neye yarar?”

Şaşıran ziyaretçi susmuş ve ustanın yanında uzun süre sessiz kalmış. Bu arada usta ona ara sıra, kıtır kıtır kızarttığı patateslerden ikram ediyormuş!

İç özgürlük, tutsak edilmiş olmaktan ve kuşatıcı sahip olmaktan kurtulmak yani hoşumuza gitmeyen her şeyle iç çatışmaya giren ve göz diktiği her şeyi umutsuzca sahiplenmeye girişen ben’den kurtulmaktır. Öz olanı yakalamayı bilmek ve ayrıntıyla artık ilgilenmemek insanın derin bir hoşnutluk duygusuna erişmesini sağlar ve ben’in fantazileri! o duyguyu hiçbir şekilde etkileyemez. Dolayısıyla “özgür olmak” zihne egemen olan ve onu karanlıkta bırakan çatışmaların baskısından kurtulmaktır. Yaşamı, alışkanlıkların ve zihin karışıklığının zorladığı eğilimlere teslim etmek yerine, kendi eline / kontrolüne almaktır. Dümeni elden bırakmamak, yelkenlerin rüzgarda çırpınmasına izin vermemek, teknenin akıntıya kapıntısını engellemek, teknenin burnunu belirlediğimiz rotada tutmaktır.

İç özgürlük, içinde yaşanılan an’ın geçmişten kurtulmuş, geleceği aşmış yalın berraklığını tatmayı sağlar. Geçmiş anıların kuşatmasından kurtulmak, geçmişteki deneyimlerimizden yararlı dersler çıkarmak aciz olduğumuzu göstermez ya da o anılara saygımız olmadığını. Gelecekle ilgili kaygıları aşmak, geleceğe duru bilinçle yaklaşmak, bizim gereksiz üzüntülere kapılmadığımızı gösterir.

Böyle bir özgürlüğün berraklık ve neşe gibi bileşenleri vardır ki sürdürmeye alışageldiğimiz kaygılar ve fantasmalar bunları bize yasaklar. Bu özgürlük bizim “şeyleri” isteksizlik ve zayıflık göstermeden kabullenmemizi sağlar. Bu ayrıca, yaşamla ilgili olumlu ya da olumsuz “her” durumu kişisel dönüşümümüz için katalizör olarak kullanma biçimidir ve bizim olumlu koşullar karşısında dikkatsiz ve küçümseyici davranmamızı, tersi durumda da çöküntü yaşamamızı engeller.

Spiritüal öğretmen Ram Dass’ın yaşamını anlatan Fierce Grace filminde bir sahne vardır. Kolombiya’da sevgilisi öldürülen genç bir kadın aylar sonra ölen sevgilisini rüyasında görür ve ona “neredeydin?” diye bağırır özlemle. Adamsa gülümseyerek, “dinle, paylaştığımız aşk harikaydı ama ileride seni bekleyenin yanında hiç kalır ve o sevgi gelip seni bulduğunda, o senin ruh ikizin olacak, bense onun bir parçası olacağım” der. Ram Dass, kadın rüyayı bir başkasına anlatırken duyar. Benzer durumları yaşayan Ram Dass, ölü sevgilinin söylediklerinin “gerçekliğini” tadıyor. Yılışık sahiplenme yok, geçmişte takılı kalmak yok. Yaşanılan kedere, yüksek farkındalık ve bilinç düzeyinin sayesinde yenilmemek var. Yeni sevgiyi önceki sevgiyle birlikte yapılandırmak var. Mucizevi bir çoğalma oluşmasına izin vermek var. Kabullenme var. Aydınlanmış aşk :) sanırım böyle bir şey olsa gerek!

İç’imizin özgür olduğu, o özgürlüğün bütün’ün hayrına olduğu an’lar diliyorum hepimize.

Sevgiyle, aşk’la bu yol’da yürümeye devam ❤

Yazan : Hülya KONAR / hPozitif

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.