Anasayfa / Bunları Biliyor musunuz? / Uzun Yaşamanın 9 Sırrı

Uzun Yaşamanın 9 Sırrı

Dünyada ortalama yaşam süresinin en uzun olduğu beş bölgeye ‘Mavi Bölgeler’ deniyor. National Geographic uzmanlarından, ‘sağlıklı yaşam’ üzerine kitapları bestseller listelerinde zirveye tırmanmış Dan Buettner, dünyanın dört bir tarafını dolaştı; tıp ve demografi konusunda alanının önemli isimleriyle beraber araştırmalar yaptı; yaşları 100 civarında onlarca kişiyle görüştü. Yeni yayımladığı ‘Blue Zones Solution’ isimli kitabında, onların yaşamlarını zenginleştiren ayrıntıları okurlarla paylaşıyor. Buettner’le ‘100 yaşın sırlarını’ konuştuk.

Dan Buettner, bize beş ‘Mavi Bölge’de saptadığı dokuz temel özelliği sıraladı: “Bunları siz de hayatlarınıza kolayca uygulayabilirsiniz”.

ŞARAP

Bu bölgelerdeki insanlar içiyor ama abartmıyor. Dan Buettner, günde bir-iki kadehi her zaman arkadaşlarla ve yemek yerken içtiklerini söylüyor.

AMAÇ

Okinawalılar buna ‘ikigai’ diyor, Nicoyalılar ise ‘plan de vida’. Türkçesi: Bugüne neden uyandım? Mavi Bölge’lerin hepsinde insanların işten güçten başka amaçları da var ve bu yaşam kalitesini arttırıyor.

VİTES KÜÇÜLTME

‘Mavi Bölge’lerdeki insanlar da stresten azade değil. Ama kendilerini rahatlatma, ritmi yavaşlatma yolları var. Okinawa halkı, atalarını anmak için birkaç dakika ayırıyor. Ikarialılar şekerleme yapıyor.

YÜZDE 80 KURALI

2500 yıllık Konfüçyanist bir ifade: Hara hachi bu… Bu sözler, Okinawalılara sofradan midelerinin yüzde 80’i dolunca kalkmalarını hatırlatıyor. En basit öğünlerini öğleden sonra ya da akşamüstü yiyorlar; sonra da hiçbir şey yemiyorlar.

BİTKİYE DÖN!

Fasulye ve mercimek gibi besinlere ağırlık vermek 100 yaşına ulaşanların ortak noktası. Et ayda en fazla beş defa yeniyor; yendiğinde de büyüklüğü bir iskambil kartı destesini geçmiyor.

HAREKET

Dünyanın en uzun yaşayan insanları halter çalışmıyor, maraton koşmuyor ya da hayatlarını spor salonlarında geçirmiyor. Bunun yerine bahçeleriyle uğraşıyorlar. İşe, pazara, arkadaşlarının evine, her fırsat bulduklarında yürüyorlar.

DOĞRU ARKADAŞ

Dünyanın en uzun yaşayan insanlarının arkadaş çevreleri ve aileleri iyi alışkanlıklarını destekliyor. Buettner, araştırmaların sigara içme alışkanlığı, obezite, mutluluk hatta yalnızlığın bile ‘bulaşıcı’ olduğunu gösterdiğini söylüyor.

ÖNCE AİLE

Her şeyden önce aileleri geliyor. Bu ailelerde yaşlılar evden ayrılmıyor (araştırmalar bunun çocuklardaki hastalık oranlarını düşürdüğüne işaret ediyor). Hayat boyu aynı eşle beraber oluyorlar (Bu da ömre yaklaşık üç yıl ekliyor).

İNANÇ

Kitap için görüşülen 100 yaşına ulaşmış 263 insanın 258’i inançlı ve bunu bir cemaat içinde yaşıyor. Hangi inanç olduğu fark etmiyor.

uzun yaşayabilmenin sırları

SİZ DE KENDİ ‘MAVİ BÖLGE’NİZİ KURABİLİRSİNİZ

  1. Neyi yiyeceğini bilmek, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek açısından önemli. Ama Buettner, ‘Mavi Bölgeler’de yaşayanların hayatlarına bakarak, bu işin ‘nasıl’ını da öğrenebileceğimizi söylüyor.
  2. Mavi Bölgeler’in halkları işe gitmeden evvel çok sıkı bir kahvaltı yapıyor. Öğle yemeği mütevazı, en geç akşamüstü yenilen akşam yemeği çok hafif. Arada bir meyve ve yemiş var ama atıştırma bir alışkanlık değil. Çoğu yemek öğleden evvel tüketiliyor. Örneğin Nicoyalıların iki kahvaltısı bir de akşamüstü yemeği var. Ikarialılar ve Sardinyalılar öğle yemeğini zengin tutuyor. Okinawa’da akşam yemeği hiç yok.
  3. Yemekler evde yapılıyor, evde yeniyor. Dışarıda yemek ancak kutlamalarda geçerli.
  4. Tek başına yemeyi sağlıksız görüyorlar. Arkadaşlarla ve aileyle yemeye özen gösteriyorlar.
  5. En önemli nokta nedir?” diye sorduğumuzda, Buettner bize esas olanın bitki tabanlı bir rejim olduğunu anlatıyor: “Fasulye, bakla, soya fasulyesi ve mercimek 100 yaşına kadar yaşayan toplumların beslenmesinin temel direği. Hepsi günde yaklaşık bir tabak fasulye yiyor. Ekibimdeki uzmanların araştırması, bunun insan ömrüne yaklaşık dört yıl kattığını gösterdi. Her gün bir avuç yemişin de ortalama ömrü birkaç yıl uzatıyor olduğunu gördük.
  6. Buettner’in bize anlattığı önemli noktalardan biri de ‘yavaş yemek’: “Stresli ve hızlı yediğinizde, kortizol gibi stres hormonları sindirim sürecinde devreye girer; sindirim kötüleşir; enerjiye gidecek kaloriler vücudunuza yerleşir.
  7. Haftada iki defadan fazla et, üç adetten fazla yumurta tüketilmiyor. Günde yaklaşık 100 gram balık yeniyor. İnek sütü ve bu sütten yapılan peynir, tereyağı çok çok az tercih ediliyor. Ekmek yenirse, ekşi mayalı ve tam tahıllı olanı bulunduruluyor. Mutfağa sadece işlenmemiş, sade, ne olduğu belli gıdalar alınıyor.
  8. Kahve tüketimi 100’e kadar yaşayan toplumların çoğunda yaygın. Basit bir kural: Kahveyi sabahları, çayı öğlen, şarabı akşamüstü, suyu günün her anı içiyorlar. Çay tercihi yeşil çay (Okinawa’da) ve diğer bitki çayları (Akdeniz adalarında).
  9. Herkesin mutfakta bulundurması gereken ‘Mavi Bölge’ besinleri: Her tür fasulye, bezelye, bakla, mercimek; ıspanak, lahana, pazı, pancar ve rezene; tatlı patates; her tür yemiş; sızma zeytinyağı.
  10. Dört ‘hep’: Fasulye, en sevdiğiniz meyve, tam tahıllı ekmek, yemiş.
  11. Dört ‘hiç’: Gazlı-şekerli içecekler, işlenmiş et, tuzlu atıştırmalıklar, ambalajlı şekerlemeler.

Kaynak : Hürriyet Gazetesi

Hakkında Dr. Mustafa KURT

İzmir'de doğdu. Dumlupınar Üniversitesi İktisat bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Aynı üniversitede başladığı yüksek lisans programını 2000 yılında tamamlayıp İstanbul Üniversitesi İşletme Yönetimi ve Organizasyon ABD dalında doktora programına devam etti. Daha sonra Kocatepe Üniversitesi'nde göreve başlayarak doktora derecesini bu üniversiteden aldı. 2008-2009 yıllarında post doktora programı kapsamında University of Bradford, School of Management'ta çalışmalarını sürdürdü. 2009 yılında Türkiye’ye dönerek doçent oldu. Halen The University of York, The York Management School’da misafir araştırmacı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Bilgi yönetimi, kurumsal teori, işletmecilik tarihi ve yönetim danışmanlığı konularında çalışmalar yapmaktadır.