Anasayfa / manşet

manşet

Dürüstlüğün getirdiği özgürlük

Ne zaman özgür olur insan? Ahlâklı davrandığında mı? Çok parası olduğunda mı? Her şeyi para ile yapabilir miyiz mesela? Baktığınızda öyle görünüyor. İstediğiniz yere tatile gidebilirsiniz. İstediğiniz arabayı alabilirsiniz. İstediğiniz eşyalara sahip olabilirsiniz. İstediğiniz kadar eğlenebilirsiniz. Okula bile gitmeye gerek kalmaz gibi görünüyor. Bana sorarsanız sadece böyle görünüyor.

Özgürlük seçeneklere ulaşabilme olanağına sahip olmaktır. Para bizi yaşamdaki seçeneklere ulaştırır gibi görünüyor; ama ahlak olmadığı zaman dünyanın tüm parası sizin olsa özgür olamazsınız. Bu bir ikilem gibi görünüyor. Ahlak birçokları için sınırlayıcı bir olgu gibi görünüyor. Tam tersine, ahlak insanı bu dünyada en çok özgürleştiren olgu olarak kabul edilebilir. Devamını Oku »

Ekibinizi nasıl birleştirir ve mucize yaratırsınız?

“Öncelikle size meydan okuyarak başlayayım: Olduğunuzdan daha iyi olun. Erişilmez görünen bir hedef belirleyin. Bu hedefe ulaştığınızda, daha da yükseğini belirleyin.”

Spor, iş dünyasında yaygın kullanılan bir analoji. Ekipler, kaptanlar, kazananlar ve kaybedenler var. İlginç olan şu ki iş liderliğiyle ilgili en etkili derslerden birini adını hiç duymadığım bir adamdan, hiç izlemediğim bir spordan öğrendim.

Herb Brooks, 1980 yılında Amerikan buz hokeyi takımına koçluk yaptı. Bu takım Soğuk Savaş sonrası Sovyetler takımını yenerek, “buzda mucize” yarattı ve altın madalya kazandı. Sovyet takımı, geçmiş dört Olimpik altın madalyayı kazanmış ve bu sporu yapan tartışmasız en muhteşem takımdı. Devamını Oku »

İlk izlenimi doğru okumak gerekir

Bir zamanlar oldukça popüler olan Scrubs komedi TV dizisi, yeni mezun bir doktor olan ana karakter John Dorian’ın (JD) hastanedeki ilk günüyle başlar. JD, o gün dizi boyunca izlenecek tüm karakterlerle tanışır, onlar hakkındaki ilk izlenimlerini seyredenlerle paylaşır. Hastanede işler zor olsa da etraftaki birçok çalışan JD’ye yardımcı olur, onu destekler. JD de ilk günün sonunda tüm bu kişilere karşı sempati duyar, onlara güvenir. Gözü bir tek Dr. Cox’u pek tutmaz.

Diziyi izlemediyseniz, izlemeyi denemenizi öneririm. İlk beş sezonu çok seveceğinizden, ilk dördünü geri dönüp tekrar izleyeceğinizden eminim. İzlemeyenler için çok da detaya girmeden söyleyeyim, JD’nin ilk gün edindiği çoğu izlenim hatalı çıkar. Dostu zannettikleri düşmanı, beğenmediği adam kurtarıcısı olur. Daha da önemlisi, hem kendisi hem de tüm ilişkileri zaman içerisinde evrilir, değişir. Devamını Oku »

Gizli bir cevaptır hayat!

Gizli bir cevap anahtarıdır, hayat…
Yanıtları bağırmaz yüzüne,
Çoğu zaman eğilir ve fısıldar kulağına.
Onu duyan kulakların olsun, sana yeter…

Bazen sert duvarlar örer, ellerinle açamadığın…
Sakın ha zorlama,
Bilir o, gülümsemenin kaynağı duvarların arkasında değildir senin için.
Onu hisseden bedenin olsun, sana yeter… Devamını Oku »

İkna etmek için ne gerekli? Nasıl ikna edersiniz?

İnsanlar arası ilişkilerin belki de en önemli unsurlarından birisi de şüphesiz ki insanların birbirlerini herhangi bir konuda ikna etmeleridir diyebiliriz. İkna herhangi bir konuda bir kişinin diğer kişiyi kendi çizgisinin doğruluğuna inandırmasıdır diyebiliriz. İkna etmek şüphesiz kolay bir konu değildir. Bir kişinin diğer bir kişiyi ikna edebilmesi için öncelikle ikna edecek olan kişinin o konuda haklı olması ve kişilik olarak ta güvenilir olması şarttır. Eğer bir kişiyi herhangi bir konuda ikna etmek istiyorsanız öncelikli olarak aşağıda saydığım unsurları yerine getirmiş olmalısınız. Devamını Oku »

Niçin iyi yöneticilerin sayısı çok az?

Her yıl şirketlere milyonlarca dolar zarar getiren kötü yöneticiler mevcut. Eğer iş yerinizde kötü yönetici sayısı çok fazlaysa, işiniz batabilir. Çok yaygın görülen bu soruna karşı bir savunma bulunmuyor. Çünkü şirketler yanlış kararlar aldıklarında, bunları hiçbir şey düzeltemiyor. Bununla beraber yöneticileri yeteneklerini esas alarak, doğru biçimde seçen şirketler başarılı oluyor ve önemli bir rekabet avantajı kazanıyor.

Gallup’un tahminlerine göre iş birimleri çapında çalışan bağlılığının en az yüzde 70’inden yöneticiler sorumlu. Bu oran aynı zamanda dünya çapında aşırı derecede düşük çalışan bağlılığından sorumlu. Gallup 2012 yılında iki büyük ölçekli araştırmada Amerikalı çalışanların yalnızca yüzde 30’unun işine bağlı olduğunu ve çalışan bağlılığının dünya çapında yüzde 13 gibi aşırı düşük bir oran olduğunu bildirdi. Daha da kötüsü, geçtiğimiz 12 yılda bu düşük oranlar neredeyse hiç değişmedi. Yani dünya çapında çalışanların çok büyük bir kısmı işyerinde kendini geliştiremiyor ve işe katkıda bulunamıyor. Devamını Oku »

Kariyerinizi havalandırın!

Uzun suredir aynı pozisyonda mı çalışıyorsunuz? Günleriniz işten-eve ve evden-işe hattı üzerinde geçip gidiyor mu? İşiniz için yeni fikirler üretememeye mi başladınız? En son ne zaman sizi heyecanlandıran bir uğraşız vardı hatırlamıyor musunuz?

Yukarıdaki soruların hepsine birden “evet” diyorsanız kariyeriniz havasız kalmış demektir.

Havasız kalmış kariyer Devamını Oku »

Tutarlı davranmak niçin çok zor?

Herkesin ailesinde ve okulda öğrendiği önemli şeyler var. Bunlardan biri de verdiğimiz sözlerimizin arkasında durmak, söz verdiğimiz gibi davranmak.. Eylemi ve söylemi bir olan insan gibi yetişmenin önemli olduğu öğütleriyle büyüdük.

Bir kişinin söylediği gibi davranması, içinin dışının bir olması, bütün ahlâk öğretileri ve bütün dinler tarafından yüceltilen bir özelliktir.

Fakat sözleriyle davranışları tutarlı bir insan olmak kolay değildir. Çocukluktan başlayarak, girdiğimiz bütün çevrelerde bizden tutarlı olmamız beklenirken, hayatta çok az insan tutarlı davranır.

Ayrıca, özü sözü bir olmak her zaman işe yaramaz hatta aksine bazı durumlarda geri bile tepebilir. Bazı durumlarda içi dışı bir olmak risklidir. Hayatta öyle durumlar vardır ki insan içindekini söylediği, düşündüğü gibi davrandığı zaman başı belaya girer. Devamını Oku »

İplerine ne yapmak istersin?

Son zamanlarda çok mu gerginsin? Tahmin etmeme izin ver lütfen, aslında böyle bir insan değilsin ama bu aralar sana bir şeyler oldu. Hemen parlayıveriyorsun, Gıcık bir boşluk var içinde, duvarlar üstüne, kapılar yüzüne çarpıyor.

Hiç düşündün mü, belki de seni kızdıran yöneticin değildir aslında ya da geçen gün çılgına dönmeni sağlayan yeni ekip arkadaşın değildir. Hatta akşam yemek yerken sadece televizyona bakan eşin de değildir. Belki de son zamanlarda mideni ağrıtan, başını döndüren, halsiz hissettiren şeyin nedeni bir iptir, olmaz mı? Devamını Oku »

Sunumlarınızın kurgusunu “fragman” hazırlar gibi yapın

Uzun süreli film veya dizilerden birkaç dakikalık can alıcı yanlarıyla özet çıkarabilmek, fragman çıkartabilmek ne kadar önemlidir değil mi? Belki de çalışmanın tamamını ortaya çıkarmak kadar hayati ve işin en zor taraflarından biri. Gişe, rating, izleyici vb. başarısına giden yolda ilk adım!

O halde fragman yapımcılarının kullandıkları yöntemlere göz atmak, özlü, yalın anlatımlar için çok yararlı ipuçları verebilir. Bir göz atalım;

Kısa aslında uzundur!

İyi konuşma yapmanın ipuçları… Harika bir hikaye anlatıcısı olmanın beş yolu… Büyüleyici sunumlar hazırlamanın sırrı… Tarzındaki yazıların, paylaşımların çoğunda şöyle bir anekdot Devamını Oku »