Karşımda 40 kişilik bir dinleyici kitlesi var. İş adamları, kadınları… Kimi telefonuna bakıyor, bazıları aralarında konuşuyor. Daha kendimi onlara tanıtmadım. Elimi kaldırıp, 5-10 saniye boyunca sessizce duruyorum. Elim havada bekliyorum… Bekliyorum… Bekliyorum… Herkes ister istemez yaptığı işi bırakmaya, gözlerini bana doğru kaydırmaya başlıyor. Sesler kesiliyor. Sonra soruyorum:
“Bir tüketicinin en önemli kaynağı nedir? Bir ürün, servis ya da fikri satanlar neyin peşinde?”
Önce herkes bir şaşırıyor. Düşünmeden atlayanlar oluyor. İlk etapta “para” öne çıkıyor. Ben itiraz ediyorum. Biraz daha düşünüp “zaman” diyenler oluyor. “Bilgi”, “güven”, “sevgi”, “sadakat” ve en son illa ve yine “para.” Bunların hepsi iyi, güzel, doğru ama tüketicinin elinde öyle bir şey var ki, satıcılar onu elde etmezlerse bu sayılanların hiçbir anlamı kalmıyor… Hiçbirini alamıyorlar. Devamını Oku »