Şirket tarafı: İş tanımını doğru ve iyi yapan, sorumluluk sahibi, özverili çalışan birini bulduğunda elde tutma ya da artık onu mutlu etmeliyim kaygısıyla unvan değişikliğine, terfiye gider. Kariyer yolunu açmalıyım, onu artık yönetici yapmalıyım, birkaç liderlik eğitimi de aldırırım olur biter der ve kolları sıvar.
Çalışan tarafı: “Bu iş hayatında, değer görebilmek ve daha çok para kazanmak için yönetici olmaktan başka çarem yok” düşüncesiyle yönetici olacağı günü bekler ve ona doğru koşar.
Baktığımız zaman ortada bir çelişki yok gibi. Taraflar mutluluğun formülünde uzlaşmış, başarının tek yolunun yönetici olmaktan geçtiğini savunuyor. Devamını Oku »