Kaç kez kendimize büyük bir hevesle “Bundan böyle daha düzenli ve üretken olacağım” demişizdir? Veya yarın diyete başlayacağımızı… Veya artık egzersiz yapmak için gerçekten çaba göstereceğimizi… Bu heves bir kez sönmeye görsün, bütün iyi niyetlerimiz suya düştü değil mi? Dünyada en sık rastlanan şey (bakterilerin yanı sıra) kendimizi geliştirmeye duyduğumuz bu dürüst ve ateşli arzudur; onu eylemsizlik ya da baştan çıkarılmalara teslim olmayı, suçluluk ya da vazgeçme izler. Bu durumu en iyi, günlüğüne sürekli yazdığı azimli kararlar ile Bridget Jones yansıtır. “Öğleden sonra kesinlikle spor salonuna gideceğim.” Halbuki bu kararı börek çörek âleminin ardından gelen içki ve sigara takip eder.
Hepimiz Bridget Jones’uz. En iyilerimizin başına bile gelir bu. Dünyadaki tüm iyi niyetlere kasteden, son derece insani arzulara teslim olma özelliği kadar birazcık tembellikle de harmanlanan işe koyulma ataletidir.
Peki ataleti ve arzuları nasıl alt edeceğiz?
Aslında dört basit yolla:
1. Her seferinde az az harekete geçin. Atalet ancak hareketle kırılır. Bir kez harekete geçtiniz mi devinim gittikçe artar ve atalet bir unsur olmaktan çıkar. Bu yüzden anahtar başlamaktır ve bunu 5 saniyede 0’dan 60’a çıkmaya çalışarak değil de bir ya da iki günde 0’dan 5 km/s’e çıkmaya çalışarak yapmaktır. Yapılabilir bir şeydir. Mesele bebek adımları atmaktır. Bir kez başlamak altın değerindedir.
2. Sorumluluk sahibi olun. İkinci fail olan tembellik, birazcık toplumsal baskıyla kırılır. Hepimiz ara sıra (veya daha dürüst ifade edecek olursak, her zaman) tembellik ederiz ve bunun yanlış bir tarafı yoktur. Ama tembelliği alt etmek için, sorumluluk şeklinde biraz baskı uygulamamız gerekir. Aşırı yapılmadığı sürece, biraz baskıdan bir zarar gelmez. Baskı motive edici bir şeydir, özellikle de pozitif olduğunda. Pozitif baskı, arkadaşlardan ya da dostlardan, bir internet forumundan, mahallenizdeki bir yardım grubundan ya da blogunuzun okurlarından cesaretlendirme görmeyi içerir.
3. Başarısızlıkları görmezden gelin – arzulara teslim olmak normaldir. Daima arzulara teslim oluruz. Bunu göz önünde bulundurun, kabullenin, yolunuza devam edin. Kendi kendinizi hırpalamanıza hiç gerek yok.
4. Kendinizi motive edin. En önemlisi, bir şeyi gerçekten istemenizdir. Bir şey yapmak için baskı hissetmek yeterli değildir – o şeyi gerçekten arzulamanız gerekir. Yani, sadece onu yapmanız gerektiğini ya da o şeyi yaptığınızda daha iyi bir insan olacağınızı düşünmeniz yetmez, gerçekten arzulamanız şarttır. Şayet baskı hedefinize doğru bir itici güç oluşturuyorsa, motivasyon çekme gücü oluşturur.
İşte bu kadar basit! Hemen kendinize bir tarih belirleyin. Küçük, ulaşılabilir bir hedef seçin. Kendinizi bu işe adayın. Küçük bebek adımlarıyla ilerleyin. Sorumluluk alın ve kendinizi motive etmeyi unutmayın. Ne olursa olsun, hedefinize ulaşmak için yapmanız gerekenlerden asla vazgeçmeyin. Yapabilirsiniz. Gerçekten.
Kaynak : Marjinal E-Bülten