Yok mu çevrende?
Vardır var…
Hani senin ruhun kabarınca gelip pat diye iğne batıranlardan bahsediyorum.
İçi geçmiş laflarıyla yüreğini daraltanlar…
Yok mu bahçende?
Vardır var…
Hani ellerinle ektiğin çiçeklere burun kıvıranları diyorum. Hayatında hiç papatyası olmamış olanlar…
Ağacından meyve çalıp, tek ısırıkta toprağına tükürenler…
Yok mu sabahında?
Vardır var…
Hani sende güneş açmışken hayatına perde çekenleri söylüyorum.
Dedektörlerini üzerinde gezdirip, gece gündüz eksik arayanlar…
Yok mu gününün tam ortasında?
Vardır var…
Hani sen kahkahalara boğulacakken beş karış suratıyla gününü zehir edenlere dem vuruyorum.
Çok gülersen mutlaka ağlarsın inancındakiler…
Yok mu denizlerinde?
Vardır var…
Hani sen berrakken bütün mutsuzluğunu sana akıtmaya çalışanları kastediyorum.
Dalgalardan korkup, kulaç atamayanlar…
Yok mu telefon rehberinde?
Vardır var…
Hani coşkuyla anlattıklarını kısa bir “hımmm” ile özetleyenleri diyorum.
Yok mu mutfağında?
Vardır var..
Hani taptaze planlarını çat diye dondurucuya atanları söylüyorum.
Bayatlığa alışıp, doğallığını yitirenler…
Bu yazıyı okurken aklına gelen heves kırıcılardan bahsediyorum. Bir düşün istersen.
Dön bir kursağına bak.
Sonrada sor bakalım hevesine, daha ne kadar tuzla buz olmak istiyor?
Yazan : Tuğçe Güçnar Kengil | kendinigelistir.com