İlk aşk!

İlk aşık olduğumda 18 yaşındaydım. İlk görüşte bir aşktı bu. Onu gördüğümde yanımdaki arkadaşıma şöyle demişim tabii ki ben hiç hatırlamıyorum; “İŞTE ARADIĞIMI BULDUM!

Neydi ki aradığım ilk bakışta bulduğumu anladım. Hiç konuşmadan. Kimdir, nerede yaşar,  bunların hiç birini sormadan aradığımı bulduğuma karar vermişim. Her zaman yazıyorum ki aşk ayakları yere basmayan mantığın hiç olmadığı bir duygudur. Onda ne bulduğumu bana sorsalardı inanın ki asla söyleyemezdim. Ama biliyor musunuz ki o kişiyle ben sadece 3 ay görüştüm. Bu üç aylık görüşmede sadece el ele tutuşmuştuk.  Bir daha da onu hiç görmedim. Ama uzun yıllar unutamadım. Hani derler ya ilk aşk unutulmaz diye.

Daha 28 yaşındayken cephede vurulup ölen yazar Alain Fournier, “Adsız Ülke” adlı romanında bir görüp aşık olduğu ama bir daha unutamadığı aşkını bakın nasıl anlatıyor;

“Ve Paris’te bir gün Ağustos’un beşi, Grand Palais civarlarında aşk beni keşfediyor. Önce gözlerim, ardından yüreğim, bir saniyelik zaman aralığında Yvonne’u sevdim.

İsmiyle tanımadım ben onu. Kimliğini, aile fotoğraflarını, ilk dişini hiç görmedim. Giysilerin içindeki hareketlenmelere takıldı bakışlarım. Kelimelerinde duyduklarım ilgimi çekti –gözlerinin rengine bile bakmadı-. Tesadüfleri büyülü, hissi yabancı, heyecanı cezbediciydi. Havayla, geceyle, kullandığı parfümle, müziğin tınısıyla ilgisi yoktu. Anlık kararlar gidişatını belirledi. Bedeninin  kıvrımları ve ellerinin dansı.

Rüyalarıma hükmediyor kadın. Gelecekte yanımda görmek istediğim, sokakta takip ettiğim, kalbimin hakimi Yvonne. Aylarca evinin önünde, sokaklarda, kanalın kenarında onu arıyorum. Onlarca mektup yazıp ceplerimde saklıyorum. Bir gün yeniden görme umudumu hiç yitirmeden. Avareliğin katili tutkular, başka kadınları da görüş açımdan kaldırıyor. Bir çöp kutusundan ya da tabeladan daha fazla ilgimi çekmiyorlar.”

İlk aşk böyle bir şey işte. “Bir saniyelik zaman aralığında Yvonne’u sevdim.” diyor.

Nasıl bir tutkudur ki bu, başka kadınlar yok oluyor aşığın gözünde. Ben de aynı duyguyu yaşamıştım. Hatta gözümün başka erkeği görmesi değil, dünyada sadece ikimiz var sanıyordum.  O dönem dünya durmuştu sanki. 

Kanadalı bir Kızılderili olan Oriah Mountain Dreamer bir şiirinde aşık olanın bir aptal gibi görünme riskini göze alması gerektiğini ifade ediyor; “Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüvenin için, bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum.”

Şair çok haklı. Aşk insanı gerçekten aptal yapıyor. Aşık olmak gerçekten bir risktir. Hani eski yazılarımdan birine şöyle bir başlık atmıştım: AŞK İNSANIN BAŞINA GELEN EN GÜZEL FELAKETTİR

Ben o felaketi çok seviyorum. Siz başınıza gelen aşk felaketini nasıl anlatırsınız. Bence yazın. Şu andaki duygularınızı yazın. Yıllar sonra okuyunca inanın çok şaşıracaksınız.

Sevgiler
Tülay Bilin
tulayb18@gmail.com
tulay@karmaastrology.com

Tülay Bilin kimdir?
Tülay Bilin çok uzun yıllar Hürriyet Gazetesinde çalıştıktan sonra, Nisan 2006‘ya kadar Dünya Gazetesinde İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalıştı. Uzun yıllardır kişisel gelişim konusunda aldığı eğitimleri 10 yıldır profesyonel olarak çevresiyle paylaşmaktadır. Şirketlere verdiği eğitimler devam etmektedir. Ayrıca kişisel olarak sorunlarını çözmekte zorlananlar için de yüz yüze görüşmeler yapmaktadır. Haftada bir gün radyo programı yapmaktadır. (Cumartesi günleri saat 11.00-12.00 arası Mavikaradeniz radyosunda canlı telefon bağlantılı. Frekansı 106.4)

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.