103

“Neden İngilizce konuşurken zorlanıyorum? Sıkılıyorum? İçerde neler oluyor? Yıllarca İngilizce dersleri, kurslar, özel öğretmenlerden sonra hala iş İngilizce konuşmaya geldi mi konuşamıyorum.” diye utanan, sıkılan, kendini yetersiz hisseden hatta suçlayan insan sayısı hiç de küçümsenemez. Bunun farklı nedenleri var kuşkusuz. Oldukça yaygın olduğuna inandığım bir neden, ana dilde düşünmek ve bunu öğrenilen dile çevirerek konuşma stratejisi. Yani, Türkçe düşünmek; ancak İngilizce konuşmaya çabalamak.

Bu bir alışkanlık mı? Neden böyle bir strateji izlenir? Bu kişiler yaptıklarının farkındalar mı? Bir kişinin Türkçe düşünüp ”İngilizce konuştuğunu nasıl anlarız? Bu kişilerin İngilizce düşünebilmek için ne yapmaları gerekir?

Ana dilde düşünme ve bunu, konuşulmak istenen yabancı dile çevirme stratejisini kullanan kişiler konuşmalarına başladıklarında uzun, karışık, anlamsız söz dizinleri kullanırlar. Oldukça yavaş, düşüne düşüne konuşurlar. Çoğunlukla sözcük ve cümle aralarında “aa..ıııııh…” gibi boşluk doldurucular kullanırlar, Çünkü bir yandan konuşurken diğer yandan ne diyeceğini düşünür ve orada kullanacağı sözcük veya kalıbın İngilizce nasıl söyleneceğini bulmaya çalışırlar. Sürekli “İngilizce olarak bu nasıl söylenir? Şu sözcük ne demektir?” diye düşünmektedirler.

Bu durumda zihin çok işlem yapmaktadır. Bu nedenle hem düşünceye odaklanamaz, hem de çeviri yaptığı diller -Türkçe”den İngilizce”ye- birbirinden yapısal anlamda çok farklı olduğu için gramer olarak yanlış, hatta zaman zaman gülünç ifadeler ortaya çıkabilir. Çok bilinen klişe bir örnek vardır bununla ilgili. “Morning moming where are you going?? Bu kişiyle İngilizce iletişim kurabilmek oldukça sıkıcı olduğu gibi başarısızlıkla sonuçlanır.

Konuşan kişi kendini yeterince ifade edemediği için ana dilinde konuşmayı yeni sökmeye başladığı yıllardakine benzer bir ruh hali yaşar. İngilizce konuşulan ortamlarda yetersizlik duygusuna kapılabilir. Bu durum bir iç çelişki yaratır. Anadil deneyimleriyle donanmış nöronlar durmadan düşünce üretirken, bunun dışa vurumu tam olarak gerçekleşemez.

Yani kendimizi dış dünyada tam olarak gerçekleştiremeyiz veya temsil edemeyiz. Bu kişilere “İngilizce düşünün.”dediğiniz zaman bunu nasıl yapacaklarını bilemezler. “Nasıl yani ???.” diye sormadan edemezler.
Niye İngilizce düşünmeli?
Çünkü, düşünme ve konuşma aynı sistemin parçalandır. Bir bütünün parçaları arasında uyum olmazsa, sistemde problem yaşanır. Yani düşünme dili ile konuşma dili aynı olmalıdır. Böylece konuşma hızlanacak ve anlam bütünlüğünü bozacak hatalar yapılmayacaktır.

Farkında Olmadan Öğrenme [unconscious learning]

Yapılan bir araştırmaya göre; ?Öğrenmenin yüzde 20”si bilinçli bir şekilde okul, kitap, öğretmen yoluyla gerçekleşirken, yüzde 80”i farkında olmadan yapılan bilinçdışı kayıtlar ile gerçekleşir.? Ana dilimizi de bu şekilde öğreniriz. Beynimiz, biz farkında olmadan ana dilimizi, konuştuğumuz ortamda milyonlarca işitsel ve görsel veriyi kaydeder. İnsan sesleri ve onlar ile ilintili renk, koku, duyguların hepsi birlikte biz farkında olmadan kaydedilmektedir. Beyin bu veriler üzerinde “aynı”,” farklı”, “…öyleyse?? mantığını kullanarak duyduğu seslerden oluşan sistemi, yani dilin şifresini çözer. Bir süre sonra öncelikle bize söylenenleri anlamaya, sonra da konuşmaya başlarız.

Yeni bir dil öğrenmeye başladığımızda belleğimizde bu dil ile ilgili yeni bir klasör açılır. Bunu bir bölgede yer kaplayan alana benzetelim. Bölge belleğimiz olsun. Bu bölgede elbette ki anadil alanımız daha büyük yer kaplamaktadır. Sonradan öğrendiğimiz dilin kapladığı alan daha küçüktür. Düşünmek için düğmeye bastığımızı varsayarsak daha büyük olan alan daha baskın olur. Böylece düşünme anadilde gerçekleşir. Bir iletişim ortamında bize İngilizce olarak söyleneni anlarız. Ona cevap vermek için, zihnimizde anadilde düşünürüz. Sonra bu düşündüğümüzü tekrar İngilizce?ye çevirmeye kalkarız.

NELER YAPILABİLİR?

Ana dilini konuşan insanlar ile sonradan öğrenilen dili konuşanlar arasındaki en önemli farklardan birisi şudur: Ana dilini konuşan insanın kendisini ifade edebilmek,için çok seçeneği vardır. Yüzlerce farklı biçimde kalıp kullanabilir. Seçenek zenginliğine sahiptir. Sonradan öğrenilen dil kullanılırken ise öğrenilmiş kalıpların dışına çıkılamaz. Dolayısıyla seçenekler, zengin değildir. Bu nedenle gerek sözel, gerekse yazılı ifade becerisinde kişi sınırlı düzeyde kalır.

Tekrar “alan” metaforuna dönersek, öğrenilmiş dilin bellekte kapladığı alanın sınırlarını ne kadar genişletirsek, o dilde düşünmek o kadar mümkün olur.
Yani “farkında olmadan öğrenme” süreci zenginleştirilmelidir.

Bunun için neler yapılabilir?

Öğrenilen dilin konuşulduğu ülkede bulunun
Bir dili öğrenirken o dilin konuşulduğu ortamda olmak çok önemli. Öncelikle anadilimizi nasıl öğrendiğimizi hatırlayalım. Beynimiz biyolojik olarak dil öğrenmeye programlanmıştır. Doğal olarak, verilen kalıplan algılama ve bunları ayrıştırarak depolama, anlamlandırma yetisine sahiptir.

İşte bu nedenledir ki, biz ana dilimizi öğrenirken hiçbir özel çaba sarf etmedik. “Bilinçli öğrenme” süreci olmadan, hiçbir endişe ve kaygı duymaksızın dinledik tüm söylenenleri. Böylece anadilimizi edindik..

İkinci dilin bellekte kapladığı alanı genişletebilmenin yollarından birisi, öğrenilen dilin konuşulduğu ülkeye gitmek, orada bir süre yaşamaktır. Sokakta, alışverişte, otobüste her yerde İngilizce konuşulan bir ortamda bulunun. Ben İngilizce dilinin konuşulduğu bir ülkeye, İngiltere”ye, ilk gittiğimde ilk şaşkınlığımı havaalanında yaşamıştım. İki temizlik görevlisi kendi aralarında konuşuyorlardı.. Açıkçası bu durum beni şok etmişti. Bizim yıllar süren çalışmanın sonunda gelemediğimiz düzeyde bir İngilizce”yi büyük bir doğallıkla konuşuyorlardı ! Bu nedenle, İngilizce öğrenmek isteyenlere önerim, İngilizce konuşulan bir ülkede kısa veya uzun bir süre kalmaları olacaktır.

İngilizce TV, film izleyin

Dinlerken mümkünse kulaklık kullanın. Böylece beyniniz, işitsel dikkatiniz dağılmadan doğrudan kayıt yapabilir. Bu sırada filmi anlamayabilirsiniz. Hiç önemli değil. Unutmayın, beyin doğal olarak dil kalıplarını bir süre sonra ayrıştırma, benzetme becerisine sahiptir. Siz dinlemeye devam edin. Bir süre sonra hiç anlamadığınız uzun bloklar halindeki söz dizinleri kendiliğinden, anlayabildiğiniz daha küçük parçalara ayrılacaktır. Film izlerken hoşlandığınız dil kalıplarını yazacağınız bir defteriniz olsun. Bunları not alın ve filmde duyduğunuz tonlamayla tekrarlayın. Bunları yeri geldikçe kullanmaya özen gösterin. Aynı filmi birden çok kez izleyin.

Filmin sesini kısın. Kişilerin ne söylediklerini hatırlamaya çalışın, seslerini zihninizde canlandırın. Filmdeki kişilerin ne dediği kadar nasıl söylediği de çok önemlidir. Bu nedenle kişilerin beden dillerine, mimiklerine, tonlamalarına, özellikle dudak hareketlerine dikkat edin. Yeni öğrendiğiniz dil kalıplarını onlar gibi konuşarak yüksek sesle prova edin, tekrarlayın. Kendi kendinize konuşun. Mümkünse kendi sesinizi kaydedin.

Dinleyin. Filmdeki ile kıyaslayın. Mükemmelliği yakalayana kadar devam edin. Film ekranını görmeyecek şekilde oturun. Sadece sesleri dinleyin. Seslerden hangi sahne olduğunu zihninizde canlandırmaya çalışın. Çıkaramadığınız durumlarda ekrana bakabilirsiniz. Tüm bu alıştırmalar keyifle tek başına yapabileceğiniz alıştırmalardır.

İngilizce Şarkılar Öğrenin

Şarkı sözlerinin anlamlarını araştırın, öğrenin. Şarkı sözlerini yazın. Ezberleyin. Birlikte söyleyin. Söylerken anlamını düşünün. Ne kadar çok şarkı öğrenirseniz dil alanınızın sınırlarını o kadar geliştirirsiniz. Özellikle sağ beyin işlevi olan ritim/müzik zekası ve ritim hafızası, sol beyin işlevi olan sözel zeka ve hafıza ile birlikte tetiklendiğinde öğrenme çok uzun dönemli olarak gerçekleşir. Bu anlamda, şarkılar ile dil becerinizi geliştirmek sizin için hem çok zevkli, hem de beyin uyumlu bir tekniktir. Sonuç ise mükemmeldir.
İngilizce Konuşabileceğiniz Ve Duyabileceğiniz Ortamlarda Bulunun
Ülkemiz bu açıdan bir cennet. Özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarımız bu açıdan bize çok zengin seçenekler sunuyor. Plajda gözlerimizi kapatıp güneşlenirken alfa duruma geçmiş beyin dalgalarımız, dışarıdan gelen İngilizce konuşmaları hiç tereddüt etmeden beyne kaydeder.

Okuyun

İngilizce kitap, dergi, gazete, broşür ne bulursanız okuyun. Yanınızda tıpkı film seyrederken olduğu gibi küçük bir cep defteriniz olsun. Beğendiğiniz ve kullanabilmeyi istediğiniz dil kalıplarını, sözcükleri içinde bulunduğu cümle ile birlikte defterinize yazın ve tekrarlayın. Bir kalıp veya sözcüğün sizin olması demek, onu uzun dönemli hafızaya atmış olmanız demektir. Bellek ile ilgili araştırmalar, yeni bir bilginin uzun dönemli belleğe yerleşebilmesi için en az 7 kez tekrar edilmesini gerektiğini belirtir.
Sözlük Kullanmayı Öğrenin

Mutlaka İngilizce”den-İngilizce”ye sözlük kullanın. “Nasıl olacak?” dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü bu, benim çok sık karşılaştığım bir sorudur. Öncelikle seviyenize uygun bir sözlük alın. Evde bulunan herhangi bir sözlük işe yaramayabilir. Sözlük, dil seviyenizin çok üzerinde olursa bir sözcüğün çok farklı anlamlan ile karşılaşabilirsiniz. Hatta açıklamasını anlamak için tekrar sözlüğe gerek duyarsınız. ”Bu nedenle pek çok kişi, İngilizce karşılıklı sözlüğe bakmaktan nefret eder. Çünkü anlamaz. Oysa seviyeye uygun sözlük alınırsa bu durum oltadan kalkar.

Sözcüklerin yanında parantez içinde phonetic transcription (ses alfabesi) vardır. Bu bilgi, genelde sôzlük1erin ön sayfasında açıklamalı olarak verilir. Bunu iyi kullanırsanız, öğrendiğiniz yeni sözcüğün nasıl telaffuz edildiğine de vakıf olursunuz. İngilizce, yazıldığı gibi okunan bir dil olmadığı gibi vurgulaması da ana dilimizden farklıdır. Yanlış vurgu, sözcüğün anlamını değiştirebilir. Bir kelimenin anlamına bakarken, vurgunun hangi hece üzerinde olduğuna dikkat edin. Örneğin çok temel sözcükler olduğu halde hala bazı sözcükler vurgu hatası yüzünden çok yanlış söylenmektedir. Bear-beer hatası oldukça yaygındır. Denemek için isterseniz bir sözlüğe bakın. Bakalım siz vurguyu doğru kullananlardan mısınız?

Kelimenin tekil, çoğul hali, yapım ve çekim ekleri, hangi sözcük öbeğiyle kullanıldığı gibi çok değerli bilgileri de sözlükte bir bakışta görebilirsiniz. Sözcüğün İngilizce açıklamasıyla birlikte örnek cümle verilmesi, öğrenen kişinin yazının başında vermiş olduğum bölge-alan metaforunda sözü edilen İngilizce alanını genişletecektir.

OLUMSUZ İNANÇ VE DİL KALIPLARI

Olumsuz inanç ve sınırlayıcı dil kalıpları da İngilizce konuşmanın önündeki bir diğer engeldir. Geçmişte yaşanmış olumsuz bir deneyim, arkadaşların yapılan hataya gülmesi, öğretmenin hata yapıldığı zaman kızması, sabırsızlık göstermesi, hatanın düzeltilme biçimi, anne babanın “Bu kadar para verip özel okula gönderiyoruz, hala konuşamıyorsun.” şeklinde konuşması gibi farkında olmadan yapılan kimi hatalar, bazı kişilerde yetersizlik duygusu ve kendine güvenin yitirilmesine yol açar.

Kağıt üzerinde İngilizce bilgisi yeterli olmasına rağmen konuşma güçlüğü çeken kişi sayısı çoktur. Bu durum, bir tür sahne fobisine benzer. Bu kişiler İngilizce konuşmak için ağızlarını açtıkları zaman herkesin kendilerini dinlediği, hatalarını bulacakları, gülünç duruma düşecekleri korkusunu yaşarlar. Ağızları kurur, zihinleri dağılır, kalp atışları hızlanır, ve İngilizce konuşmak çok sıkıntı veren, bunaltıcı bir deneyim olur. Bu tür korkulan aşmak için hataya bakış açısını değiştirmek gerekir.

?Hata yapmak , öğrenme sürecinin doğal sonucudur.? İlkesini kabul edersek, hatalar bizi geliştirir. Bu durumda ?Hatalar? rehber görevi üstlenir. Bizi yönlendirir. Hangi ?alanda? hata yapılıyorsa ?o? alan güçlendirilecek ?öncelikli alandır?.

Bu arada, beyin tesadüfi hatalar yapar. Bu çok doğaldır. Bunları bir süre sonra kendi kendine düzeltir. Doğru kayıtları aldıkça, yanlışları ayıklar. Siz beyne doğru kayıtlar vermeye devam edin.

ASLA PES ETMEYİN
 
Kaynak : www.kigem.com

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Yorumlar (103)

  1. benim tanıdığım bir ing. hocası var. o da çok güzel konuşuyor ve öğretiyor. o da 8 senedir ing. ile uğraşıyor ve şu anda çok iyi ve bana da yardımcı oluyor. ama kendisinin kursu şanlıurfa da yolunuz oralara düşerse mutlaka uğrayın derim…

  2. Merhaba Sema Nur Canitez hanım;
    Geldiğiniz nokta beni çok etkiledi. Bende Tanju hocadan Ocakta ders almaya başlayacağım. Ama sizin çalışma sistematiğinizi merak ettim. Kursla beraber nasıl çalıştınız. Sizinle bizzat görüşmek isterim.

  3. 10 Şubat 2009

    25 yorumda arkadasimizin bahsetigi gibi ing bilen arkdaslar bulmaya calisip onlarla konusun inanin onlar yanlisiniz olsa bile duzeltiyoler gramer konusmaniza gerek yok onlarla konusurken ve size cok yardimci olacaklarina eminim denemekten bisey kaybedilmez demi

  4. Kulağınızı Türkçe’ye kapatın ki ozaman İngilizce yada başka bir dili çok iyi öğrenebilirsiniz.

  5. bende ingilizce konusunda dertliyim öğrenemiyorum ve öğrendiklerimide çok çabuk unutuyorum Tanju hocadan ders almak istiyorum ama ücreti nedir?

  6. İngilizce Anlıyorum fakat konuşurken ve bazen cümle kurarken çok zorlanıyorum :(

  7. Bu siteyi bugün buldum ve yazılanları okudum. Gerçekten çok yararlı bilgiler var. Teşekkür etmek istiyorum öncelikle. Hatta benim İngilizce öğrenirken yaptığım taktiklerin aynısı burda da yazıyor. Buraya kadar çok herşey çok güzel. Ben gerçekten İngilizceyi çok seviyorum ve çok başarılı olmak istiyorum. Aslında çok başarılı da değil İngilizceyi ana dilim gibi konuşmak istiyorum. Aslında İngilizcede çok başarılı olduğumu düşünüyorum. İngilizce öğretmenim bile bana soruyor bilmediklerini. Ama tabii ki bu bana yeterli gelmiyor. Hergün ingilizce çalışıyorum. İngilizce diziler seyrediyorum. Hatta internette beğendiğim yabancı artistlerin röportajlarını dinliyorum. Ancak bu sitede bahsettiğiniz gibi bir dili öğrenmek istiyorsan mutlaka onu konuşman gerek. Ancak benim tanıdığım hiç kimse ingilizceyi sevmiyor. Aslına bakarsanız nefret ediyorlar. Ne varsa bu ingilizcede bu kadar korkulacak onu da anlamıyorum. Neyse biz konuya dönelim. Ben mesela arkadaşlarımla İngilizce konuşmak istiyorum. Ancak onlar boş zamanlarında bir dil öğrenmek yerine İnternette sevgili bulmaya çalıştıkları için malesef ingilizceye fırsat kalmıyor. Yani İngilizceye dair hiç bir halt bilmiyorlar.Zaten ailemde de kimse ingilizce bilmiyor. Ben de malesef kendim çalışıyorum. Ancak kendin çalış çalış nereye kadar yani gerçekten İngilicze konuşmak istiyorum. Beni bir bıraksalar alıp başımı Amerika’ya gideceğim. Bu sitede de yazdığınız gibi mesela duyup hoşuma giden İngilizce cümleleri alıp yazıyorum. Onu günde 100 defa falan tekrar ediyorum. Yani hoşuma gidiyor ingilizce konuşmak. Ancak dediğim gibi kendimi halen yeterli bulamıyorum. Gramer olarak iyiyim hatta izlediğim filmlerin çoğunu da anlıyorum ama tabii bazen hiç birşey anlamadığım da oluyor. Herşeyi anlamak istiyorum. Ayrıca siz demişsiniz ki mutlaka bir dil öğrenirken o dilin konuşulduğu yere gidin. Gerçekten çok işe yarar bir yöntem. Bayıldım bu yönteme. Hatta keşke elimde olsa da Amerika’da yaşasam.Zaten Thomas Dekker’i çok görmek istiyorum. Aşkım o benim yaa . Kıyamam ben ona.Ancak öyle hadi diyince bir yere gidilmiyor Neyse kısaca ne yapmam gerekitğini bilmiyorum tam anlamıyla. Lütfen bu mesajıma cevap verin. Yalnız beni tatmin edici bir cevap olursa çok çok sevinirim. Şimdiden çok teşekkür ediyorum.

  8. Ben dil için ingilizce konuşulan bir ülkeye gitmek istiyorum ama nasıl olacağını bilemiyorum. Öğrenci değilim. Hangi ülke daha avantajlı, vize almak kolaymı, kurslar ne kadar gerekli, orada çalışarak dil öğrenilebilirmi, nerelerde nasıl kalınabilir tabi bunlar için maksimum fayda minimum fiyatla nasıl olabilir, ne kadar bütçe ayırmalı. Giden arkadaşlar yardımcı olurlarsa teşekkürler

  9. Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.Ben İngilizceyi konuşabiliyorum ama yine de kendimi yetersiz hissediyorum.İşim gereği yabancılarla çalışmam benim için avantaj oldu.Nasıl ki yüzme bilmeyen bir çocuğu denize atarsınız da yüzme öğrenmeye başlar benim ingilizce konuşabilmeme vesile olan da iş hayatım olmuştur.Sonuçta size katılıyorum.Mümkün olduğunca Türkçe konuşulmayan yerlerde bulunmak gerekiyor.Grameriniz iyi de olsa kelime haznenizin gelişmesi için verdiğiniz tüm önerilere katılıyorum.Ama ne yazıkki bizim ülkemiz insanları okumayı sevmiyor.Benim sorunum kelime haznemin bir noktada kalmış olması.İş hayatı ve özel hayatımız derken fırsat yaratamamak.Bahaneler çok.Ama bu günden itibaren biraz daha çabalamaya karar verdim.Yıllarca yapmadıklarımı şimdi yapmakya karar verdim.İngilizceyi Yabancı Diller eğitim fakültesinde 1 yıl hazırlık okuyarak öğrendim.Sonrasında kendi çabalarımla ilerlettim.Ama en önemlisi tekrar ediyorum mümkün olduğunca ingilizceden ingilizceye sözlük kullanmak ve yabancılarla aynı ortamda bulunmak yada internette yabancılarla bol bol konuşmak.
    Paylaştığınız bilgiler için
    Teşekkür ediyorum.

  10. Hayatta herşey maddiyat olduğu için eğitim ticari amaç olarak kullanılmış…Eğitim öğrenilen bilginin hafızada kalması, yer edinmesi demektir.ingilizce kurslarının bir çoğu ticari amaç güderek çalışıyorlar.Gülmez, siz kursa değil,ingilizceyi öğrenmeye bakın..Öğreneceğinizden emin olun.Arkadaşların o güzel ve kapsamlı tavsiyelerini değerlendirin.Başaracaksınız,inanın.

  11. benim alt yapım çok zayıf yani grammer bilgim oldukça yetersiz…fakat kafama koydum öğrenicem(:şu anda dersleri internetten takip ediyorum (2 aydır) ve internetten takip etmeme rağmen çok güzel bir ilerleme kateddiğimi düşünüyorum.bi’ kaç ay daha böyle devam edicem. daha sonra bir kursa gitmeyi düşünüyorum. imkanlarım el verirse 3-4 aylık dil kursu için yabancı bir ülkeye gitmeyi düşünüyorum. zaten ingilizce öğrenmemin amacı yabancı arkadaşlarımla daha rahat konuşmak ve iş olanaklarını artırmak…

  12. 27 Kasım 2009

    Merhaba arkadaslar,
    lutfen simdi yazacaklarimi cok iyi okuyun!!!!
    ben,ana dilleri ingilizce olmayanlara, ingilizce ogretmeye yonelik bir kurs almaktayim.
    onbes yildan beri ingilizcenin icindeyim ve 9 yildan buyana ingilterede yasamaktayim.

    ilgilizceyi ogrenmek icin lutfen gramerle baslamayin.
    ilkonce ayni bir bebegin ogrendigi sekilde yani kelime kelime asmasiyla baslayin. bir bebek ilkonce sesleri duyarak ve onlari yavas yavas telafuz ederek ogrenmeye baslar. yani hicbir bebek cumle yaparak bir dili ogrenmez. bu yuzden, simdi ilk yapacaginiz is, kelime kelime ingilizce ogrenmek. benim fikrim en az gunluk ihtiyaciniz olan yuklem, sifat, isim, ve nesne den olusan 300 kelimeyi ezberlemeniz.

    ileride acmak istedigim ingilizce kursunda en az 1000 kelime ogrenme metoduyla ingilizce ogretecegim.!!!
    tesekkurler yardima ihtiyaciniz olursa bana iletiniz

  13. 6 Aralık 2009

    Ben ingilizceyi çok ii biliyorum ben şu an 25 yaşındayım ve 9 yaşından beri ingilizce kurslarına gidiyorum.fazla gerek duymuyorum.. çalıştığım şirkette fazla lazım olmuyor.. okadar yıldır ingilizceye çalışıyorum amaa ingilizceden hep nefret etmişimdir!!…

  14. 23 Ocak 2010

    Katılı yorum

  15. Ya bende konuşmada çok zorlanıyorum ve bu sorunu bi türlü aşamıyorum…=(

  16. Bencede güzel olmuş ama çok güzel diyemem çünkü okumak çok sıkıcı geliyor bana slayt şeklinde olsa daha güzel olurdu umarım yaparsınız

  17. 31 Mart 2010

    Hocam ben ingilizceyi türkçe ile beraber öğrendim bebekken =) dediğiniz gibi anlamadan, farkında değilken öğrendiğim için normal geliyor bana… herkes öğrenebilir gibi geliyor… ama şimdi ispanyolca için çabalıyorum… bayağı zormuş dil öğrenmek ama verdiğiniz bilgiler insana cesaret veriyor… teşekkür ederim… yazınızın sonundaki gibi “asla pes etmemeceğim”… teşekkür ederim…!

  18. Hocam ben ingilizce proje ödevim için sitenizi tıkladım ama öğrendiklerim ileriki yaşamımda bana gerçekten katkı sağladı çok teşekkür ederim

  19. Gerçekten çok yararlı bir bilgi arkadaşlar,şu an birden fazla dilin konusulduğu fakat ingilizcenin ağır bastığı bir ülke olan hollandadayım.buraya öğrenci olarak geldim 4 aylığına.buraya gelmeden nasıl olsa gramerim iyi ve hayatında hiç ingilizce konusmamıs biri olarak;konusurum heralde ne olabilir ki ben yaparım diyordum..:)fakat geldiğimin ilk haftası okadar zorlandımki cümle kurmakta…sanırım türkçe düsünüp ingilizce kurduğum cümleler yüzünden…gercekten de haklısınız bir dili öğrenmenin en güzel yolu onu yaşamak.şu an 21 yasındayım ve ingilizcenin ne kadar gerekli bir dil olduğunu buraya gelince anladım..(tabiri cayizse;yumurta gö…)bu yaşta bunun farkına varmış olmaktan çok mutluyum…ve ingilizce cümle kurabildiğim zman o kadar mutlu oluyorum ki bu da bana daha çok öğrenme isteği veriyor…asla pes etmeyeceğim..teşekkürler….

  20. Ingilizceyi öğrenmek hiçte zor değil ben lise 2.sınıf öğrencisiyim ve ingilizceyi çok rahatlıkla konuşa biliyorum hatta ders dışında kursa bile gitmedim.bunuda ingilizce kitaplar okuyarak başardım

  21. Merhabalar yorumları okudum ingilizce öğrenmenin daha çok başındayım işim icası 3 yıl ingilizce konuşulan bir ülkede yaşama ihtimalı var 2011 başından itibaren. ingilizce seviyem çok az acaba bana ne önerirsiniz şuan bişey yapayımmı yoksa gittiğim ülkedemi başlayım yoğun olarak çalışmaya

  22. Bende yeni ing ögrenmeye başlıyorum kendime kitap falan alıcam yurt dışına gitmek istiyorum bu yüzden ing ögrenmem şart arkadaşlar imkanımda yok kursa gitmem için bana ne tavsiye edersiniz

  23. Lise 2. sınıf ögrencisiyim

  24. Bunları uygulayacağım

  25. Ben de ingilizce konuşmayı öğrendim öğrenenlere göre çok kolay

  26. 11 Haziran 2010

    Tesekkürler

  27. Evt doğru pratik içn her şehirde ing. konuşulan bi kafe yapılmalı bnce her masada bi sözlük. istanbulda varmş sanrm bnce her yerde olmalı

  28. Ben şu an lise 2. sınıfa geçtim ve bu güne kadar okulda bize gösterilen ingilizce hep gramel bilgilerdi ve bu yüzden ingilizceyi bir türlü konuşamadık. umarım sizlerin bizim için sunmuş olduğunuz bilgiler işimize yarar ve rahatlıkla ingilizce konuşabiliriz.
    katkılarınız için teşekkür ederiz…

  29. Biz de her vatan evladı gibi orta 1den itibaren ingilizce dersler, hazırlık vs. okuduk. sonra ingilizce öğretmenliğini seçtim ve 2 yıl önce amerikaya gitme fırsatını buldum. mcdonalds’a girdiğimde water(votır) kelimesini karşımdakinin anlamadığını gördüm. günlük konular üzerinde dinleme ve konuşmada sorun yaşamadım fakat entellektüel bir sohbet ortamında veya uzunca bir konu konuşulduğunda %100 anlamakta zorlandım. 2 aylık bir tecrübeden sonra tam anlamiyla ingilizce konuşma ve dinleme becerilerini kazanmak için orada birkaç yıl geçirmenin gerekli olduğu kanısındayım. tabi okuma ve yazma becerilerinin türkiye’de gayet iyi öğrenilebileceği gerçeğini de belirtmek isterim… bu açmazı çözmek içinse ülkemizdeki eğitim fakültelerinde n başlayarak gerçekçi bir değişim gerektiği kanısındayım. ben de dahil olmak üzere yüzlerce ingilizce öğretmenliği adayının tek bir native speaker ile karşılaşmadan ve sistematik bir dil eğitiminin nasıl olması gerektiği hakkında fikir sahibi olmadan mezun olduğu bir ortamda başarılı olunamayacağını düşünüyorum. başarılar…

  30. Ben şunu söylemeliyim ki çok iyi dercede ingilizce konuşabiliyorum ve yazabiliyorum tek problem bir ingiliz veya amerikalıyla konuşurken anlamıyorum çünkü çok farklı bir aksan kullanıyorlar ben ingilizceyi kendi kendime öğrendim ne bir kurs yada okul anlamını bilmediğim ingilizce kitapları okudum şarkılar dinledim okudugum kitapları sözlük vasıtasıyla çevirmeye çalıştım daha sonra bir bilgisayar edindim ve internette bir ingiliz bayanla tanıştım şimdi evliyim 2 çocugum var ingilizce şimdi çok kolay ama bazen yinede anlamıyorum eşimin söylediklerini 3 4 defa tekrar ediyor benim için uzun lafın kısası ben bu dili öğrenmek için çok çaba sarfettim ama başardım umarım inancı olan herkes başarır çünkü çok yakında ingilizce mecburi bir dil olacak böyle giderse :)

  31. Ve şunuda eklemek istiyorum yabancıların aksanlarında bahsettim ve gerçekten her semtin farklı bir aksanı var

  32. Merhaba hocam.bilkent üniversitesi hazırlığına bu yıl geçtim.hiç ingilizcem yok.dersler ingilizce anlatılıyor.her türlü alıştırma ve yanıt ingilizce yapılıyor.ben hiçbirşey anlamıyorum ve hocalara cevap veremiyorum.2 ay sonra kur geçme sınavı var. o zamana dek kendimi geliştirmem için ne önerirsiniz.özel ders almalımıyım?

  33. Merhaba arkadaşlar. bu sitedeki açıklayıcı bilgileri ve sizlerin değerli yorumlarını okudum. ingilizce öğrenmek yıllardır içimde ukte olarak kalmıştı. bir şekilde ingilizce öğrenmek istiyordum. yurtdışı firmalar ile çalıştığım için sürekli yanımda tercüman bulundurmak zorunda kalıyordum ve bu durumdan çok sıkılmıştım. öyleki yurtdışına bir defasında yalnız başıma seyahate çıktmıştım. uçak almanya aktarmalı gidecekti. aktarma sırasında almanca ve ingilizce anonslar yapılıyordu sürekli. meğer uçağın çıkış kapıları değişmiş. tabi ben bunu uçağı kaçırdıktan saatler sonra anladım:)hatta birgün somalili iki arkadaşla tanıştım. hem çok sevindim hem çok çok şaşırdım. bu somalili arkadaşlar ingilizce, italyanca ve türkçeyi çok iyi biliyorlardı. o gün kendi kendime ne yapıp yapıp bu ingilizceyi öğreneceğim dedim. okullarda verilen ingilizce eğitimi malum yeterli değil ve okulda verilen ingilizce eğitimin bir tek harfi bile aklımda kalmamıştı. önce etrafımdaki kurslara baktım. abartılı reklamları olan 4 ayrı kursu denedim. ama sonuç hüsran. ingilizce öğretemedikleri gibi öğrenme hevesimide kırdılar. sonra internet üzerinden farklı farklı yüzlerce siteden öğrenmek istedim. ama hepsi neredeyse birbirinin kopyası. yani olmadı. bir gün nette gezinirken erhan sarıoğlu isimli öğretmenin! sitesini tesadüfen gördüm. öyle çok abartılı değildi. siteye girdim ve inanın 8 saatten fazla zaman geçirdim sitede. özellikle bu öğretmeni hepinize tavsiye ediyorum. o sitedeki özet bilgileri bile size bir çok şey katacaktır. bu öğretmenin kuralı hatta birinci kuralı ingilizce öğrenmek isteyenin önce türkçe dilbilgisini bilmesi. ilk defa duymuştum saçma bile bulmuştum ne alaka demiştim kendi kendime.. ve o sitedeki 10 derslik özet bilgileri sürekli çalıştım. şaşırtıcı derecede iyi hatta mükemmel bir sistem olduğunu farkettim. inanın ingilizce korktuğunuz kadar zor değil. benki birçok kurs ve yöntem denemiş ve başarısız olmuş bir insan olarak birşeyler öğrenebilmişsem emin olun hepiniz başarabilirsiniz. yakında erhan öğretmenin kursuna katılacağım. şu anda bile cümleleri rahatça anlayabiliyor basitte olsa cümle kurabiliyor ingilizce film yada şarkılardaki sözleri ve kelimeleri rahatça yakalayabiliyorum. herkese tavsiye ederim. teşekkürler.. burak

  34. Burak o erhan hocanın sitesini bize ver ßizde ßişeyler öqrenelim iyi hoş yazmışsn ama ßizide faydalandır o hocadan

  35. Reklama girdiğinden dolayı sanırım yayımlanmıyor. Hocanın ismini GOOGLE’da ararsan, bulursun Emirhan.

  36. 11 Ekim 2010

    İngilizce öğrenmek istiyorum. Bir çok yol denedim. Okuldaki kulüpler buna dahil. Çıkar yol bulamadım… Yol gösterici bir yazı olmuş.
    Teşekkürler.

  37. 15 Aralık 2010

    Ingilizce dogru hocalarla ogrenilir, kulak ve duyum cok onemli o sebeple evden kendi kendinizle ogrendiginizle konustuklarinizi anlayan zor olur. gramer bilgisine dil ogrenmek icin ihtiyac yoktur, ben bu sekilde ogrenmedim, ama gramerimde iyi seviyede, imtahanlarin gramerinde %90 basarili oluyorum.sagolsun ders aldigim tanju ergil hocam ingilizce dusunce sistemiyle ogretti.. kolay arkadaslar, onyargilardan kurtulmak lazim der tanju hocam cok dogru,, on yargilardan kurtulun.. herkes ingilizce konusabilir

  38. Zeynep pervar hanım ben size tanju ergil hakkında bir kaç sorum olacak cevap verirseniz sevinirim
    1- hiç ingilizce bilmeyenede ingilizce öğretebiliyor mu?
    2- kendisinin vermiş olduğu kelimelerin dışında kelimelerle karşılaşıp kendiniz öğrendiğiniz zaman zorluk çekiyor musunuz?

  39. 5 Ocak 2011

    Sayin adalya, tesadufen girdim yazinizi gordum, gec cevapliyorum bu sebeple..
    1- ingilizce hic bilmeyenede ogretebiliyor.
    2-hayir kelime ogrenmekte zorluk cekmedim, zevkli ve kolay, genellikle kitap okuyarak yeni kelimeler ogreniyorum ve onlari hemen cumlelerim icinde kullaniyorum, konusacak kimsem yoksa hikaye yaziyorum.. ani yaziyorum, gunluk tutuyorum. ben her ogrendigim yeni kelimeden buyuk keyif aliyorum cunku onlari kullanabiliyorum, nasil kullanacagimida biliyorum. hic zor olarak gormeyin, kolay, yeterki isteyin ve uygulayin..

  40. 28 Ocak 2011

    Değerli arkadaşlar ve hocalar,yazmış olduğunuz yorumlar,bilgi paylaşımı ve tecrübelerinizle inanın çok faydalı bir iş yapıyorsunuz.hepinize bir dil meraklısı ve öğrenme azimlisi olarak teşekkür ederim.fikrimce ”öz ağlamayinca göz ağlamaz”sözünden yola çıkarak sadece kendimize söyleyebileceğimiz ”gerçekten istiyormuyum” un cevabı kilit.kalitesiz!! kurslarda zaman ve para harcadım evet,belkide yapılmaması gerekenleri çok yaptım ama sonunda bana neyin iyi ve gerekli olduğunu yine ben buldum,ama el yordamı ama yardımlarla.bende işleyen süreç bir çok kişide işlemez,onlardaki de bende,olasıdır.bayram gömeç hocam çok net ve çok sağlıklı çözümlemeler ve gözlemlerde bulunmuş.deneyimlerini ve bilgilerini paylaşanlara tekrar teşekkür ederim.

  41. Slm zeynep pervar hanım , sema nur canitezhanım ve ozcan102 bey
    sizler mesajlarınızda tanju hocadan ders aldığınızı söylüyorsunuz. bende gitmek istiyoeum ama görev nedeniyle vanda bulunuyorum. istanbula gidip gelemeyeğime göre tanju ergil hocanın cdleri veya kitapları var mı? veya sizler yazarak çalışacaksınız demişsiniz bunu biraz açarsanız sevinirim. burayada yazarsanız olur veya e-maillime yazabilirsiniz. tabi zamanınızı almazsa. ismimime hot… eklerseniz e-mail adresim oluşuyor. şimdiden teşekkürler.

  42. Arkadaşlar tek bildiğim kurslara sakın paranızı kaptırmayın özel ders alın 1 senede öğrenemezsiniz kurslarda ama özel ders alırsanız yüzde yüz 1 ayda öğrenirsiniz. kurslarda hem emeğinize yazık hemde paranıza özel ders pahalı gelebilir ama aslında hiç öyle değil internetten araştırın zehir gibi hocalar var özel ders veren ben isim verirdim ama belki sakıncalı olabilir videolu dersleri var hocaların onlara bakın işte ben bu hocadan öğrenirim diyeceğiniz mutlaka bir hoca vardır

  43. Mrb ben ingiltereyede gittim kurslarada gittim sadece birazck etkisini gördüm ama hala anliyorum ama konusamiyorum..ne yapacagimida bilmiyorum :s ben bunlarin cogunu yaptim ama bende tik yok

  44. 8 yaşından beri ingilizce çok seviyorum ve çok iyi konuşuyorum aynı zamandada ingilizce şarkı söyliye biliyorum paylaşım icin teşekkürler…

  45. bayıldım acıklamalarınıza ve bende 10 ekimde ingiltereye gidiyorum şehrin adı bournemouth okulumun adı southborne 8 aylıgına bu söylediklerinizi aynen uygulamak için sabırsızlanıyorum teşekkürler.

  46. ya bende ingilizce ogrenmeyı cok ıstıyorum ama bır türlü nasıl baslayacagımı bılmıyorum ne olur bana yardımcı olun bırı bırsey ler soylesın

  47. 23yaşındayım okulda gördüğüm ingilizce yeterli olmayınca bende 6 ay boyunca yüksek bi fiyata kursA gittim ama hala konuşamıyorum bencede kursa verceğiniz parayı yurtdışına verin türkiyede istediğiniz kadar kursa gidin genede istenilen sonuç alınmıyor malesef.öğrenmek için mecbur olmak lazım!ç

  48. 24 Kasım 2011

    Merhaba herkese, ingilizce ogrenmek kolay, zor degil ama kafalarda yaratilan zorluklari asmak zor, ben ogrenemeyecegim derseniz ogrenemiyorsunuz.. Once kendinize inanin lutfen sonrada dogru yontemler bulun.. Bende Prof.Tanju Ergil hocamdan ders aldim ama o size yontemini gosteriyor siz calisarak yapiyorsunuz.. Calismadan olamaz.. Yurt disinda daha uzun surelerde ogreniyorsunuz, Turkiyede daha kisa zamanlarda, cunku yurt disindaki dil okullarinda alman, japon, fransiz, hintli bir suru millete ingilizce konusan hoca 1 tensi 5 haftada ogretiyor, kendi ulkenizde bu 10 dakika suruyor. Pekistirmesi 1 hafta aliyor. Hocam bize devamli yazdirdi, film seyrettik,anlattik gazeteden haber yorumladik.. Bunlari once sayfalar dolusu yazdik farkli bir suru konuda, mevzuuda, sonrada anlattik derslerde.. Kursum bitti, hala gunluklerimi ingilizce tutuyorum, times okuyorum her hafta.. Yaparsiniz..Kendinize inanin..

  49. Ayse sezin merhaba birsey sormak istiyorumkursa başlarken seviyeniz nasıldı ve kurs sonrası nasıl oldu konuşmanız ve okumanız akicimi Tanju hocadan ders alanlardan çok iyi seviye çıkan oldumu

  50. ben ingilizceyi hiç görmedim lisede felan şimdi ünüversite birinci sınıfta okuyom ve dersten kaldım ben direk konuşmak istiyom olmuyor veya yazmak telefuz edemiyom ve yazamıyom çalıştıgım halde verdiginiz bilgileri hiç uygulamadım birde onları deneyim işaallah faydası olur .teşekkürederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.