Şimdi bomboş bir sayfada ortaya koyulmuş koca bir noktayı hayal edin lütfen. Ne görüyorsunuz? Hatta alın elinize bir kağıt – kalem, boş bir sayfanın tam ortasına bir nokta koyun ve yakınınızdaki birine de gösterin. “Ne görüyormuş?” sorun…
Çoğunluk “siyah bir nokta” derken, doğru cevabı Filistinli bir öğrencim verdi:
“Koca bir beyazlığın içinde, onun yüzde biri kadar küçük bir nokta.”
Hayat böyle değil mi?
Çoğunlukla yaptığımız şey; koca bir beyazlığın içinde küçük bir noktayı görmek…
İşin ilginç tarafı; o kadar olumluluğun içindeki küçücük bir olumsuzluk, bütün hayatımızı kasvete dönüştürebiliyor.
Geçenlerde bizim ufaklıkla evde oynuyoruz. “Koş bak bakalım, annenin gözleri ne renk?” dedim. Pıt pıt pıt gitti, birazdan geldi:
“Siyah – Beyaz” dedi.
“Olur mu hiç? Dikkatli bak.” dedim; koşarak gitti. Az sonra, tutmuş annesinin elinden, geldiler ve gösterdi; “Bak baba, siyah – beyaz.” O, dört buçuk yaşında ve gözün beyaz tarafını da görüyor. Bizim yaşlara gelince, beyazlıklar görülmemeye başlıyor; sadece siyahları görüyoruz.
Hayata olumlu bakarsanız, hayatınızın da olumlu yöne döndüğünü görürsünüz.
Düşünceleriniz, Eylemleriniz , Kaderiniz.
Düşünceleriniz, eylemlerinize, eylemleriniz kaderinize dönüşür.
Olumlu düşünceniz kaderinizi de olumluya çevirir.
Kaynak : Ahmet Şerif İzgören, Avunucuzdaki Kelebek