Kendi Everest’inize tırmanın. Nasuh Mahruki’nin kitabı bu. “Herkes Everest’e tırmanamayabilir ama… Herkesin tırmanabileceği bir Everest’i vardır” diyor. Cumhuriyet dediğin… Nasuh’tur. Sadece “bir kişi”nin “her şeyi” değiştirebileceğinin kanıtıdır o… Atatürk’ün “Ey Türk gençliği” diye başladığı hitabeyi anlayan, idrak eden, eyleme dökendir. Teslim olmayandır. Hatırlayın… Marmara depreminde sadece o ve bir avuç cesur arkadaşı vardı. Yurt acz içinde ağıt yakarken, adeta uzaylı gibi indiler hayatımıza, sakin, bilgili, mütevazı…
Bugün, Van’da görüyoruz, binlerce olmuşlar. Sahte vicdanlar oturduğu yerde dizini dövüyormuş rolü yaparken, elini değil, hayatını taşın altına sokup, gitti sanılan 187 can’ı geri getirdiler.
Basiretsizler coğrafyasının mantığını değiştirdi çünkü Nasuh… Kabiliyetsizler ülkesinin, sırf kabiliyetsizlerden ibaret olmadığını gösterdi. Yüreklendirdi. “Demek ki yapabiliriz”e model oldu. Belediyelerin, itfaiyelerin, hatta silahlı kuvvetlerin bakış açısını değiştirdi.
Ulusal farkındalığı geliştirdi.
(99’da annesi vefat ettiğinde, Gölcük’te felaket bölgesindeydi, cenazeye gidemedi. Çünkü, oğlum şu anda insan kurtarıyor, bireysel acımızı haber verip dikkatini dağıtmayayım diye düşünen muhteşem bi babanın oğlu o.)
(Osmanlı’da deniz kuvvetleri komutanlığı yapan, sancak gemisinde vuruşurken yanarak şehit düşen, Nasuh oğlu Kaptan-ı Derya Ali Paşa’nın torunu… “Yanarak ölen” anlamına gelen Mahruki soyadını, şeref mirası olarak taşıyan sülalenin evladı.)
(Dünyaya Everest’in zirvesinden baktıktan sonra, gelip İzmir’den kız alması, damadımız olması, biz İzmirliler için hiç de şaşırtıcı değildir, orası ayrı.)
“Maldan mülkten, paradan puldan, candan canandan geçilir, vatandan geçilmez. Vatan lafla sevilmez, eylemle sevilir” diyor. “Vatan sevgisi, sorumluluk almaktır. Dürüst, namuslu yurttaşlar olarak, korkmadan, kaçmadan elini taşın altına koymaktır” diyor. “Türkiye’yi Türkiye’nin kendisinden başkası iyileştiremez” diyor.
Sevgili analar, babalar…
19 Mayıs
23 Nisan
9 Eylül
29 Ekim dediğin…
Bu ruhtur.
Nasuh’lar yetiştirin.
Kız, erkek, değerli gençler…
Davranın kardeşim.
Adım atın.
Everest’inize tırmanın.
Yazan : Yılmaz Özdil – 29 Ekim 2011 / Hürriyet Gazetesi