Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim forumu misyonu taşıyan kendinigelistir.com sitesi Özgür Şahin tarafından hayata geçirilip, geliştirilmektedir. © 2024. Tüm hakları saklıdır.

blank
  1. Anasayfa
  2. İnsan İlişkileri
  3. AŞK geliyorum demez… Gidiyorum da!

AŞK geliyorum demez… Gidiyorum da!

Özgür ŞAHİN Özgür ŞAHİN -

- 8 dk okuma süresi
15 5

Hayatın bazı dönemlerinde sırtınızı dönersiniz aşka. Aslında kendinizi kandırırsınız. Çünkü aşk, hayatınıza girerken izin istemez. Ansızın gelir ve yerleşiverir yaşamınızın merkezine. Ve bir gün de ansızın gidiverir arkasında derin bir boşluk bırakarak. Aşk evrenseldir ama her aşk farklıdır. Çünkü herkes farklı yaşar aşkını… Keyifle okuduğum bir dergi var. Derginin adı sadece K. Dergiyi Alkım Yayınları çıkarıyor. Cuma günlerini dört gözle bekliyorum. Bugün size bu dergiden alıntılar yapmak istiyorum. Bu konuyu zaten uzun süredir yazmak istiyordum.

Çoğumuzun yaşadığı duyguları yazmak istiyorum.

Yaşadığımız bir ilişki bittikten sonra (bu evlilik veya flört de olabilir), uzun süren bir yalnızlık dönemi yaşarız. Bir müddet sonra bu yalnızlık dönemi canımızı sıkmaya başlar. Aşık olma isteği duymaya başlarız. Çünkü tek düze heyecansız bir hayat sıkar insanı. Şöyle harika bir aşk yaşasam da mutlu olsam deriz. Ama ne gezer. Aşk insanı mutlu eder ama bir o kadar da acı verir. Aşık olan insana rahat huzur yoktur. Bir gün mutluluğu yaşıyorsak ertesi gün kendimizi ağlar buluruz. Oysaki düne kadar ne kadar dingin ve huzurlu bir hayatımız vardı. Portekizli yazar Marina Alcoforado, aşık olduğu Chamilly Kontuna yazdığı mektupta bakın ne diyor;

“Neden olduğunuz mutsuzluk için kalbimin derinliklerinden teşekkür ediyorum size. Sizi tanımadan önce yaşadığım dinginlikten, nefret ediyorum.”

Aşk insana, aynı zamanda mutsuzluk veren bir duygu. O uzun süren dinginliğin arkasından geliyor. Nasıl bir dinginlik yaşıyoruz ki, mutsuzluğu özlüyoruz. Dergide Portekizli yazar Marina Alcoforado’nun hayatını kaleme alan Ahmet Celal, yazarın fikirlerini şöyle ifade etmiş;

“Bir çıldırma haliydi aşk ve belki de herkesin yaşamında çılgınca şeyler yapmaya ihtiyacı olduğu için aşık oluyorduk. O çılgınlık bize ne kazandırıyor, neyi tattırıyordu ki eksikliğini hissedip arıyor, çektireceklerini bile bile pek fazla kaçıp kurtulmaya çalışmıyorduk.”

Demek ki, yalnızlık ve dinginlik insan ruhuna huzur vereceğine çılgınlık hissi veren bir duygu. En sakin insanın bile içinde fırtınalar esebiliyor. Bazı kişiler bu çılgınlığı hayata geçirir, bazı kişiler çılgınlığı bastırarak yaşar. O zaman da içindeki fırtınalar, kasırgalara dönüşür. Oysaki insan, doğasına ayak uydurmalı ve bu çılgınlıkları yaşamalı. Yoksa acısı fena halde vücudunun bir yerinden hastalık olarak ortaya çıkar. Ahmet Celal, Marina Alcoforada’yı anlatmaya devam ediyor.

“Milyonlarca yıldır hep aynı yöne ve aynı hızda, yörüngesinden bir milim şaşmadan dönen dünya dahi, lavlar fışkırtarak patlayan yanardağlarla, depremlerle sarsılmasa, kasırgalarla, sellerle hırpalanmasa yaşamını sürdürebilir miydi? Onun tabiatı yaratıyordu bunları ve insan denilen dünya da arada bir kendi tabiatının koşullarına boyun eğmese yaşamazdı belki.”

aşk geliyorum demez

Yaşanmadık mevsim bırakmamak için bazen riske girmek gerekiyor. Yani mutsuzluğu göze almak önemli tabii. Eğer göze almazsak, o güzel aşkı, yaşayamayız. Pişmanlıklarla dolu yıllar başlar. Yıllar sonra da dilimizden düşürmediğimiz tek kelime olur. Keşke……Keşke…Keşke.

ABD’li şair ve yazar Charles Bukowski’nin pişmanlık konusundaki fikirleri:

“Aklıma yatan tek pişmanlık, yapılmış değil yapılmamış bir şey yüzünden hissedilen olabilir.”

Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Yıllar geçtikçe eğer dağarcığımızda keşke’lerimiz çok ise bilin ki hayatımızda eksik bir şeyler var.

Ünlü şair Pablo Neruda bir şiirinde şöyle diyor;

YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜRLER AŞKDA VE İŞTE BEDBAHT OLUP İSTİKAMET DEĞİŞTİRMEYENLER

RÜYALARINI GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN RİSK ALMAYANLAR

HAYATLARINDA BİR KEZ DAHİ MANTIKLI TAVSİYELERİN DIŞINA ÇIKMAMIŞ OLANLAR

YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜRLER

ŞİMDİ YAŞAYIN

BUGÜN RİSKE GİRİN

HEMEN HAREKETE GEÇİN

KENDİNİ YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜME TESLİM ETME!

MUTLULUKTAN KAÇINMA

Hiçbir ilişki dört dörtlük olmaz. Hayatımızda bir sürü yanlış ilişki olabilir. Ama yaşamadan bilemeyiz.

ABD’li şair ve yazar Charles Bukowski yaşamına giren kadınları şöyle anlatıyor;

“Çok kadınım oldu ama. Sayısız, ama her biri tek ve eşsiz, her biri “bir”, hepsi tam ve eksiksiz. Her kadını teniyle, kokusu, sıcağıyla sevdim. Hepsini tek tek, elimden gelen en büyük özenle, yoğun bir istekle, sarhoş bir şehvet ve nefretle sevdim kadınlarımı. Bütün bahçelerimi kasıp kavuran yangınlar oldu aralarında, beni ölüme yaklaştıranlar, ölüme yakıştıranlar, ölüme yakışanlar oldu. Beni hayatımdan alıp çakalların ortasına kemiksiz bir et yığını gibi fırlatanlar oldu. Beni öldürenler, benim için ölenler oldu. Ama hiçbiri bende ölmedi”.

Şairin yaşadığı deneyimlere bakar mısınız? Eğer bu ilişkileri yaşamamış olsaydı belki de bu kadar ünlü bir yazar olamazdı.

ayrılık acısı

Aynı konuyu Ahmet Altan da İçimizdeki Bir Yer isimli kitabında işlemiş.

“Nice aşk yitirdim ben.

Kışkırtıcı bir bakışıyla çılgına döndüğüm, bir dudak büküşüyle ağulu acılar çektiğim, kahkahalarıyla şenlenip gözyaşlarıyla kederlendiğim, bir tanrıça katına çıkartıp tapındığım, kutsal mabetlerinin sunaklarına hayatımı bir adak gibi bırakmayı arzuladığım, memelerinde, kasıklarında, kalçalarında, bacaklarında, boyunlarında adanmış topraklarda dolaşan bir sofu gibi vecd içinde kendimden geçerek dolaştığım, ayaklarına kapandığım, göğüslerinde ağladığım, saçının bir teline halel gelmesin diye fütursuzca ölüme yürüyeceğimi hissettiğim, bazen öldürmeyi şiddetle istediğim, onda yok olup onla var olduğum, bana her defasında aşkı, acıyı, sevinci, hayatı ve ölümü yeniden öğreten kadınlar yitirdim ben.”

Yaşadığımız büyük aşkların bir gün biteceğini bilmek belki de bazı zor koşullara kendimizi hazırlamak açısından faydalı olabilir. Hiç bitmeyen aşk yok mu? Tabii ki var. Ama onlar azınlıkta olduğundan istisnalar kaideyi bozmaz demek zorundayım. İlişkilerin biteceğini Ahmet Altan da kabul ediyor;

“Biz üç kişiyiz.

Ben, sevdiğim ve ilişkimiz.

Beni sevdiğime bağlayan ilişki, bir zaman sonra beni sevdiğimden ayırıyor.

Yitirmenin ne olduğunu biliyorum.”diyor.

Ama yine de risk almaya değer…

Yazan : Tülay Bilin
Kaynak : NTVMSNBC

Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.

İlgili Yazılar

5 Yorum

  1. blank
    Gönül - -

    Mükemmel bir yazı çok güzel ifade edilmiş ki beni en çok etkileyen sözde “beni öldürenler, benim için ölenler oldu. ama hiçbiri bende ölmedi” çok beğendim tşkler…

  2. blank
    mustafa - -

    Benimde aşık olasım geldi yav

  3. blank
    sebati - -

    En güzel aşk ilahi aşk.elif şafağ’ın aşk kitabını mutlaka okuyunuz.

  4. blank
    heisenberg - -

    Ahmet altan bu duyguları bi çok kadından harmanlamış, ben bütün harmanlığımı bir kadında yaşadım. aşk evrenseldir amaher aşk ta farklıdır diye de belirtmiş en başta.
    çok güzel bi yazı.

  5. blank
    ● Kıymet Yalçın ● - -

    Siz yasadiklarinizi ask sanin, bi sigara icip geliyorum . Teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.