Beyazıt Öztürk, Üniversite Medya programında Görkem İldaş’a öğrenciliğine dair samimi açıklamalarda bulundu. Öztürk, “Bazen Eskişehir’e geri dönsem mi diyorum, öyle güzel bir şehir oldu ki… Bir gün gelecek herkes Eskişehir’e gitmek isteyecek” diyerek Eskişehir’e olan bağlılığını gösterdi. Üniversite de sosyal bir faaliyet olarak başladığı radyoculuk kariyerini, televizyon ekranlarına taşıyarak milyonların sevgisini toplayan sanatçı; geldiği noktada Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin payının büyük olduğunu şu sözlerle ifade etti; “Benim bu gün cebimde olan ve yediğim yüzde seksen ekmek Eskişehir Anadolu Üniversitesi sayesinde, yüzde yirmisi de Ankara Yenimahalle’den, çocukluğumdandır.”
Sanatçı, Eskişehir’in sadece okul anlamında değil; bekar evi, arkadaşlık ilişkilerinde, bankamatik kuyruğunda bekleyip parayı görememek, Cennet Pide’ye borç takmak gibi her anlamda hayatıma büyük katkısı olmuştur.” dedi. Sanatçı okulda katıldığı tüm etkinler sayesinde “Heykel ya da seramik yapmak için girdiğim yerden daha fazla çenemle bir şeyler yaparak çıktım” diye dile getirdi.
Kirasını ödeyemediğimiz için evdeki eşyaları gece kaçırır gibi taşıdığımızı hatırlıyorum.
Üniversite Medya programı için öğrencilik yıllarını anlatan Beyazıt Öztürk; “bekar evinde Tito lakaplı bir arkadaşım, bir de sokak köpeğimiz vardı. Hatırlıyorum da, sabah evden çıkarken köpeğimize kuru ekmekler bırakır, aksam döndüğümüzde de yiyecek bir şeyler bulamayınca, hepsini yemediyse biz yiyelim diye köpeğimizin kabına bakardık. Kirasını ödeyemediğimiz için evdeki eşyaları gece kaçırır gibi taşıdığımızı hatırlıyorum.
Radyo işi olmasaydı ben 25 yaşımda içime kapanırdım
Özel radyoya girmek benim için hayaldi. Yapacağımız varmış, olacağı varmış, anlatacağımız varmış ve insanların dinleyeceği varmış ki iş buraya kadar geldi. Ama bu benim hayalim miydi, değildi. Yapabileceğime güveniyor muydum? Güvenmiyordum, Biri bana deseydi inanır mıydım? İnanmazdım. Benim içimde bir motor çalışıyormuş, o çalıştı ve buraya kadar geldi. Bu motor açılmamış olsaydı, ben büyük ihtimalle Çanakkale Seramik’te ya da Kütahya Porselen’de kalıpçıydım. Radyo işi olmasaydı ben 25 yaşımda içime kapanırdım.”
Öğrencilere kültürel etkinliklere katılmak gerekir mesajını veren Öztürk’e Beyaz Show bir kültürel etkinlik midir diye sorduk. Beyaz Show için “yoga” diyebiliriz ama programın da çok boş geçmediği, isteyenlerin çıkarımlar yapabileceği söyledi.
Kaynak: Skytürk / 19/10/2008 tarihli Üniversite Medya Programı
beyazıt öztürke buradan sesleniyorum lütfen beren saati getirsin programa lütfen beren saat ve kıvanç tatlıtuğ e bide hazal kaya tabikide lütfen lütfen bu 3’ünü görmek beni çok mutlu eder lütfennn