Bu hafta gelen maillere genel bir cevap vermek istiyorum. Gençlerin ortak özelliklerinin bir tanesi, özgüven eksikliği. İkincisi de çevresindekilere “HAYIR” diyememe. Kızların yanında aşırı utangaç durmak gibi nedenler. Bu hafta gelen maillerin çoğu bu konu ile ilgiliydi. Onlara cevap verdim ama genel olarak tekrar yazarsam başkaları da faydalanır diye düşündüm.
Bugüne kadar okuduklarımdan çıkarttığım sonuca göre 3 tip insan vardır.
1-Bilmediklerini bilmeyenler;
Bu tip kişiler sadece bedensel yaşamlarını sürdürürler. Başımızın üstünde taşıdığımız o et parçasının bir çok becerisi olduğunu farkında olmayanlar. Sadece nefes alıp, yer, içer böylece ölmeden yaşarlar. Hiçbir şey bilmezler ama bunun farkında bile değillerdir. Ayrıca öğrenmek de istemezler. Leo Da Vinci bu kişiler için şöyle diyor; “Temel bedensel ihtiyaçlarını görmek için yaşayanlar.” Pascal ise; “Hiçbir şey bilmeyen cahiller” diyor.
2-Bilen ama uygulamayanlar;
Bu kişiler birçok konuda fikir sahibidir. Hatta okumayı bile severler. Ama okuduklarını hayatlarına geçirmedikleri için bilgiyi sadece süs gibi kullanırlar. Konfüçyüs’ün şu sözünü ilk okuduğumda ben bunun neresindeyim diye günlerce kendimi sorgulamıştım.
“ÖĞRENDİKLERİNİ İÇSELLEŞTİR, İÇSELLEŞTİRDİKLERİNİ ÖĞRET”
Bilgiler beynimize girer, orda harmanlanır ve çıkar. Eğer bilgileri harmanlamadan çıkarırsak kitap gibi konuşuruz. Bilgiler bize ait değildir. Eğer harmanladıktan sonra başkalarına aktarmazsak çatlarız.
3-Yeterli bilgiye sahip ve uygulayan dahiler;
Onlar bildiklerinin farkındadırlar. Okuduklarını hayatlarına geçirirler. Günden güne gelişirler. Bir gün önceyi beğenmezler. Hep ileri, hep ileri giderler. Onlar için öğrenme hayatlarının olmazsa olmazıdır. Okumadıkları gün yaşamadıklarını düşünürler.
Bu konuda Konfüçyüs’de çok düşünmüş ve düşüncelerini şöyle açıklamış;
Bildiğini bilenin, arkasından gidiniz
Bildiğini bilmeyeni, uyandırınız
Bilmediğini bilene öğretiniz
Bilmediğini bilmeyenden kaçınız
Bu yazım ile vermek istediğim mesaj şu; özgüven eksikliği, çevresine “HAYIR” diyememenin nedeni bilgi eksikliğinden gelir. Bazen de bildiğini bilmeme, bazen de bildiğini uygulamama. Her şeyin başı okumak ve çevreyi gözlemlemektir. Sadece okumak yeterli olmaz. Hayat sadece okuyarak öğrenilmez. Öğrendiklerini hayata geçirip yaşamak gerekiyor. Bildiklerini insanlarla paylaşmalısın, ki bu öğrenmenin bir yoludur. Başkalarından da bilgi almalısın.
En güzel alışveriş bilgi alışverişidir.
Sevgiler
Tülay Bilin
tulayb18@gmail.com
Tülay Bilin kimdir?
Tülay Bilin çok uzun yıllar Hürriyet Gazetesinde çalıştıktan sonra, Nisan 2006‘ya kadar Dünya Gazetesinde İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalıştı. Uzun yıllardır kişisel gelişim konusunda aldığı eğitimleri 10 yıldır profesyonel olarak çevresiyle paylaşmaktadır. Şirketlere verdiği eğitimler devam etmektedir. Ayrıca kişisel olarak sorunlarını çözmekte zorlananlar için de yüz yüze görüşmeler yapmaktadır. 2 yıl radyo programı yapmıştır.
bir konu anca bu kadar güzel anlatılır
kesinlikte çok mantıklı ama cevremde adam akıllı kimse yokki fikirlerimi paylaşayım ve fikirlerimi ileteyim sizde de olmazsanız patlarım valla… iyiki varsınız sizden bilgi almakta çok güzelll tşşk edr
gerçekten birçok insan bilgiyi önemsemiyor. bilmek istemiyor
bütün yazılarınız gibi bu yazınızda cok güzel cok begendm analizleriniz tam yerinde tesekkürler
gerçekten çok güsel olmuşş bir sürü bilgi aldm
Bu söz gerçekten de bu kadar güzel anlatılır.
Oğlumun dersinde bunun açıklaması yapılacaktı.
Sizden yardm aldık.
Çok teşekkürler…
İnsanlar akıllarını
hileye çalıştırana kadar
yararlı işlere çalıştırmış
olsalardı dünya daha güzel
olurdu
Olay birazı siyaseten yorumlamak isterdim ama o bile yorucu.
Dahi olmak ve cahil olmak arasında ince falan değil; koca koca farklar var.
Bizlerin bu ayrımları iyi yapıyor olması ve kimden yana olacağımızı bilmek adına hayatımıza geçireceğimiz şeyler var!