Yeni dil öğrenmek isteyen çoğu insan için İngilizce haklı olarak ilk seçenek olma özelliğini koruyor. Diplomasi, iş ve popüler kültür dili olan ve hali hazırda 1,5 milyar kişi tarafından konuşulan (ve bir milyar kişi tarafından da ders ortamında kullanılan) İngilizce, gerçekten de “dünyanın dili”. Fakat İngilizcenin yanı sıra, gelişme göstermene başka hangi diller de yardımcı olabilir.
İşte ön plana çıkmak için öğrenebileceğin 5 dil (sıralamaya takılmayın).
MANDARİN ÇİNCESİ
2015’den beri dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan Çin, dünyadaki pek çok ülkenin önemli iş partnerlerinden biri. ABD, Asya, Avrupa ya da Avusturalyalıysan, yani bu dünyada yaşayan bir insansan, Çin’in diplomatik ve ticari cephelerdeki öneminin katlanarak arttığını çoktan fark etmişsindir. Ayrıca Çin’in devasa bir üretim becerisi olan muazzam nüfusu, ülkenin dünyanın geri kalanından gelen ithal ürünlerin gittikçe önem kazanan bir alıcısı haline geldiği anlamına geliyor ve Çin’in alım kararları özellikle yeşil enerji gibi alanlarda kendisini değişimin paydaşı haline getiriyor. Asya’da çalışmak istiyorsan, Çince öğrenerek yeteneklerine paha biçilemez bir yetenek eklemiş olacaksın ve dünya üzerindeki altı kişiden biri ile (ki bu neredeyse bir milyar native anlamına geliyor) onların dilinde sohbet edebileceksin. Unutma; inanılmaz karmaşık bir telaffuzu olsa da, Mandarin Çincesi nispeten basit gramer yapılarına sahip ve fiil çekimi diye bir şey yok; cinsiyetler ve sayılar arasında ayrım da yok. Dil öğrenen biri için büyük kolaylık!
FRANSIZCA
Asla es geçilmeyecek bir dil olan Fransızca, stratejik dil öğrencileri için en önemli seçeneklerden biri olma özelliğini koruyor. Fransa Avrupa’nın turizm merkezlerinden biri, bu da dili turizm alanında çalışanlar, tur rehberleri, otel yöneticileri ve endüstride çalışan diğerleri için iyi bir seçenek haline getiriyor. Siyaset bilimi üzerine çalışanlar ya da diplomaside çalışmak isteyenler için Fransızca bilmek çok net bir avantaj sağlıyor. Çünkü Fransızca; Birleşik Devletler, Avrupa Birliği, Uluslararası Olimpiyat Komitesi, uluslararası mahkemeler sistemi ve diğer resmi organların resmi dili. Üstelik Sahra altı Afrika’nın çoğunluğu Fransızca konuşuyor, bu da Fransızca konuşanlar için uluslararası olanakları sayısız hale getiriyor. Zaten İngilizce ve İspanyolca biliyor musun? Bu dillerle benzerliği sayesinde Fransızca öğrenmek çok daha kolay olacak.
İSPANYOLCA
İspanyolca, ABD’de dikkat çekmeni sağlayacak bir dil olmasa da (ülkenin yüzde 12’si İspanyolca konuşuyor), işe yaramaz bir yabancı dil olarak bakmamak lazım. 21 ülkenin resmi dili olan İspanyolca dünyada Çinceden sonra en çok konuşulan ikinci dil olarak native kullanıcılarına övünç kaynağı oluyor. Ayrıca İspanyolca; Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Dünya Ticaret Örgütü ve Kuzey Amerikan Serbest Ticaret Anlaşması’nın resmi dili. Ayrıca, geleceğin diplomatlarının, politikacılarının, göçmen çalışanlarının, seyahat ve turizm uzmanlarının ve daha pek çok meslek çalışanlarının CV’lerine eklenebilecek bir dil. Orta ve Güney Amerika’da seyahati büyük ölçüde kolaylaştırmasının yanı sıra, İspanyolca öğrenmek Avrupa’da da büyük önem taşıyor çünkü çoğu Avrupalı bu dili ikinci ya da üçüncü dil olarak kullanıyor.
ALMANCA
Avusturya, İsviçre, Lüksemburg ve Lihtenştayn’da resmi dil olan Almanca, Avrupa’da en yaygın konuşulan dil olarak baskın çıkıyor. Avrupa vatandaşlarının yüzde 18’i Almancayı anadili olarak konuşuyor. Avrupa ekonomisinde Almanya’nın büyük nüfuza sahip olduğu ve ayrıca tıbbi ürünlerden arabalara kadar birçok ürünün büyük ihracatçısı olduğu ortada. Bunun çokuluslulara sağladığı olanaklar yabancı dil derslerine de yansıyor: Almanca dünya çapında ortaokullarda en yaygın olarak öğretilen dil. Aslında, Japon öğrencilerin yaklaşık yüzde 68’i Almanca öğreniyor. Çok daha sakin bir bakış açısından bakıldığında, Almanlar dünyanın en istekli turistleri arasında yer alıyor. İyi miktardaki kazançları ve yeterli seyahat vakitleri düşünüldüğünde, Almanların doğal seyyahlar olduğuna hiç şüphe yok. Bir de tabi ki Almanların dolarları direkt yabancı turizm endüstrisine gidiyor, bu da Almanca konuşanlara dünya çapında geniş olanaklar sağlıyor. Başka sebep mi lazım? Almanca dilinin konuşulduğu İsviçre, dünyadaki en iyi yaşam standartlarına sahip olan ülke.
PORTEKİZCE
200 milyondan fazla native kullanıcısı olan Portekizce (2050 yılına kadar toplamda 335 milyon konuşana ulaşacağı tahmin ediliyor), Afrika uluslarının, Goa’nın (Hindistan), ve tabi ki Brezilya ve Portekiz’in de içinde bulunduğu 11 ülke ve bölgede konuşuluyor. Brezilya’nın Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yaptığı (ve Dünya Kupası’nı kaptığı) düşünüldüğünde, bu Güney Amerikan devinin yükselen bir güç olduğu inkar edilemez. Çok dilliler için, Brezilya Portekizcesini CV’ye eklemek Latin Amerika’da iş imkanlarını artırmak için stratejik bir hamle olabilir. Günlük güneşlik Brezilya’da güneş, yemek ve sambadan bahsetmiyorum bile! Yetmedi mi? Portekizce öğrenmek o kadar da zor değil, hele de zaten Romen dillerinden birini biliyorsan. Ayrıca Portekizce, İngilizceyi anadil olarak kullananlar tarafından İspanyolca ve Fransızcadan daha az tercih ediliyor. Yani? Daha az rekabet, daha çok şöhret!
Kaynak : EF | Education First Blog