Her insanın bir kapasitesi, bir doyum ve/veya bir sınır noktası var. İsmine ne derseniz deyin. Ama her insanın bir yüzölçümü var. Bazen fazlasını biçiyoruz karşı tarafa. “Taşır” diye hesap edip ; alabildiğine yüklüyoruz. Pozisyonu gereği oluyor bazen… Birileri ona “yapar!” diye işyükünü yüklemiş oluyor. Yani altı-üstü “yanlış seçim!” VE sadece biri ya da birilerinin yanlış seçimi, hayatınızın tam ortasına oturmuş bir sorun oluyor. İki şey var…
– Ya PES edecek, gideceksiniz. (Bu bir çözüm müdür? Kaçış mıdır? tartışılır…)
– Ya da DEVAM edip, ya sinir hastası olmayı ya da bu işin nasıl yapılır olduğunu “doğru şekilde” öğretmeye çalışacaksınız…
Bu iki başlığı da ileri bir tarihte ele alacağım. Ama bu durum özelinde Ataol BEHRAMOĞLU’nun harika bir şiiri var. VE tüyoyu veriyor hafif hafif. Diyor ki ;
İnsanlar da ülkelere benziyor.
Sınırları var,
Yüzölçümleri,
Yasaları var…
Bayrakları, ilkeleri…Kimi dağlık bir arazidir.
Kimi kıraç,
Kimi bereketli,
Kimi dardır…
Kimi engin gözalabildiğince,
Kiminin sınırlarından
sıkı pasaport denetimiyle girilebilir.
Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri…Sonuçta ne küçümse insanları kızım!
Ne de önemse gereğinden çok…Ama anlamaya çalış;
Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri…Ataol Behramoğlu
Seçim sizin…
Yazan : Özgür ŞAHİN
Merhaba
yazılarınızı günlük takip ediyorum.alışkanlık oldu her gün yeni yazılarınızın yayınlanmasını beklemek ve okumak. öncelikle allah yüreğinize ve kaleminize güç versin diyorum ve teşekkür ediyorum güzel yazılarınız için
Bazı şiirler sonrasında ..zaman kaybı sayarım okumayı..der geçerim.
fakat bu şiir zamanın ta kendisi..
işte bu nedenle kalemini sevdiğim şaire saygılar..
Dogru bir açıklama.gerçktnde öyle.
Pesmi etmeli yoksa devammi? bu sorunun cevabi kolay olsaydi, bir cok insan bir cok seyi basarirdi diye düsünüyorum…
bence ugrastigimiz is, kazanmaya calistigimiz bir insan ‘ugrasmaya’ yada ‘devam etmeye’ degiyorsa, mutlaka devam edilmelidir. sonuna kadar… bir sorunda burda basliyor. yaptigimiz is veya kazanmaya calistigimiz insan buna degiyormu? bunu nasil anlariz…
her yönlü cok iyi bir tartisma konusu bencede…
siir ayri bir tad vermis yaziya. özellikle;
‘sonuçta ne küçümse insanları kızım!
ne de önemse gereğinden çok…’
dedigi yere sonuna kadar katiliyorum.
tesekkürler özgür’cüm :)
Ama anlamaya çalış nedir ve ne kadar genişleyebilir yüz ölçümleri ipucu burada sanırım ;) teşekkürler
Kaybetme korkusu;işte o insanın darmadağan eder.
Her insanın kalbinde, Allah’a karşı yaşadığı çok özel ve derin bir samimiyet, yakınlık ve candanlık şekli olmalıdır.