Anasayfa / Başarı Yazıları / İş dünyası kuralları değişiyor. Peki nasıl oyunda kalacaksınız?

İş dünyası kuralları değişiyor. Peki nasıl oyunda kalacaksınız?

Yılın sonuna doğru kariyer haritasında hareketlenmeler daha da hızlanıyor. Sık sık işinden ayrılmak zorunda kalan veya çalıştığı yeri değiştiren arkadaşlardan haber almaya başlıyoruz. “Hayırlısı olsun“, “Bir kapı kapanır, başkası açılır” gibi sözlerle, yeni işinin veya önündeki işsizlik döneminin oluşturduğu belirsizlik karşısında güç vermeye çalışıyoruz. Ancak ne kadar destek vermeye çalışırsak çalışalım; herkes yola devam edemeyebiliyor. İş dünyasının değişen düzenine alışamıyor, kırılıyor, kendisini değersiz ve artık işe yaramaz hissediyor. Oysa son dönemde en çok beğendiğim reklamlardan birisinde söylendiği gibi, yapılması gereken sadece tek bir şey var; o da oyunda kalmak.

Oyunda kalmak için ne olursa olsun geçmişe saplanmamak gerek. Geçmişin başarıları, şaşaalı günleri, mevkiler, maaş paketleri o dönemin koşullarının sonucuydu. Şimdi başlayan yeni dönem, belki her zamankinden daha zorlayıcı olabilir. Ancak insanı konfor alanından çıkarması açısından, içinde pek çok fırsatı da barındırabilir. O fırsatları kaçırmamanın yolu da, yepyeni gözlerle bakmak, o anın değerini bilmekten geçiyor.

Ne olduysa, olan odur.” Zihinlerimiz anlam yaratmaya meyillidir. Ancak bir süre sonra gerçeklerden uzaklaşarak, nasıl algıladıysak ona göre oluşturduğumuz hikayelere inanmaya başlarız. Eğer gerçek olmayan ancak inanmayı seçtiğimiz konulara takılır, hatta bir de kendimizle ilgili yanlış yargılara varırsak; bundan geleceğimiz de etkilenir. Örneğin “yeterli değilim“, “artık yaşım geçti“, “kadınları yükseltmiyorlar” demeye başladıysanız, kendinize şu soruları sorabilirsiniz: Gerçekten mi? Yüzde 100 doğru mu? Bu koşullarda olup, farklı sonuçlar elde eden dünyada bir kişi bile olmadı mı?

iş dünyası

Artık bir çalışanın kariyeri, şirketlerin ortalama ömründen daha uzun. Y nesli ve sonrası için iş değişiklikleri yaşamın bir parçasıyken, yaş olarak daha büyüklerin çalıştıkları kurumlara bağlılıkları daha yüksek oluyor. Bir yerde çalışırken yeni bir iş aramıyor. İş görüşmesi deneyimi edinmiyor, hatta bir kısmının yazılı özgeçmişi bile bulunmuyor. Yoğun bir şekilde çalışmaktan, yeni bir iş bulabileceği bağlantıları kurmaya da, çevresini geliştirmeye de zaman ayırmıyor. Oysa uzmanlar bunun tam tersini öneriyor. “Aktif olarak iş aramıyor olsanız bile ara ara iş görüşmelerine gidip, alıştırma yapın” diyorlar. Gelen sorular nerelerde eksik kaldığınızı görmenizi ve kendinizi geliştirmenize yol açabilir. Ekonomik durumdan dolayı çalıştığınız şirket küçülme kararı alırsa, sudan çıkmış balığa dönmezsiniz. El sıkışabileceğiniz potansiyel işverenlerle tanışmış, başka ne gibi işler yapabileceğinizi planlamış olabilirsiniz.

Dolayısıyla hayatınız boyunca sadece tek bir işte çalışmayacağınızı bilerek ilerlemek önemli. Bu bilinç tanıştığınız kişilerle de uzun vadeli ilişkiler kurmanızı sağlıyor. Şirketinize sizden daha aşağı pozisyonlarda giren birisi, bir kaç yıl içinde ilerleyebilir. Sizi tavsiye edebilir, hakkınızda olumlu konuşabilir. Gönüllü oluşumlarda görev aldığınız ve aynı amaçları, tutkuları paylaştığınız kişiler hiç ummadığınız kariyer bağlantıları yapmanızı sağlayabilirler. Menfaatçi bir şekilde, her tanıştığınızdan faydalanmanız anlamına gelmiyor bu durum. Eskinin otokratik yönetim tarzının artık işlemediği; çevrenizdekilerle ilişkilerinizde ince ve içten bir tutumun artık bir gereklilik olduğunu gösteriyor. Telefonlara çıkmayıp, zor ulaşılan bir kişi izlenimini yaratırken; yeni iş fırsatlarını da kaçırıyor olabilirsiniz.

Kendinizi nasıl vazgeçilmez kılabileceğiniz hakkında düşündünüz mü? Mesleğinizle ilgili ülkede çok az insanın hakim olduğu konuları biliyor musunuz örneğin? Kendinizi geliştirdiğiniz, hedeflerinizin olduğu dışarıdan da görülebiliyor mu? Yoksa tutkunuzu kaybedeli uzun yıllar mı oldu? Kurumsal yapılar insanı rutin bir hayata sürükleyebilir. Ancak bu rutin ve işin garantide olduğu duygusu sizdeki ateşi söndürebilir. O zaman hem çalıştığınız işyeri, hem de başkaları için değerli olmazsınız. Dolayısıyla motivasyonunuzdan siz sorumlusunuz. Halinizden memnun değilseniz, değiştirin. Değiştirmiyorsanız, mevcut şartların sorumluluğunu üstlenin. Sızlanmak, dert yanmak, kurban psikolojisi sizi hiçbir yere vardırmaz.

Oyunda kalmak istiyorsanız; kenarda seyirci olamayacağınızı bilin.

Kaynak : Arzu Pınar Demirel | HarwardBusinessReview

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.