Anasayfa / Motive Olmak / Bir de bunlar var! / İşte Türkiye’nin Gerçek Yıldızları

İşte Türkiye’nin Gerçek Yıldızları

Gerçek BeyinlerMilliyet gazetesi bilim alanında büyük başarı elde etmiş ancak gündeme gelmemiş gizli kahramanları yazı dizisi yaptı. İşte Türkiye´nin gizli bilim kahramanları…
Ağır çevre kirliliği karşısında kanı ve suyu temizleyecek çareler geliştiren, el değmemiş bir dalga boyunda kullanılabilecek yeni bir titreşim keşfeden, savaş alanındaki askerin neresinden yaralandığını bile uzaktan algılayabilecek akıllı fiberler yaratan, en iyi sonuca ulaşmak için izlenmesi gereken en doğru yolun formülünü oluşturan bilim adamlarımız, Türkiye´yi yeni ufuklara taşıyacak buluşlara ve çalışmalara imza atıyor.
Teşvik ödülü verilen çalışmalar, olanaksızlıkları bahane etmeden azimle çalışanların omuzlarında yükselecek parlak bir geleceği müjdeliyor.

O bir zehir avcısı

Adil Denizli, sadece ayrıştırılmak istenen maddeyi tanıyarak tutabilecek polimerlerle (plastik) kan ve suyun zehirlerden arındırılmasında dünya çapında başarılı çalışmalara imza atmış.
Hızlı endüstrileşme sonucu su kaynaklarının ağır metallerin yoğun tehdidi altında olduğunu söyleyen Denizli, bunların ekolojik çevrim yoluyla vücuda girerek, hücre duvarını delip DNA´yı yıkıma uğrattığını ve kansere neden olduğunu vurguluyor. Denizli ağır metallerin de bu yolla hem kandan hem de çevre sularından uzaklaştırılabildiğini vurguluyor.

Alzheimer önlenebilir
Denizli, beyinde birikip alzheimer hastalığına neden olan alüminyumun bu yöntemle kandan uzaklaştırılabileceğini kaydediyor.
Ekibiyle birlikte ürettikleri polimerleri kullanarak teşhis kiti hazırlamaya yoğunlaşan Denizli, özellikle Hepatit B, uyuşturucu ve doping maddelerini rahatlıkla tanıyabilecek kitlerin üretilebileceğini belirtiyor.

Samanpazarı´ndan bilime
1962 Ankara doğumlu olan, Ankara´nın en eski semtlerinden biri olan Samanpazarı´nda Yeni Hayat İlkokulu´nu, ardından Cebeci Ortaokulu´nu bitiren Denizli, çocukluğundaki merakını sürdürüyor ve hâlâ futbol oynuyor. O dönemlerde birlikte top koşturdukları arkadaşlarından Fenerbahçe de dahil birinci ligde oynayanlar olmuş.
Kimya bölümünün “yarasaların uçtuğu” bodrum katını, kendisi gibi neşeli ve hevesli genç ekibiyle birlikte bir laboratuvara dönüştüren Prof. Dr. Adil Denizli, tüm olanaksızlıklara rağmen geliştirdikleri özel yöntemle zehirleri yakalama kabiliyetini artırdıkları polimerler üzerinde çalışmaya devam ediyor.

Prof. Dr. Adil Denizli-Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, Biyokimya Ana Bilim Dalı Başkanı: Değişik yığın ve yüzey özelliklerine sahip polimerlerin üretimi ve bunların tıp, biyoteknoloji ve çevre uygulamalarında kullanım potansiyellerinin belirlenmesinde uluslararası düzeyde çalışmalarıyla bilim ödülü aldı.

Toroslardan Nobel rüyasına

Mehmet Bayındır, Toroslarda küçük bir köy olan Sarıveliler´de, 1975´te ailenin 5. çocuğuGerçek Beyinler olarak dünyaya gelmiş. Devlet okullarının ardından Bilkent Üniversitesi Fizik bölümüne adım attığında, taşradan gelen öğrencilerini, “Nobel´i almanızın önünde hiçbir engel yok” diye selamlayan hocası sayesinde yeni bir ufka yönelmiş.
Takdirnamelerini “kâğıdı güzelmiş” diye karşılayan ev hanımı annesi ve çiftçi babasının desteğiyle 7 kardeş arasından sıyrılan Bayındır, başvurduktan sonra bir saat içinde davet aldığı, ABD´de MIT´e (Massachusetts Institute of Technology) bağlı Askeri Nanoteknoloji Enstitüsü ve Malzeme Bilimi Merkezi´nde 3.5 yıl çalışmış. Süper asker projesini yürüten ekipte görev alan Bayındır, nanoteknoloji tabanlı akıllı elbise tasarımları üzerinde yoğunlaşmış.

Akıllı elbiseler üretilebilir
Kalbi durduğunda askerlere kalp masajı bile yapabilen elbise tasarımları üzerinde çalışan Bayındır, ışığa ve ısıya duyarlı fiberler (tel) geliştirmiş.
Milli Savunma Bakanlığı´na proje sunan Bayındır´ın keşifleri, askerin yarasındaki kanın ne tarafa aktığını bile bildirebilen akıllı teller üzerine kurulu.
Bayındır, ABD´de 5 ayrı patentle tescillenen keşifleri sayesinde geleceğin akıllı elbiselerinin üretilebileceğini vurguluyor. Bunların ısı, ışık, kimyasal ya da biyolojik duyarlılıklarının olabileceğine dikkati çeken Bayındır, farklı malzemeler içeren küçük bir çubuğu, özelliklerini yitirmeden metrelerce uzatabilecek bir sistem geliştirmiş.
Bayındır ayrıca tıpta lazer kullanımını güvenli hale getiren akıllı fiberin de mucidi olarak literatüre girmiş.
Bayındır, “Bizim başkalarından bir eksiğimiz yok, sistematik çalışırsak Nobel´i almamızın önünde bir engel olmadığına da inanıyorum” diyor.

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bayındır-Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü ve Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi: Metal-yalıtkan-yarıiletken optoelektronik fiberler ve bu bütünleşik fiberlerde optik transport konusundaki uluslararası düzeyde çalışmalarından dolayı teşvik ödülü aldı.

Projelerin rehberi

1966´da Ankara´da doğan Metin Türkay, devlet okullarının ardından ODTÜ Kimya Gercek BeyinlerMühendisliği bölümünü bitirmiş. Şoför baba ve ev hanımı annenin desteğiyle okuyan Türkay, 1992´de master´ını tamamlayıp ABD´de Carnegie Mellon Üniversitesi´nde doktorasını yapmış. Daha sonra Japonya´da üç sene Mitsubishi´de ilaç tasarımı ve tedarik zinciri üzerine çalışmış. Koç Üniversitesi´ne dönen Türkay, yöneylem konusunda etkili bir yöntem bulmuş.

Sonuca giden en etkili yol
En iyi sonucu elde etmek için nasıl bir süreç hazırlanması gerektiği konusunda belirlemeler yapılmasını düzenleyen yöneylem konusu üzerinde çalışan Türkay, belirsiz de olsa birçok etkenle yola çıkıldığında nasıl bir sonuç ortaya çıkabileceğinin kestirilmesini sağlayan bir yöntem keşfetmiş.
Keşfi, sanayide ve bilimde birçok projenin başarısını da etkileyecek bir bilimsel çalışma olarak literatüre girmiş.

Doç. Dr. Metin Türkay-Koç Üniversitesi Mühendislik Fakültesi: Yöneylem araştırması alanında tamsayı-karışık en iyileme metotları ve uygulamaları konularındaki uluslararası çalışmaları dolayısıyla teşvik ödülü aldı.

El değmemiş dalga boyunda bir Türk doçent

1968´de Çorum´da doğan, ilk ve ortaöğrenimini burada yapan Lütfi Özyüzer, HacettepeGercekBeyinler Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra 1993´te Illinois´te Institute of Technology´ye, ardından da Argonne Ulusal Laboratuvarı´na transfer olmuş. 2000´de yurda dönen Özyüzer, her yaz 3-4 ay bu merkezde çalışmaya devam ediyor.
Argonne laboratuvarlarında bulup konuştuğumuz Özyüzer, eksi 190 derecelerde etkin olabilen iletken maddelerin yüksek sıcaklıkta da etkin olabilmesi için çalışıyor.
Özyüzer halen iletişimde kullanılan dalga boylarından farklı bir dalga boyunda kullanılabilecek bir ışınım bulmuş. Şimdi bunun sürekliliği üzerinde çalışan Özyüzer, 3-5 yıl içinde üretime geçebileceklerini belirtiyor.

Yüksek güvenlikli iletiler
ABD´deki başarıları Türkiye´de eşzamanlı olarak yürüttüğü çalışmaya da yansıtan Özyüzer, elektromanyetik iletiler ulaşamadığı için tertemiz olan terahertz denilen bu dalga boyunun kullanılmasıyla, yüksek güvenlikli iletilerin istenilen uzaklığa gönderilebileceğini vurguluyor. Bu çalışmalarla X ışınlarıyla tespit edilemeyen plastik patlayıcılar ya da kimsayal silahlar da rahatlıkla saptanabilecek.

Doç. Dr. Lütfi Özyüzer-İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü: Yüksek sıcaklık üstün iletkenleri alanında tünelleme spekroskopisi konularında uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle teşvik ödülü aldı

Kaynak: Milliyet /  Saliha Çolak

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.