kişisel gelişim anahtarınız - kendinigelistir.com

  1. Anasayfa
  2. Bir de bunlar var!
  3. Kadın zenginler erkekleri geçiyor!

Kadın zenginler erkekleri geçiyor!

Özgür ŞAHİN Özgür ŞAHİN -

- 7 dk okuma süresi
36 1
kadinzenginler

The Economist dergisinde, şu başlıkta bir yazı çıktı: ‘2020 senesine gelindiğinde, İngiltere’nin milyonerlerinin yarısından çoğu kadın olacak. Neden?’ Vatan’ın son dönemdeki en iyi yazarı Güneş Mutlu Mavituncalılar yazdı…

The Economist dergisinde, şu başlıkta bir yazı çıktı: ‘2020 senesine gelindiğinde, İngiltere’nin milyonerlerinin yarısından çoğu kadın olacak. Neden?’

Makale, ilk paragrafında, verilerle destekleyerek, İngiltere’deki kadın milyoner/milyarderlerin sayısının geçen on yıldaki artışın kat kat üzerine çıktığını anlatıyor.

İkinci paragrafta ise diyor ki, İngiltere’de eskiden kadınlar boşanma-miras-evlilik yolu ile zenginleşirken, bugünün kadın zenginlerinin yüzde 80’i, kendi servetlerini kendilerini oluşturuyor.

Üçüncü paragrafa gelindiğinde ise şaşırtıcı bir karşı görüşe yer veriyor. Bu karşı görüş diyor ki, 2020’de İngiltere’nin kadın milyonerlerinin çoğunluk olmasının sebebinin, girişimcilikten gelmesi mümkün değil. Öyle gözüküyormuş ki daha uzun yıllar, kadın zenginler birilerinin eşleri, kızları ya da eski eşleri olmaya devam edecekmiş. Ve makale suya sabuna dokunmadan, kibar kibar bu şekilde devam ediyor. Zaten yorumla yazılmış değil, bilgi verme amaçlı yazılmış bir yazı.

Doğrudur. Kadınların profesyonel yaşamda hâlâ tercih edilmediği, kendilerinden çok başka beklentilerin olduğu ve bunun yerleşik olduğu, kısacası kadınları iş yaşamında kısıtlayan bir dünyada, kendi servetlerini erkeklere nazaran daha az sıklıkta oluşturuyor olmaları çok doğaldır.

Zenginlerin karıları, kızları her zaman, en az kendileri kadar ilgi görür. Hatta onlar zengin adamların internet sitesi gibidir. Onlara bakarak, fikir sahibi olursunuz (olduğunuzu sanırsınız) ‘esas’ adamlar hakkında. Onlara birey olarak bakmazsınız, soyadlarını görürsünüz isimlerinden önce. Ve ne yapsalar takdir etmezsiniz, edemezsiniz. En nihayetinde onlar ‘esas ürün’ değildir, ‘esas ürünün’ internet sitesi gibi uzantılarıdır.

Bu hanımların yaşamları, sanıldığının aksine, oldukça zordur, adaletsiz görüşlere maruzdur.

Özellikle Economist dergisinin bahsettiği cinsten zenginler listesine, kendi başlarına girmek isteyen aileden zengin kadınlar için hayat zordur. Ama babasının kocasının serveti ile değil de, kendi kazançları ile listeye girmek isteyenlerden bahsediyorum. Çünkü yapılacak her şey yapılmış gibi gözükür. Babasının, kocasının yanında çalışırken kattığı değer, görmezden gelinir. Ciddiye alınma işini önceden sağlama almak isteyenler, uğraşıp en iyi okullara girerler, en iyi yerlerde iş bulurlar, önceden çalışma tecrübesi kazanırlar. Herkesten erken kalkıp masalarının başında olurlar. Yine olmaz. Arkalarını döndükleri anda fısıltılar hiç bitmez. (Öte yandan erkekler olsa durum hiç böyle olmaz, ama o başka konu.)

Bu durumlardan rahatsız olan, insanların haksızca ‘prensesler ve kraliçeler’ diye adlandırdığı zengin kadınlar, kendi iç dünyalarına dönüp, ‘ben ne yapabilirim?’ diye düşünür. Bir kısmı gerçek tutkusunu bulur, bir kısmı insanların saçma önyargılarını yüzünden esas şirkete aktarabilecekleri potansiyellerini içlerine atarlar. Genelde bu durumda kadınlar yaratıcılıklarını, kadınsı zevklerini işe dönüştürürler.

Takı tasarımı, bir marka mümessilliği, kafe işletmeciliği gibi işlere soyunurlar. Azı da kimseyi takmaz, yürür gider, çok da güzel işler yapar. İşini insanların burun kıvırdığı o hobi görüntüsünden çıkarıp çok kurumsal bir hale getirir. En önemlisi, kendi kazancını sağlar.

Bu sefer de ne derler, biliyor musunuz? Benim de o kadar sermayem olsa, benim de arkam sağlam olsa, ben de yaparım. Sanki erkeklerin başarıları ve kazançları da, öyle ya da böyle bir yerden sermaye bularak (borç, kredi, aile parası) ya da iyi ilişkiler sayesinde gerçekleşmezmiş gibi!

Çok küçüktüm, bir televizyon programında, Amerika’da orta halli bir aileyken, çocuğuna yaptığı reçelleri sağa sola satmaya başlayarak yemek işinde çok büyüyen bir kadının hikâyesini izlemiştim. Çok küçük olduğum için başka bir detay hatırlayamıyorum maalesef, ama hatırladığım, çok etkilendiğimdi. O küçük kafamda ‘ne kadar akıllı bir anne, büyünce ben de böyle yapacağım!’ diye hayran kalmıştım. Dünyada yeterince yatırımcı, hedge fon yöneticisi, sanayici hem erkek, hem de kadın var. Kadın yaratıcılığı ve öngörüsünden doğan işlerin ise daha önü çok açık, alıcısı da var.

Hayat şartlarını avantajına çevirebilen kadınları ve hikâyelerini çok seviyorum.

Kocası veya babası zengin olan kadınların durumunda ise, zenginliklerine ‘rağmen’ dimdik ayakta olup, ister aile işinde, ister kendi kurduğu işinde, ister birinin yanında çalışarak, isterse de hiçbir şey yapmadan ve sırf istediği gibi keyifle yaşayabilen kadınlara hayranlık duyuyorum.

Sıfırdan gelerek bir şeyler başarmak elbette zor, ama bir kadın için, zenginliğin içinde zenginlik yaratmak da çok zor, takdirini görmek ise neredeyse imkansız. Bu yüzden umuyorum Economist’in yer verdiği karşı görüş, tahminini yaparken, zenginlikten zenginlik yaratan kadınları göz ardı ederek yanılmamıştır. Her şartta, mesele sırf zengin olmak değil elbette. Zenginliğin, başarının ölçülerinden yalnızca biri olduğunu da unutmamak gerek…
 
Yazan : Güneş Mutlu Mavituncalılar
Kaynak : Vatan
 

Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. blank
    KUMRALİST - -

    bak kuşum, bi kadın varmış zamanında öyle çok isteyeni olmuş ki, düşün yani böyle zenginler, yakışıklılar. en sonunda =

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.