Anasayfa / Motive Olmak / Geliştiren Hikayeler / Küçük Beyza’dan Hayat Dersleri

Küçük Beyza’dan Hayat Dersleri

En süper anne, benim annem!
Spot: Yaşamda bir çok insan neyin değerli, neyin değersiz olduğunu şaşırıyor. Dikkatimizi ve enerjimizi değerli olana odaklamakta Küçük Beyza’dan öğreneceklerimiz var.

Elazığlı 10 yaşındaki Beyza Yıldırğan’ın ödüllü kompozisyonunu paylaşmak istiyorum : Yağışlı karanlık bir gece geçirdiğimiz kaza küçücük mutlu ailemizin üstüne bir kabus gibi çöktü. Kazadan ben ve babam burnumuz bile kanamadan kurtulurken, anneciğim maalesef ağır bir şekilde yaralandı. Onu bana uzun zaman göstermediler. Nasıl göstersinler ki yaşama şansı sadece yüzde yirmiymiş. Ağır bir iç kanama geçiriyormuş. Bu nedenle annemin yanında sürekli kalan ve onu en çok gören kişi anneannemdi. Bense dedemle birlikteydim. Sürekli hastaneye gidiyor ama çoğu zaman annemi görmeden dönüyordum. Dedem inanılmaz fedakârlıklar yapıyordu benim için ama onun yerini hiçbir şey dolduramıyordu. Ona en çok ihtiyaç duyduğum bir zamanda onsuz büyüyordum, az değil altı yıl. O günlerle ilgili ilk aklıma gelen kaza sırasında annemin ayağından fırlayan botuna sahip çıkmış ve ona sıkı sıkı sarılmış olduğumdu. Hastanedeydik, polis amcalar elimden botu almaya çalıştıkça daha çok sarılıyor annemin, annemin deyip ağlıyordum.

Bir gün yine hastaneye gittik, ben yine içeri giremedim. Çok huzursuzdum. Dedem beni birilerine emanet etti ve içeri girdi. Bir süre arkasından üzgün gözlerle baktım. Birden bir kedi dikkatimi çekti. Bembeyaz tüyleri, kahverengi gözleri olan bir kediydi. Her şeyi unuttum uzun bir süre onunla oynadım. Saatler su gibi akmış; ben ise farkında bile olmamıştım. Sanki birileri anneciğime duyduğum özlemi dindirmek için onu özel olarak yollamıştı. Derken dedeciğim geldi elimden tuttu eve doğru yürümeye başladık. Kedicik bizi birkaç sokak takip etmişti. Sonra gözden kayboldu. Hüzünlenmiştim. Birden kendimi toparladım. Ben üzülürsem annem hissedebilirdi. Dedem hep öyle diyordu ya… Yemeğini yemezsen annen üzülür. Ağlarsan annen üzülür.  Üzülmeyecektim çünkü annemi o kediden daha çok seviyordum. Yine bir gün hastane dönüşü evdeydik. Her zamanki gibi sadece dedem ve ben… Birden elektrikler kesildi. Öylesine karanlıktı ki… Annemin olmasını çok istedim o anda… Durumu fark eden dedeciğim aceleyle bulduğu mumu yaktı. Gölgelerin ilgimi çektiğini görünce bana gölge oyunları yaptı. Yarı karanlık odada kah duvarda bir köpek beliriyor, kah kanat çırpan bir kuş… İnanılmaz güzeldi. Günlerdir bu kadar güldüğümü ve mutlu olduğumu hatırlamıyorum.

Bir sabah dedemin telaşlı bir şekilde beni kaptığı gibi hastaneye götürdü… O gün bizi içeri alırken hiç zorluk çıkarmadılar. Yukarı çıktık çığlıklar geliyordu.  “Sökün şu makineleri, ölmek istiyorum, kurtulmak istiyorum! Artık bu acılara dayanamıyorum.” Derken kapı açıldı. Anneciğim bembeyaz örtüler arasında en son gördüğümden beri inanılmaz değişmiş bir haldeydi. Ben sadece sesini benzettiğim bu kadına şaşkın şaşkın acaba gerçekten o mu diye bakarken doktor amca beni ona doğru uzattı ve adeta onu paylayarak: “ Sen kendin için yaşamayacaksın zaten. Şu kucağımdaki yavrun için yaşayacaksın.” dedi. Annem benim yüzümdeki masum ifadeyi görünce ağlamaya başladı. Sadece o da değil orada bulunan ben de dahil herkes… Ben hem ağlıyor hem de anneme takılı olan makinelerin hortumların ne işe yaradığını soruyordum. Hortumlardan birinden kanlı bir sıvı geliyordu. Doktor amca adının diren olduğunu söylediği bu hortumlar ile annemin içinde temizlik yaptıklarını ve kirleri çıkardıklarını söyledi. Sesimi çıkarmadım ama direnden de yaptığı işten de nefret etmiştim. Annem o günden ve o sözlerden sonra hayattan kopmakta iken hayata dört elle, sevginin verdiği güçle yeniden sarıldı ve benim için yaşadı. Neticede geçirdiği sekiz ameliyattan sonra anneciğim şimdi çok iyi. Ancak akciğerinin biri hava kaçıran bir balon gibi -tüm uğraşılara rağmen- söndüğü için alındı. Akciğerin olması gereken yerde şimdi büyük bir boşluk var. Ben işte bu boşluğu  kocaman sevgimle doldurmaya çalışıyorum. Anneciğimi davranışlarımla, eğitim hayatımdaki başarılarımla mutlu ederek yaşadığı acıları unutturmak en büyük hedefim… Beş kilogramdan fazla kaldırması yasak olduğu için anneciğim beni asla kucağına alıp sevemese de yavrusunu kucağında taşıyan bir anne gördüğümde yüreğim hep sızlasa da O, hayatta ya bu her şeye değer.

Yazan : Melih ARAT

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.