Günlük hayatta, toplumumuzda o kadar özgüvensiz insanlarla karşılaşıyoruz ki; sesi soluğu çıkmayan, ne istediğini bilmeyen, derdini anlatamayan vb.. varlıklarla doldu taştı bu memleket. İnsan durup düşünmeden edemiyor “Neden böyle” diye. Öncelikle bu durum çocukluktan ileri gelmektedir büyük oranda. Çünkü yapma’lar, etme’ler, dur’lar,sus’lar çocuk bunlara boğulmuş halde gelişiyor. İster istemez bilinç altı korumaya geçerek birşeyler yapmaya çalıştığında bunları -ana bilince- gönderiyor ki ” Yanlış birşeyler olmasın ” , ” barındığım bünye zarar görmesin ” diye. Böylelikle yanlış birşeyler yapmaktan korkan kişi bu prangalar altında tekleye tekleye, çekine çekine, kendi geçmişinin baskısı altında birşeyler yapmaya çalışıyor. Üzerindeki bu baskı bünyesinde fırtınalar kopartarak özgüvensiz insan modelini gözlerimizin önüne seriyor.
O zaman çocukluktan başlayarak bunların bünyeye girmesine izin vermemeliyiz. Bu görevde anne,baba,ağabey,abla,amca,hala vs… kişilere düşmektedir sırasıyla ve herkesin bu konu hakkında katkıda bulunması gerek çünkü bu insanlık görevimiz olmalı, çocuğun üzerimizde hakkı kalmaması için görev olarak kabul etmeliyiz.
Ne yapmalı?
Yapılacak şey basit ama zahmetli. Sıralama yaparsak eğer;
1. Çocuğa yapabileceği işleri yaptırmalıyız: elbise giyinmesine, yemek yemesine, oyuncaklarını toplamasına izin vermeliyiz. Yanlış yaparsa öncelikle bizlerde kabul etmeliyiz ki; bundan daha normal bir durum yok.
Ben bu yolla kardeşimi yetiştirdim tabii ki, bir eğitimci olmamında etkisi oldu. Eğitim derslerinde bu konu hakkında düşünmeden, araştırmadan geçmedim. Ben bunu böyle yaptım ve olumlu sonuç aldım.
Kendine güvenen bir nesil yetişmesi dileğiyle…
Yazan : Oğuz Şahin / Nasıl yaptım?