Anasayfa / İnsan İlişkileri / Dinlemenin 7 Yolu : Hangi Dinleme Tercihi Fark Yaratır?

Dinlemenin 7 Yolu : Hangi Dinleme Tercihi Fark Yaratır?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki insan 2 şey için dinleme yeteneğini canlı tutuyor. İlki ihtiyaçlarımızı karşılamak ikincisi ise önemsediğimizi göstermek. Bir sonraki konuşmayı bitirdiğinizde kendinize şu soruyu sorun lütfen. “İstediğim sonucu alabildim mi?” Çünkü bu yazıyı okuduktan sonra aslında daha fazlasını da alabileceğinizi öğreneceksiniz..

O halde, birini aramadan veya buluşmadan önce durun ve kendinize şunları sorun:

  • Neden dinliyorum?
  • Ne olmasını istiyorum?
  • En iyi sonucu elde etmek için ne gibi bir değişiklik yapmam gerekiyor?

Bilinçli bir seçim yapmaya yönelik olarak, aşağıdaki dinleme amaçları ile zihniyet ve duygularınıza göre elde edebileceğiniz sonuçlar üzerinde biraz düşünün.

Kişisel ihtiyaç için dinlemek

Çoğunlukla dinlemenin arkasındaki amaç kişisel bir ihtiyacı karşılamak veya eğitim sürecinde edindiğimiz kurallara uyarak, önemsediğimizi göstermektir. Bir bilgi veya bakış açısını öğrenmek için dinlerken mesafenizi korursunuz. Kendi düşüncelerinizde kalır ve işbirliği yapmak istediğinizi söylerken bile izole konumunuzu konumunuzu korursunuz. Ayrıldığınızda, kişi sizinle pek bir bağ hissetmez.

Genel olarak, aşağıdaki amaçlarla dinleriz:

1) Bilgi toplamak için. Kendi bakış açınızı nasıl tartışacağınızı, savunacağınızı, karşılaştıracağınızı, düzelteceğinizi öğrenmek için dinliyorsunuz.

2) Bir cevap vermek ya da sorun çözmek için. Bir cevap bulduğunuzda, artık dikkatinizi vermek için bir neden de kalmıyor.

3) Görgü kurallarına uyarak, doğru olan şeyi yapmak için dinliyorsunuz. Genelde bunun için yeterli olduğunu olduğunu düşündüğünüz minimum zaman kadar dinlersiniz. Böyle durumlarda, İstediğiniz için değil, gerekli olduğunu düşündüğünüz için dinlersiniz.

dinlemenin-7-yolu

4) Bağ kurmak için dinlemek. Birisiyle bağ kurmayı seçtiğinizde, analitik beyninizin ötesini dinliyorsunuzdur. Kalbinizin, içgüdülerinizin ve açık zihninizin tamamen farkındasınız. Kişi anlaşıldığını, değer verildiğini ve muhtemelen de bunların sonucu olarak da değiştiğini hisseder. [1] Bir bağ kurmak istediğinizde kelimelere dikkat etmenin ötesine geçiyorsunuz. Bir bağ kurmak konuşma boyunca merakı canlı tutmakla başlar, daha sonra ne söyleneceğini bilme isteğinize direnirken, aynı zamanda bunu bilmemenin rahatlığını yaşarsınız. Meraklı hissi sizi “o an”da tutar, merakınızı kaybettiğinizde, konuşmanın monologlara dönüşmesi riskini yaşarsınız. Maalesef birini daha iyi tanıdıkça onunla ilgili yeni bir şey arama merakınız da azalır. Her “merhaba, nasılsınız?” dediğinizde özel bir şey bekleyebilir misiniz?

5) Kişiye, ona değer verdiğinizi bilmesini sağlamak için. Birisiyle tam o anda olarak, ona kendisinin anlaşılmış ve değer verilmiş hissetmesinden (ya da hissetmesini sağlamaktan) daha iyi bir hediye veremezsiniz. Zihninizi merakla yatıştırdığımızda ve kalbinizi şükranla açtığınızda, kişi kelimelerin ötesinde, tamamıyla iyi karşılandığını hisseder. Birlikte olduğunuz kişinin özüne değer verdiğinizde empati gerçekleşir. Yargılarınız gizlice devreye girdiğinde dikkatli olan. Başkalarını hatalı çıkarmadan da fikirleriniz konusunda tutkulu olabilirsiniz. Kişinin dünyayı sizden farklı görme nedenlerine değer verin. Derinlemesine bakacak kadar önemserseniz, karşılığında değer verildiğinizi de hissedebilirsiniz.

6) İlişki kurmak için. Bir sonraki adım, iç dünyanızı ve kalbinizi açmaktır. Bu durumda, derin bir bağın oluşmasına izin verecek kadar savunmasız olursunuz. Philip Shepherd, “New Self, New World” adlı kitabında, “nihayetinde dünyada olmak dünyanın da sizin içinizde olması için yer açmak anlamına gelir” demişti.[2] Bir şey için dinlemeyin, kişiyle birlikte var olma amacıyla dinleyin. Daha önce hiç yakın bir arkadaşınızla harika bir andan sonra bu bağı hissetiniz mi? Birisine kendinizi açacak kadar güvendiğinizde, ilişkinin büyüsü ortaya çıkar.

7) Keşfetmek, öğrenmek ve birlikte gelişmek için. Kendinizi akışa bıraktığınızda, konuşma sizi yeni ve beklenmedik bir yere götürebilir. Bir şey ummadan veya akışı kontrol etmeye çalışmadan sadece nereye gittiğine hayretle bakın. Başkalarının fikirlerini paylaşın ve buna izin verin, pes etmek yerine bildiklerinizi artırın. Bunu devam ettirirken zaman ve mekan hissinizi kaybedebilirsiniz. Bir kayıp yaşadıktan sonra biriyle böyle bir konuşmanız olmuş olabilir. Bu bağı, böyle bir travma olmadan da cesaret ve sevginizle, bilinçli bir şekilde oluşturabilirsiniz. Başkalarıyla bu yolla bağ kurmak muhteşem bir gün batımı seyretmek, güzel bir kanyonu görmek ya da bir kuyruklu yıldızın gecenin karanlığında kaybolmasını izlerken hissettiğiniz bağ gibidir. Gelişmek için bildiklerini bırakmak dayanıklılığınızı gösteren aktif bir eylemdir, pasif değil. Biz bu şekilde topluluklar oluşturuyoruz.

Alan Alda “Gerçek dinleme karşı tarafın seni değiştirmesine izin verme istekliliğidir”[3] der. O halde sizin dinleme amacımız ne? Daha büyük bir amaç için, güvenle kendinizi dinlemeye açabilir misiniz? Bunu yaptığımızda, beklediğinizden çok daha fazlasını alacaksınız.


[1] Shari M. Geller and Stephen W. Porges, “Therapeutic Presence: Neurophysiological Mechanisms Mediating Feeling Safe in Therapeutic Relationships” Journal of Psychotherapy Integration, 2014, Vol. 24, No. 3, 178–192.

[2] Philip Shepherd. New Self, New World: Recovering Our Senses in the Twenty-first Century. Berkeley: North Atlantic Books, 2010, p. 85.

[3] Alan Alda, Never Have Your Dog Stuffed: And Other Things I’ve Learned. New York: Random House, 2005, p. 160.

Kaynak : Pisikolog Dr. Marcia Reynolds
Çeviren: Yusuf Bahadır MURAT

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.