Anasayfa / Hayatı Kolaylaştırmak : Dinle ve Kazan
Hayatını Kolaylaştırmak için ilk adım Dinlemek
Hayatını Kolaylaştırmak için ilk adım Dinlemek

Hayatı Kolaylaştırmak : Dinle ve Kazan

Hayatı kolaylaştırmak mümkün. Her birimiz sık sık çevremizdeki insanlarla sorun yaşıyoruz, bazen bir arkadaşımız bazen müşterimiz bazen de aileden biriyle. Her seferinde sürekli birinin haklı diğerinin haksız olma durumuna takılıyoruz ve meseleyi unutup olayı kişiselleştiriyoruz. Sizce de buna artık dur demenin zamanı gelmedi mi?

Dale Carnegie, “Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı” adında bir kitap yazmış ve 20 liraya tüm bu sırları elde edebiliyorsunuz sizce de çok garip değil mi? Kitaptan müthiş notlarımı paylaşmadan önce başlıkta yer verdiğim püf noktası kelimesinin hikayesine yer vermek istiyorum.

#Püf Noktası olacak Kişisel Gelişim Hikayesi

Çanak çömlek ustaları yanlarına aldıkları çırakları yeterli olgunluğa geldiklerinde onları usta ilan ederlermiş. Günlerden bir gün bir ustanın yanına bir çırak gelmiş ve işin inceliklerini öğrenmeye başlamış. Her şeyi öğrendiğine inanan bu genç ustasından kendisine artık el vermesini istediğinde ustası henüz vaktinin gelmediğini püf noktasını öğrenmediğini söyleyince sinirlenen genç ustayı bırakıp başka şehre yerleşip dükkanını açmış. Ancak yaptığı tüm çanaklar, testiler hemen çatlıyor kırılıyormuş, şikayetler hiç bitmiyormuş. En sonunda dükkanını kapatıp ustasından af dilemeye giden genç, ustasının gönlünü almış ve yeniden onunla çalışmaya başlamış. Günlerden bir gün ustası artık püf noktasını öğrenme vaktinin geldiğini söylemiş ve onu sıcak testilerin olduğu karanlık bir odaya götürmüş. Usta, içeri sızan minik bir ışık huzmesinin altında eline aldığı testiği çevirmiş ve gördüğü minik bir kabarcığı püf diyerek yok etmiş. Ardından testiyi gence uzatarak bu testi artık hazır bunu diğerlerinden ayırabiliriz demiş. İşin püf noktası deyimi o gün bugündür dilimizde kullanılıyor.

Bu hikayeyi hatırlatarak başlamak istedim anlatmaya çünkü minik gibi görünen bazı gizemler tüm hayatımızı etkileyebiliyor. Bir küçük kabarcık bir testiyi nasıl çabuk kırılır hale getiriyorsa insanı da içten içe çürüten yok eden minik kusurları oluyor. Bunları ciddiye almanın hayat meyat meselesi olduğunun farkına varmanız dileğiyle:)

“Eğitimin en büyük hedefi, bilgi değil eylemdir.” Herbert Spencer

Kendinle Vakit Geçir

Yazar kitabın önsözünde her cumartesi günü yemekten sonra kendisini yoklamaya aldığından söz ediyor, hafta boyunca yaptıklarını düşünüp kendi davranışlarını ve tepkilerini gözden geçiriyormuş. İlk zamanlar hep kendini eleştirirken zamanla hatalarının azaldığını ve eleştirilerin yerini övgüye bıraktığını anlatıyor.

Hayatı Kolaylaştırma Adımları

Hayatı Kolaylaştırma Adımları

“Yıllarca devam eden bu kişisel analiz, kişisel eğitim sistemi denediğim diğer sistemlerden çok daha yararlı oldu. Karar verme yeteneği geliştirmeme yardımcı oldu, insan ilişkilerimde bana yol gösterdi.”

Her gün her saat elimizde olan telefonlar nedeniyle dikkatimizi kendimize bir türlü veremiyoruz. Kişisel zaman uygulamasını bir süredir ben de uyguluyorum ve bu gerçekten çok işe yarıyor. Ben üstelik bunu günlük tutarak taçlandırıyorum. Burada işin sırrı gerçekten telefonun internetini kapatmak, önemli bir durum olursa inanın insanlar zaten arar:)

Değiştirmek düzene sokmak ve geliştirmek istediğiniz birini tanıyor musunuz? Güzel peki neden bu işe kendinizden başlamıyorsunuz?

Konfüçyüs kendi kapının önü temiz değilken başkasının çatısındaki kardan yakınma, diyor. Ayrıca kendimizi sürekli suçlamayı kenara bırakabilirsek şunu görebiliriz : Hapishane duvarları arkasındaki kadınlar ve erkekler kendilerini hiçbir şekilde suçlamıyorlarsa biz neden bunu yapıyoruz?

Güzeli Söylemekten Çekinme

Her insan güzel sözler duymak ister, bu insanın en temel ihtiyaçlarından biri. Öyle ki güzel sözler duyan insanın motiasyonu, kendine güveni artar çok daha güzel işler çıkarır ortaya.

“Kendime olan güvenimin desteklenip beslenmesi kadar hiçbir şeye ihtiyacım yok.” Alfred lund

Uluslararası üne sahip psikolog B.F. Skinner, yaptığı deneylerin sonunda iyi davranışları için ödüllendirilen hayvanların kötü davranışları için azarlanan hayvanlardan daha kolay ve daha hızlı öğrendiklerini kanıtlamış. Yılanı taşlarsan sana saldırır ama güzel bir müzik ona dans bile ettirir, tüm canlıların doğasında var güzeli sevmek ve peşinden gitmek.

Doktor Dewey insan doğasındaki en önemli dürtünün “önemli olma tutkusu” olduğunu söylüyor. Freud bu isteye büyük bir insan olma tutkusu diyor.

#İnsanlarda bulunan 8 temel arzudan söz ediliyor:

  • Sağlık ve güvenli yaşam
  • Yiyecek
  • Uyku
  • Para ve paranın satın alabileceği şeyler
  • Ölümden sonra hayat
  • Cinsel doyum
  • Çocuklarla birlikte mutluluk ve esenlik
  • Önemli biri olma tutkusu

“Beğenilme tutkusu insanın içini kemiren bir açlıktır ve kalpten gelen bu açlığını giderebilen kişi insanları avuçlarının içine alabilir.”

Önemli olma tutkusu Dickens’ın ölümsüz yapıtlarını yazmasını sağlamıştır mesela.

“Önemli olma tutkunuzu nasıl giderdiğinizi söylerseniz size nasıl bir kişi olduğunuzu söyleyebilirim. Karakterinizi belirleyen en önemli özellik budur.”

Kraliçe Catherine üzerine saygıdeğer majesteleri yazmayan mektupları açmayı reddediyor, Victor Hugo Paris’e kendi adının verilmesini istiyordu ve Shakespeare bile ailesi adına bir asalet arması yaptırarak ününe ün katmak istemişti.

“Büyük adam büyüklüğünü küçük adamlara karşı sergilediği davranışıyla belli eder.” Carlyle

Amerikada evden kaçan kadınlarla ilgili yapılan araştırmada asıl sebebin takdir edilmeme olduğunu bulmuşlar. “Eşlerimize öyle fazla güveniyoruz ki onlara beğenilerimizi söylemeyi ve takdir etmeyi unutuyoruz.”

Yemek içmek kadar temel ihtiyaç olan beğenilme, takdir görme hissi insanın doğasında var ve buna gerçekten ihtiyacı var. Üstelik söylenen tatlı sözler ömür boyu hatırlanır. Lisede bir okul değiştirmiştim ve yeni edebiyat öğretmenim birkaç soruya verdiğim cevaptan sonra sınıftaki arkadaşlarıma dönüp şöyle demişti: “Bu arkadaşınıza iyi bakın, gözleri hepinizinkinden farklı, büyülü bir ışık var gözlerinde.” O gün eve gider gitmez gözlerime bakıp o ışığı aramıştım.

O gün öğretmenimin benim için söylediği bu sözler yoluma hep ışık oldu. Belki sadece yeni öğrenciye karşı akranlarımın önyargılarını kırmak istemişti, belki beni merak etmelerini istemişti kim bilir? Amacı her ne olursa olsun onu bugün bile hatırlamamı ve gülümsememi sağlıyor.

Yalnızca işte, okulda değil her yerde insanlara bu güzelliği yapabilirsiniz. Bir garsona, kasiyere, valeye herkese. Kitapta bir yemeği beğendiğinizde aşçıyı çağırın diyordu ve ona ne kadar beğendiğinizi söyleyin. Tüm gün mutfakta çalışan bu emektar insanın güzel yemekler yaptığı için takdir görmeye hakkı var öyle değil mi?

Üniversitenin ilk senelerinde ajansta çalışıyordum ve her seferinde farklı bir kurumun organizasyonunda çalışıyorduk. Eğer kurum bizden memnun kalırsa şirkete takdir ve teşekkür maili iletirse bizlere zam yapılıyordu. Ama insanlar bunu bildikleri halde üşendiklerinden bu mailleri yazmıyorlardı:) Ama Ülker birlikte çalıştığımız bir organizasyondan sonra hepimize kocaman bir çikolata dolu hediye kutusu göndermişti bir teşekkür notu ile birlikte, hala hatırlarım.

Bu yoldan ancak bir kere geçebilirim. Bu nedenle yapmak istediğim iyi işleri ve insanlara yaptığım iyilikleri şimdi yapmalıyım. Ertelememeli veya ihmal etmemeliyim çünkü bir daha bu yoldan geçmeyeceğim.

Eleştirme, Anlayış Göster ve Takdir Et

Başkalarının yanında verilen tavsiye hakarettir derler. Neyi, ne zaman nasıl söylediğimiz çok önemli. İnsanlarda veya kendimizde kusur bulmak o kadar kolay ki, çünkü tüm gün bunları düşünüyoruz. Ama mühim olan güzeli aramak ve güzeli bulmak. Neden güzel şeyleri söylemek için kendimizi zorlamayalım? Bir gün sevmediğim ve tahammül edemediğim bir insanla olan ilişkimi nasıl beyaz bir çizgide götürebileceğimi sormuştum terapiste ve bana o kişinin yüzüne sevdiğim bir insanın yüzünü koymamı önerdi. Bunu bir süre deneyince gerçekten bu kişinin o sevdiğim insan gibi gülümsediğini, aslında saçlarının da ona benzediğini fark ettim. Zihnim güzeli aramaya odaklandığı için farkında olmadan sevdiğim insanlar içinde ona en çok benzeyen yüzü onun yüzüne iliştirivermişti. Sonra başka güzel özelliklerini görmeye odaklandım ve şimdi ise iyi anlaştığım biri oldu, kendi yüzüyle :)

Biraz da güzeli bulmaya odaklanalım inanın var. Hem boşuna demiyorlar, herkes en az bir konuda bizden daha üstün diye. O halde herkesten bir şey öğrenmeye odaklanalım ve zenginleşelim.

Hayatını Kolaylaştırmak için ilk adım Dinlemek

Hayatını Kolaylaştırmak için ilk adım Dinlemek

İnsanları eleştirmek yerine onları anlamaya çalışalım, ne yapmak istediklerini anlayalım. Anlayış hoşgörü ve nezaket eleştiriden çok daha yararlı. Dr. Johnson’ın da söylediği gibi, Tanrı bile insanı son gününe kadar yargılamaz o halde neden biz yargılıyoruz?

“İnsanlarla ilişkilerimizde hepimizin insan olduğumuzu ve takdir edilmek istediğimizi asla unutmamalıyız ve unutmayın insanları inciterek onları değiştiremezsiniz.”

İnsanlarda Heves Uyandır

İnsanlar takdir görmek ve dinlenmek isterler. Eğer onlarda heves uyandırabilirseniz her şeyi yaparlar, gaz vermek değil bu gerçekten yapma isteği, heyecanı yaratmak.

Yeni tanıştığınız insanlarda onların istediği şeylerden söz edin, ilgi alanlarını yakalayın empati kurmaya çalışın. Zaten sıkılmadık mı sürekli kendimiz olmaktan, bırakalım da biraz başka insanların dünyasında yol alalım. Empati bunu sağlayacak ve herkesi mutlu insanlar yapacak inanın.

#Kitapta verilen güzel bir örnek var: “Çocuklarınızın sigara içmesini istemiyorsanız bu konuda onlara nutuk çekmeye, ne yapmamaları istediğinizi söylemeye kalkışmayın. Bunun yerine onlara sigara içen birinin basketbol takımına giremeyeceğini veya koşu dalında ödül kazanamayacağını anlatın.” diyor. Yine bir başka örnekte kreşe gitmek istemeyen çocuklarını ikna etmek isteyen ebeveynler masada parmak boyası yapmaya başlıyor ve denemek isteyen çocuklarına izin vermeyip şöyle diyorlar: “ Bu kreşte öğrenebileceğin bir şey, orada bunun gibi pek çok şey öğrenebilir ve bizimle yapabilirsin.” Ertesi gün çocuk heyecandan uyuyamıyor ve sabah koşarak okuluna gidiyor.

“Karşınızdaki insanda heves uyandırmaya çalışın bunu yapabilen tüm dünyanın desteğini alır.”

Birine bir şey yaptırmak istediğinizde durun ve düşünün: “Bu kişide bu iş için nasıl heves uyandırabilirim?”

Başarının sırrı kendinizi karşınızdaki insanın yerine koyabilme yeteneğine sahip olmak ve olaylara kendi bakış açınızın yanı sıra onun bakış açısıyla bakabilmektir, diyor Henry Ford.

Kitapta müşteriler satın almaktan hoşlanır kendisine bir şey satılmasından değil diyor yazarımız ve maalesef dünya sadece başkasından para kapmaya çalışan ve kendi çıkarını düşünen insanlarla dolu…

“Sahip olduğum en değerli niteliğin insanlarda çalışma isteği uyandırabilme ve onların coşku ile çalışmalarını sağlama yeteneği olduğunu biliyorum ve bunu onları yüreklendirmek taktir etmek için kullanıyorum. Üsleri tarafından eleştirilmek kadar insanın çalışma hevesini kıran hiçbir şey yoktur. Ben kimseyi eleştirmem. İnsanların çalışmak için teşvik edilmeleri gerekliliğine inanıyorum. Hataları görmezlikten gelir örgü için fırsat kollarım. Bir şeyi çok beğenirsem bunu içtenlikle belirtir Övgü yağdırırım.” Başarılı Bir İş Adamı Schwab

Hep kendine şunu sor: “Onun isteği ile benim isteğim aynı doğrultuda nasıl birleşebilir?”

Kitabın dörtte biri bunları anlatıyor. Kalan kısımları önümüzdeki günlerde derleyeceğim. Ama bu bölümün özetini paylaşmak istiyorum:

  • Eleştirmeyin, kınamayın ve şikayet etmeyin.
  • Dürüst ve içten övgüyü esirgemeyin.
  • Karşınızdaki insanda istek uyandırın.

“Yargılamayınız, çünkü henüz yargılanmadınız. Onları eleştirmeyin onlar da benzer koşullarda bizim davranacağımız gibi davranıyorlar.” Lincoln

Yazan ve Kaynak : Hamuş Melike, medium

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.