Gazeteleri okurken bir elimde makas bir elimde kalem ile okuyorum. Neden mi? Çünkü beni motive eden o kadar çok olay oluyor ki. Bütün haberlere bakış açım değişti artık. İnsanlar neyi nasıl başarmışlar diye arayış içinde olduğumdan bir haber görünce hemen kesiyorum. Önce kendim motive oluyorum. Sonra seminerlerde örnekler vererek anlatıyorum. Bugün beni motive eden bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum. Haber üzüntülü olarak başlıyor. Ama sonra nasıl başardığını görünce içime umut doğdu. Haber 1 Ağustos 2006 tarihinde Hürriyet Gazetesi’nde çıkmıştı:
Manisa Gölmarmaralı sanayici Gazanfer Sanlıtop, 1992?de kanser oldu, midesinin dörtte üçü ve safrakesesi alındı. Hayata küsmek yerine işine sarılan Sanlıtop, kanserle mücadele ederken bir fabrika kurup, ABD?lilere sattı. İlk fabrikasını büyüttü 45 ülkeye ihracat yapıyor.
“1940?ta Manisa Gölmarmara?da doğdum. Ailem 500 yıl önce Karaman?dan Makedonya?ya gitmiş, 1925?te babam tekrar Türkiye?ye göç etmiş. Önce İzmir?e sonra da Gölmarmara?ya yerleşmişler. Babam da girişimciydi, Gölmarmara?da tuğla kiremit imalatı ve bakkallık yapıyordu. Dedemiz de Manastır?da kereste imalatı, değirmencilik yaparmış. Aileden girişimciliği öğrenmişim.”
Antibiyotik kullandım kanserim ortaya çıktı
Gazanfer Sanlıtop kanser teşhisini şöyle anlatıyor: “Kulağım iltihaplandı bir antibiyotik kullandım ve mide kanaması geçirdim. Böylece kanser ortaya çıktı. 16 Aralık 1992?ydi ve teşhis konuldu. 21 Aralık?ta midemin dörtte üçünü safra kesesiyle birlikte alındı. Uzun süre kemoterapi gördüm. Hiç iyi sonuç vermedi, moralimiz bozuldu ama aynı zamanda da fabrika inşaatım sürüyordu ve iki kolumda iki adam inşaata giderek Teknopolimer?i kurduk, işlettik. Büyüttük ve Amerikalılara sattık. Kemoterapiden sonra tahliller çok kötü çıkınca ABD?ye gittim ama orada da ?yapacak bir şey yok? dediler. Ben de bir daha kafaya takmadım. Sadece bir kez bu duruma söylendim o da ameliyattan bir gece önce ?Allahım çok gencim, daha 53 yaşındayım? dedim.”
Kanser olunca çok daha verimli oldum
Gazanfer Sanlıtop, kanserle mücadele ederken bir anda ?şiirler, sevgi ve tecrübe? üzerine kitaplar yazmaya başlar. Sanlıtop, “Şimdi 10?uncu kitabım basılacak. Adı da ?Ayrık Otu?; Çiftçiler bilirler ayrık otu kanser gibidir iyi temizlemezsen tarlayı mahveder. Kanser gibi yani. Belki de bu kitaplar hastalığın meyvesidir. Bir arkadaşım anlatmıştı bir kayısı ağacı varmış, üç beş meyve verirmiş. Sonra bir anda çok meyve vermiş. Ziraat mühendisi arkadaşını çağırmış ve sormuş ?niye böyle oldu?? Meğerse ağaca bir çamaşır ipi bağlanmış ama sonra ip kopmuş ağaçtaki bağlı kısım boğum şeklinde kalmış ve ağacı sıkmaya başlamış. Ağaç öleceğini anlayıp çok meyve vermeye başlamış. Ben de acaba öleceğim diye korkudan mıdır nedir bir şiir kitabıyla başladım sonra 10 kitap çıktı. 1997?de umreye gittiğimde Kabe?yi tavaf ederken ?en iyi dua içinden gelendir? diye bir şeyler söyledim. Otele dönerken de bir kağıda yazdım. Bundan sonra şiirler çoğaldı kitap olarak basıldı. Sonra başka kitaplar oldu. Bana ?bravo kanseri yendin? diyorlar. Ben de durumu kendimce şöyle açıklıyorum: “Binbir derdi olsa da sevilir yalan dünya/Hayat denen muamma fanilerce bilinmez/Ümidini kaybetme isyan etme tanrıya/İnsan ecelden ölür hastalıktan ölünmez.”
Kafaya takmamanın ne kadar önemli olduğunu bu haberle daha iyi anladım. Yukarıdaki paragraftaki cümleyi tekrar buraya almak istiyorum. Beni en çok motive eden cümle bu olmuştu: “Kemoterapiden sonra tahliller çok kötü çıkınca ABD?ye gittim ama orada da ?yapacak bir şey yok? dediler. Ben de bir daha kafaya takmadım.”
Hayatımızdaki olumlu ya da olumsuz olayları düşüncelerimiz ile büyütüyoruz. Madem ki ben büyütüyorum o zaman mutlulukları büyütmeyi tercih ederim. Yapabileceklerimizi yaptıktan sonra hayata teslim olmak gerekli diye düşünüyorum. Çünkü mutluluk varılması gereken bir nokta değil, bir yoldur. Bu yola da hayat deniyor. Eğer sadece mutluluklarımızı varacağımız hedeflere saklarsak o noktaya vardığımızda belki de hayat bitmiş olacak. Onun için bize sunulan bu güzel hayatı yaşamaya bakalım mutluluk nasıl olsa arkamızdan gelecektir. Burada size güzel bir anektot yazmak istiyorum:
?Büyük kedi, kuyruğuyla oynayan küçük kediye sordu:
– Neden kuyruğunu kovalayıp duruyorsun?
Küçük kedi şöyle yanıt verdi:
– Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğun da kuyruğumda olduğunu öğrendim. Kuyruğumu kovalıyorum, kovalıyorum..Sonunda onu yakaladığım zaman, biliyorum ki, mutluluğu yakalamış olacağım.
Yaşlı kedi gülümsedi;
– Gençken ben de senin gibi, mutluluğun kuyruğum olduğuna inanıyordum. Yıllar geçtikçe anladım ne zaman ki kovalasam o benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi işime baksam, o hep peşimden geliyor.
Sevgiler
Tülay Bilin
[email protected]
[email protected]
Tülay Bilin kimdir?
Tülay Bilin çok uzun yıllar Hürriyet Gazetesinde çalıştıktan sonra, Nisan 2006?ya kadar Dünya Gazetesinde İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalıştı. Uzun yıllardır kişisel gelişim konusunda aldığı eğitimleri 10 yıldır profesyonel olarak çevresiyle paylaşmaktadır. Şirketlere verdiği eğitimler devam etmektedir. Ayrıca kişisel olarak sorunlarını çözmekte zorlananlar için de yüz yüze görüşmeler yapmaktadır. Haftada bir gün radyo programı yapmaktadır. (Cumartesi günleri saat 11.00-12.00 arası Mavikaradeniz radyosunda canlı telefon bağlantılı. Frekansı 106.4)
size bır sey soyleyeyım kı ben hayatımda bu kadar guzel bır yazı okumadım suanda bıtımem gereken testlerden bıkmıştım oks sınavını heyecanla beklıyorum o yuzden suanda dusuk gelen netlerımın bana ayna olacasına inandırdınız cok saolun
gerçekten güzel bir paylaşım.mutluluk üzerine nasıl düşünmem gerektigini hatırlattı.gerçekten ulaşılması gerek birşey değil bir yol mutluluk tekrar teşekkür ederim.
harika bir yazı
bu yazıları okuduğumda hayata bakış açım değişiyor güne başlamadan önce mutlaka bu adresi ziyaret etmeliyim… böyle güzel ders verici paylaşımları okuyabilmek çok güzelllll hayatta herşey olabiliyor insanın umudunun olması yani umutlu olmak en büyük güç….
Harika bir yazı okudum.Dilinize sağlık. Sıkıntıda olan insanların ders alması gereken bir yazıdır. Çünkü;insanlara cesaret veriyor… İnanıyorum ku,bir çok insan bunu okuduğu zaman ders alması gereken bir çok konuya vakıf olmuştur.
Harika bir yazı okudum.Dilinize sağlık. Sıkıntıda olan insanların ders alması gereken bir yazıdır. Çünkü;insanlara cesaret veriyor… İnanıyorum ku,bir çok insan bunu okuduğu zaman kendi eksiklerinin farkına varmıştır.
çook güzel bir yazı.. karamsar olan benim gibi insanlar için iyi bir ders oldu.
Tülay hanıma tüm benliğimle teşekkür ediyorum.Henüz 18 yaşındayım ve bu site bana çok şey verdi.Bende kendimi bildim bileli kişisel gelişime meraklıyım hakikaten güzel olmuş.Şunu unutmayalım;”bir kapı açılır , bir kapı kapanır.”Gün doğmadan neler doğar.””Umudu kaybedip pes etmek olmaz.””En güzel Yüz Gülen Yüzdür…”Motive edici sözleri aklımızdan hiç çıkartmayalım…..
harika bir yazi…hatta hayatimda simdiye kadar okudugum en güzel yazi. Insan hani bazen bezer ya stres sinir derken…kücük seyleri dert ederken kendine..iste o zaman bu yazi imdadina kosuyor insanin. Bugün moralim cok bozuktu, ve bu yaziyi okudugumdan beri cok iyim..Ilac gibi bir yazi yazmisiniz, elinize kaleminize saglik…
güzel bir yazı böyle yazıları cok okudum hepimizde okumuşuzdur ama etkisi kısa sürüyor hayat herkese düşeş gelmiyor…
Öncelikle cok basarılı bir yazı. Okuru etkiliyor ve sürükleyici. Bende su günlerde kafama cok seyi takıyorum ve kafama bişeyleri takmamak için google ye sole yazdım insanları kafaya takmamak diye bir yazı yazdım ve bu yazı beni gercekten etkiledi. Bende bundan sonra mutlulugu arıyacagım. Evet bende katılıyorum. Mutluluk arkamızda biyerlerde bizimle birlikte gelmekte ama biz farkedemiyoruz arkamıza dönüp bakarsak onu yakalayacagımızdan eminim. Abicim gercekten bu yazı beni cok rahatlattı ve hiç bir olumsuz düşünceyi kafaya takmamayı gerektigini öğrendim.
Saygılarımla.
Beni de bu paragrafla rahatlattıgın için tekrar tekrar tesekkür ederim.
Yazılarının devamını ve basarılar dilerim…
slm öncelikle yazınız çok güzel. ben bi konuyu siZİnle paylaşmak istiyorum ben kendi yaptığım hataları kabulleniyorum düşünüyorum ve bu hataları bi kez daha yapmıyacağım diyorum ve o hataları tekrar tekra yapıyorum içimde sanki 2 insan var biri aklıyla düşünen biri kalbiyle düşünen hiç bişekilde başkasına bi kötüğüm yok sadece kendime yapamayacağım sözleri veriyorum ve sonunda yine üzülen ben oluyorum karşımdaki insanlara ümit vererek onunda ümitlenmesini sağlıyorum amaçım aslında ona zarar vermek değil sadece kırmamak ya aklım çok karışık ne yapmalıyım bilmiyorum bazen yaşamak bile istemiyorum ama ölümdende korkuyorum sadece hiçbişeyi düşünmemek istiyorum kendi halime yaşamak istiyorum sizce ben bunu nasıl yapabilirim yada başarabilirim lütfen yardımcı olun biliyosunuz akıl akıldan üstündür
moralim bozuktu ve google’a “kafaya takmamak için ne yapmak lazım “dedim ve enter’e bastım karşıma bu yazı çıktı. gerçekten hayatta neyi çok istiyorsak karşımıza sunuluyor fakat biz insanlar önümüze sunulan nimetlerden mutlu olmayı denemeyip hep başka şeylerin peşine düşmekten mutluluğu yakalayamıyoruz. gerçekten ömür denen şey çok kısa, her anı en güzel şekilde yaşamak lazım. inşallah ben de yapabilirim. herkese mutlu olabileceği bir yaşam diliyorum. ayrıca hocam çok güzel yazmış. yüreğine sağlık!!
Hikaye çok güzel.
Paylaşımınıza teşekkür ederim.
Yalnız insanın elinde olmuyor olumsuz düşünceleri kafadan sıyırıp atmak. Bu nasıl olacak bazen ilaçlar bile fayda etmiyor, herşeyi olumlu pozitif düşünme ve kafaya takmama uğruna duyguları bastırmak insan beyninde ne gibi etkiler doğurabilir,yada insanın biyolojik ve psikolojik yapısı… Yukarıda hikayedeki kişi ile her insan, aynı ölçüde olayların etkisi, süreci nasıl olur? Velhasıl, yinede olumlu düşünmek ,kafaya takmamak iyidir,lakin birde realiteyi gözardı etmemek gerekir.
Hayatımda okudugum guzel bır yazı ben herseyı kafama takan ve bunun sonucundada verdıgı sıkıntılardan dolayı cevreme karsı cok agresıf bır ınsanım…olayları cok buyutuyor kafamda.baska seylrle mesgul olunca gecıyor ama sankı kafama taktıgım olay benım karsıma tekrar cıkıyor. kacamıyorum bu sefer bende karsımdakı kısye tepkı verıyorum.ıcımden gecenlerı kımseyle paylasamıyorum kendı ıc dunyamda dusuncelerle bu sorulara cevap arıyorum buda bende son zamnnlarda sıkıntı ve asırı kalp carpmasına neden oldu bana yardımcı olun ne kadar takmamak ıstesemde takıyorum elımden gelen bırsey yok ne yapmam gerekır ozellıkle sınırlı oldugum durumlarda…..
Bravo arkadaşlar!
Gerçekten çok düşüncelisiniz…
Bu kadar güzel düşüncelerle, bizlerin de farkına varmadığımız bazı şeylerin farkına varmamızı sağlıyorsunuz. iyiki varsınız, hayatı güzelleştirmek adına çabalıyorsunuz.
GErcekten cook guzel bı yazı.hele o kedıler suprms :) Bn herseyı kafama asırı takıorum.Ozellıklde arkads sorunlarını.artık napcamı bılmıorm,bole yazılr umut versede bı sure sonre umudumda tukenıor…(
Cok enteresan bır sekilde bu sıteye girdim.. :) laptobu elime aldım ve kafaya takmamak die salas bölümüne girdim böyle bır yazı geldi onume.. mutlulugun aslında uzak olmadıgını hayatı akısına bırakmak gerektıgını verılen 2 kedı arasında dıyalogla cok iyi anlatılmıs.. aslında evet mutluluğu aramak yerıne BAZEN beklemek en iyisidir ararken mutsuz oldugunu gormek artık gelsede o hazzı alamamk demektır.. yanı anlatmak istedigim hayat herseye ragmen güzel ve devam edıyor.. paylasım ve örnekler için bu yazıyı yazan kişiye teşekkür ederım.. iyi günler
Kediyle ilgili yazı çok hoşuma gitti çok güzerl bir örnek…
Hocam su bosuna bunaldığım bu saate azda rahatlamama sebep olduğunuz için çok tessekürler
HOCAM BU ARADA ÇOK GÜZEL YAZMIŞSINIZ TEBRİK EDERİM
Seni fazla kafaya takmamak gerek . Teşekkürler.
En iyisi hiçbir şeyi kafaya takmamak ama işte biz onu beceremiyoruz . Teşekkürler.