Son zamanlarda çok mu gerginsin? Tahmin etmeme izin ver lütfen, aslında böyle bir insan değilsin ama bu aralar sana bir şeyler oldu. Hemen parlayıveriyorsun, Gıcık bir boşluk var içinde, duvarlar üstüne, kapılar yüzüne çarpıyor.
Hiç düşündün mü, belki de seni kızdıran yöneticin değildir aslında ya da geçen gün çılgına dönmeni sağlayan yeni ekip arkadaşın değildir. Hatta akşam yemek yerken sadece televizyona bakan eşin de değildir. Belki de son zamanlarda mideni ağrıtan, başını döndüren, halsiz hissettiren şeyin nedeni bir iptir, olmaz mı?
Ne ipi canım, diyorsun ama şuan o ipleri göremediğin için sorunu normal karşılıyorum. Aslında bu yazıyı yazarken aklıma gelen bir şey var.
Acı olan ipi görememek mi yoksa görüp de ondan bir türlü kurtulamamak mı? 3. bir soru da iplerle yaşamak bu kadar zor mu?
Belki bu dünyaya gelmek bizim kararımız değildi ancak nasıl yaşayacağımız büyük çoğunlukla kendi tercihlerimizden oluşuyor. Yaşadıkça bir şeylere sahip oluyor, sahip oldukça onlara bağlanıyor, bağlandıkça bağımlılaşıyor ve en sonunda o şeylere ne için bağladığımızı bile unutarak nefes almaya devam ediyoruz. İşte ben, bizi sorgusuzca bir şeylere bağlayan o gerçeğe “ip” diyorum.
Bir gün geliyor ki artık eskisi kadar kahkaha atmadığını fark ediyorsun. Bir zamanlar parlayan gözlerin artık aynaya bile bakmak istemiyor. Ne oluyor bana böyle, diye düşünüyorsun. Çevrendekiler değiştiğini vurguluyor devamlı. Soruların sesi o kadar yükseliyor ki cevapları duyamaz hale geliyorsun.
İşte gerginlik tam da bu noktada baş gösteriyor. Hayaller giriyor devreye ya da o güne kadar olmak istediğin “sen” artık daha fazla seyirci kalmak istemiyor.
Sahneye atıyor kendini, sen de şaşırıyorsun bir yandan. O halini seviyorsun, aslında “o” olmak istiyorsun ama seyirciler senden ezberlediğin repliği duymak için etrafında öylece bekliyorlar.
Korkuyorsun,
Doğaçlama yaparsan oyunu bozabilirsin diye için aklın çıkıyor, seyircileri hayal kırıklığına uğratmak istemiyorsun.
Belki de sahnede yalnız kalmaktan korkuyorsun. Tüm bunlara rağmen olmak istediğin “sen” i de artık susturamıyorsun.
İpler geriliyor, geriliyor, geriliyor…
Şimdi ne yapacaksın?
Yoksa iplerin kendiliğinden mi kopmasını bekleyeceksin?
Bu arada uyarmam gerekirse, eğer bağlandığın şeylerle aranda kalın bir halat oluşmuş ise kopan ip değil sen olabilirsin!
Sen yine de kötü düşünme ve önce iplerini tanı :
- Neredesin?
- Bu güne nasıl geldin?
- Neden bu işi seçtin?
- Ne oldu da o kadınla/adamla evlenmeye karar verdin?
- Hayatının hangi aşamasında olduğunu düşünüyorsun?
- Beklentilerin neler?
- Şuan sana fırsat verilse geçmişte neleri değiştirirdin?
Şimdi de hayatına yeni giren ve seni ters yönde çekiştiren ipleri izle :
- Nereye gitmek istiyorsun?
- Gitmek istediğin yere varırsan ne elde etmiş olacaksın?
- Son zamanlarda seni en çok neler mutlu ediyor?
- Nasıl bir hikaye gerçek “sen” i anlatırdı?
- Şuan sana fırsat verilse kendin için yapabileceğin en büyük hamlen ne olur?
İplerini tanıdın mı?
Bu soruların üzerinde bir süre düşündüysen eğer şuan elindeki makasla ne yapman gerektiğini az çok biliyor olmalısın.
Belki ilk aşamada kesmen zor olabilir ancak bağlarını gevşetsen bile rahatlamana yardımcı olacaktır.
[highlight]Unutma, gitmek istediğin yere “neden” gitmek istediğini bulamazsan eğer, ipleri kesmek seni savurmaktan başka bir işe yaramaz.[/highlight]
Yazan : Tuğçe Güçnar | kendinigelistir.com