Millet olarak boş vermeyi bile boş vermişiz.. Yaşam tarzımızı çoğu kez bize söyleneni işimize geldiği gibi anlamak ya da işimize geldiği kadarını anlamak üzerine kurmuşuz.
Günümüz insanlarında yaşlısından gencine, erkeğinden kadınına hepimizde bir boş vermişlik var. Boş vermek cümlesinde bile işimize geleni almış hayati akışına bırakmışız. Oysa ki hayatı değil de içindeki olumsuzlukları boş verip akısına bırakmayı öğrensek, o zaman daha yaşanılası bir hayata sahip olacağız. Ama görebilene… İçimize tıka basa kin, hırs, öfke gibi kavramları doldurmuşuz ve hayattan bize huzur vermesini bekliyoruz. Azcık oturup düşünsek içimizdeki bu kadar pis duygu birikiminin huzur getirmeyeceğini zaten göreceğiz ama başta da dedim ya boş vermişiz.
Hayati güzel mi yaşamak istiyorsun yoksa kaosun içinde ben böyle iyiyim deyip kendini kandırmaya devam mı edeceksin? Bu kaostan sıkıldım diyorsan boş verdiğin şeyleri değiştirmeye başla. Örneğin uzun zamandır insanlara kaşların çatık bakıyorsan içindeki o nefreti hırsı boş ver. Gözünde büyüttüğün ya da büyüttükleri kadar zor değil hayat. Boş vermen gereken içindeki kin, nefret bunları boş ver artık gülümsemeyi öğren. Sen de göreceksin hayat o kadar da berbat değil. Hayatı boş verme, hayatındaki olumsuzlukları boş ver.
Ve unutma sen hayatın değil hayat senin elinde..