Anasayfa / Etiket: insan ilişkileri

Etiket Arşivi: insan ilişkileri

Sorunu çözmek mühim değil! Önemli olan destek olmak..

Sevdiğiniz birinin canı yanarken sizin de yüreğinizin sızladığı oldu mu? Başkaları için çok fazla empati kurduğunuzda, onlara yardım edemeseniz bile yaşadıkları acıyı üstlendiğiniz oldu mu? Bazen sadece empati yapmak istersiniz ancak karşınızdaki kişi çok sevdiğiniz biriyse, onun sorunlarını üstlenmiş bir halde bulabilirsiniz kendinizi.

Sevdiğimiz insanların canı yandığında, üzüldüklerinde, bir problemle uğraştıklarında, onlara yardım etmek isterken yaşadıkları sorun her ne ise onu üstlenmemek oldukça zor olabiliyor. Çaresizce onların sorunlarını çözmek, zorlukları uzaklaştırmak ve sevdiklerimizi yine mutlu görmek istiyoruz. Bazen içimizdeki kontrol meraklısı taraf, sanki kendini her şeyin düzelticisi gibi görmeye çalışıyor. Sorunları çözmek için kolları sıvıyoruz, daha gergin oluyoruz Devamını Oku »

Zor olan “müşteri” değil; algımızı yönetebilmek

En önemli sorulardan biridir şu soru : “Müşteriler bizden ne bekler?” PricewaterhouseCoopers’ın “Küresel Toplam Perakende Araştırması” sonuçlarına göre bu sorunun cevabı: İyi bir müşteri deneyimi, kişiye özel fırsatlar ve hız. Bu beklentileri karşılayabilmek içinse öncelikle yapmamız gereken müşterimizi ve ilişkide olduğumuz kişileri yorumsuz anlayabilme alışkanlığını kazanmak. Fakat gelin, bunu başarmanın neden söylemekten çok daha zor olduğuna beraber bakalım.

Güneşli bir Cumartesi sabahında Kadıköy’den Eminönü’ne geçmek için sabah 10:15 vapurunu yakalamıştım. Yanıma yaşlıca iki bayan, karşıma da yanında tek çocuğu olan otuzlu yaşlarında bir kadın oturdu. Yaşlı bayanlar biraz aralarında konuştuktan sonra içlerinden biri pek mutsuz gözüken karşımdaki çocuğa “Adın nedir senin?” diye sordu. Devamını Oku »

Sözlüğüne bakabilir miyim?

“Beni neden anlamıyorsun?”
“Seni artık tanıyamıyorum…”
“Daha ne kadar açık anlatabilirim!”
“Ben sana böyle mi dedim?”
“Sanırım anlaşamayacağız.”
“Beni yanlış anladın!”
“Bunda anlamayacak ne var?”

Siz bu cümleleri ne kadar sıklıkla kuruyorsunuz ya da duyuyorsunuz?

İşin içine “anlaşılamamak”, “anlatamamak”, “anlaşmazlık” girdiği zaman çılgına dönebiliyoruz. Ruhumuz daralıyor, ses seviyemiz yükseliyor, kanımız çekiliyor, adeta beynimize kan sıçrıyor; çünkü karşımızdaki bizi “anlamıyor”! Devamını Oku »

Doğru söyleyen neden dokuz köyden kovulur?

Eğitmen alışkanlılığınla yarışma programlarını takip etmeyi\izlemeyi çok seviyorum. Zira bu yarışmalar insanların korkularını, iç güdülerini ve bilinçaltı mekanizmalarını gözlemlemek için çok önemli fırsatlar sunuyor. TV8’de yayınlanan Survivor Yarışması da takip ettiğim yarışmalardan biri..

Yalan söyleyenleri nasıl anlarız diye sormuştu danışmanlık yaptığım bir firmada patron. Çok zor dedim. Ama insanlar neden yalan söylerler tanımlayabilirim.

Bu bir buzdağı gibidir bence. Altında korkular, özgüven eksikliği, kaygı ve endişeler, insani güdülerimiz saklıdır. Survivor Yarışması menşei Amerika olan ve Acun Ilıcalı tarafından Türkiye’ye uyarlanan sıra dışı bir yarışma. Zor koşullar altında hepimizin nasıl da farklı davranışlar gösterebileceğine iyi bir örnek. Devamını Oku »

Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma!

İş hayatının çoğu zaman karmaşık ve hoyrat dünyasında dahi karşınızdakilere size davranılmasını istediğiniz gibi davranmalısınız. Bu, oldukça iyi bir iş uygulamasıdır ve bu şekilde bir yönetim ile neredeyse mükemmel denilecek kalitede ilişkiler ve sonuçlar çıkartabilirsiniz.

Hepimizin maruz kalmaktan hoşlandığı dört ana davranış ;

Saygı Görmek

En belirgin saygı  göstergesi, kurumun her seviyesinde görev yapan kişilere karşı kibar davranmak, herkesle iletişim kurarken nazik olmaktan geçer. İnsanlar size kaba davrandıklarında rahatsız hisset misiniz? Hatta çoğu zaman deliye dönmez misiniz? Devamını Oku »

Akıl niçin paraşüte benzer?

Yıldız Hanım, hastaneden taburcu olacağı gün eşiyle hayatının bir muhasebesini yapıyordu. Eşine içini dökmeye başladı: “Ağabeyim, babamın ölümünden sonra anneme hiç destek olmamıştı. Anneme arkadaş olmak, onun hastalıklarıyla ilgilenmek hep benim görevim olmuştu. Elbette annemi çok seviyordum; yaptıklarım bana ağır gelmiyordu. Ama neden ağabeyim anneme ve bana destek olmuyordu ki, bu durum içimi çok acıtmıştı. Ölene kadar anneme ilgim ve içimde ağabeyime duyduğum rahatsızlık devam etti. Ancak ağabeyime hiçbir şey söylememiştim. Annemin ölümünden sonra bir gün bu yükten kurtulmaya karar verdim ve ağabeyime söyledim. Onu kırmak ya da üzmek için değil ya da hesap sormak için de değil. Sadece onun yardım etmemesinin beni çok üzdüğünü söyledim. O olay benim hayatımda önemli bir dönüm noktası oldu. Devamını Oku »

İş yerinde dedikodunun faydası olur mu demeyin!

Bazı kaynaklar ve bazı yazılar da iş yerinde dönen dedikoduyu “sorunlu” olarak görüyor. Tecrübe de bu konuda mutlaka temkinli olunması gerektiğini söylüyor. Ancak dedikodunun negatif yönleri bulunduğu gibi “pozitif dedikodu” dan da bahsetmek olası. Şayet iş yerinizde aşırı dedikodu olduğuna inanıyorsanız işte size bardağın dolu tarafı :

Çalışanlarınız arasında güçlü bağlar oluşmuş demektir, dedikodu ortağı bulmak için güçlü ve kurumsallaşmış ekiplere ihtiyaç vardır. Bu tip ekiplere sahipseniz avantajlısınız, birçok firma benzer ekipleri yaratabilmek için çok emek-para harcıyor. Devamını Oku »

Nedir bu “bizi ve iyiliğimizi düşünme” maskesi?

Bu yazımda “bizi ve iyiliğimizi düşünme” maskesi altında hayatımıza burnunu sokanlar ve hatta bazı zamanlar gidişatı engelleyenler konusunu yorumlamaya çalışacağım.

Bir düşünelim, şimdiye kadar duygu ve düşüncelerinizi güvenerek paylaştığınız ve sizi ısrarla kendi fikrine yönlendirmeye çalışan kaç dostunuz oldu? Çok şükür ki benim çevremde pek fazlası yok. Olanlar da ya bu huylarından vazgeçti ya da ben onlardan vazgeçtim. Hala devam etmeye çalışanlar yok mu? Devamını Oku »

Bazıları zor, bazıları neden kolaydır?

Bizi zorlayan deneyimler olduğu gibi zorlamayanları da var. Acaba zorlamayanların arkasında yatan sır ne olabilir? Aslında bu sorunun yanıtı çok basit. “Bizi zorlamayan her ne ise, nedense her zaman en çok sevdiğimiz çıkar” Örneğin, bazısı spor yapmaya bayılır, bazısı ise” işin mi yok abi, 2 saat spor yap sonunda x kadar kalori kaybet, hababam terle, duş al, saçını kurut, giyin, bir sürü angarya” şeklinde fikir yürütür. Aslında sporu zor yapan spor değildir. Sporun çevresinde geliştirilen düşünceler onu çekilmez hale getirir. Aksine spor yapmayı seven biri, öğlen tatili ya da sabah uykusundan fedakarlık ederek Devamını Oku »

İlişkilerinizi arkadaşlarınız zedeliyor mu?

Bir ilişkiler ağı içinde yaşarız. Örneğin, arkadaşınız zor günler geçiriyorsa, gün boyu kendinizde duygusal bir ağırlık hissedebilir, kendinizi arkadaşınız hakkında düşünürken ve endişelenirken bulabilirsiniz. Bu durum ruh halinizin rengini belirleyeceği için, eşiniz, son zamanlarda zihninizi birşeylerin meşgul ettiğini ve moralinizin bozuk olduğunu fark edebilir. Duygular bulaşıcı olduğundan, bu durum, eşinizi bir şekilde etkiler ve arkadaşınızın sizinle paylaştığı şey yüzünden eşinizin de başkalarıyla etkileşimi farklılaşabilir Devamını Oku »