Anasayfa / ANCAK İnanırsan Başarırsın!
İnanırsan başarırsın!

ANCAK İnanırsan Başarırsın!

Fizikteki tanımından ilerleyecek olursak dayanıklılık, bir cismin basma, germe, sıkıştırma gibi etkilere gösterdiği dirençtir. Hayatın tüm gerilimine, köşeye sıkıştırmalarına ya da sizi bastırma girişimlerine direnebiliyorsanız dayanıklı bir bireysiniz demektir. Dayanıklılık aslında metanetli olmayı ifade etmektedir. Metanet ise bir bakıma, uzun süreli hedefler için gösterilen dirayete karşılık gelmektedir.

Birçok kişi yeteneklerinden ya da zekasından dem vurarak kendini ön plana çıkarmaya çalışır. Belki de gerçekten çok zekiler fakat yetenek ya da zeka onları daha dayanıklı insanlar yapmaz. Ne kadar yetenekleri ve zekaları birtakım işleri başarmaya çalışırken baş uçlarında bulunsa da zorluklara karşı bir yere kadar bu ninni kendilerini uyutur. Fakat direnci yüksek insanlar her zaman direnmeyi, pes etmeden kalıp devam etmeyi öğrenmişlerdir. Bu direncin kırılmamasını ise iç disiplinleri, devam edecekleri yönündeki inatları ve bu işe başlarken hareket ettikleri değer yargıları ya da idealleri sağlar.

Ruhunu güçlendirmiş insanların bedeni de direnecek ve kendilerine, en azından belli bir noktaya kadar köstek olmayacaktır. Kritik durumlara gösterdiğiniz tepkiler aslında direncinizi de ortaya koymaktadır. Böyle kritik bir durum içinde kendinizi değerlendirmeniz mümkün olmasa da, en azından sonradan, şöyle dönüp bir baktığınızda bunu tespit etmek çok da zor olmayacaktır. Tabi her kritik durumda da direnç göstermek kolay değildir ama en azından durumu daha da zorlaştırmayacak bir direnciniz varsa bu bile bir noktada yeterlidir.

Biliyorsunuz ki yapamayacağınızı kendinize söylerseniz haklı çıkma ihtimaliniz de çok yüksektir. Kendinize güvenmek zorundasınız. Zaten en çıkmaz noktalarımızda gücümüzü sonuna kadar kullanırız. Bu sıkışık durumda gösterdiğimiz direnç de yüksek olduğundan pes etmeyenler, kendileri için çok büyük şeyler başarırlar. Başkalarının bu bu başarıyı nasıl nitelendirdiği de zerre önem taşımayacaktır. Her şeye rağmen başaramasalar bile içlerinde, sonuna kadar gitmiş olmanın haklı gururu vardır, vazgeçişin pişmanlığı ve vicdan azabı değil. Eğer çevrenizde sihirli bir hareketle sizi istediğiniz bir konum ya da duyguya taşıyan bir insan yoksa bunu kendiniz yapmak zorundasınız.

Nerede okuduğumu pek hatırlamasam da size bu konudaki bir deneyi anlatmak istiyorum:

Özgürlüğüne tekrar kavuşması mümkün olmayan bir mahkuma bilim adamları denek olma teklifi götürürler. Karşılığında ise ailesine yüklü bir miktar para ödenir fakat deneyin sonunda adam ölecektir. Adam bu teklifi kabul eder ve deney, adama şöyle anlatılır: Gözleri bağlanarak bir masaya yatırılacak ve bilekleri kesilecektir ve böylece kan kaybından ölme halinde insan vücudunda meydana gelen değişimler incelenecektir, denir. Kısacası adama deneyin sonunda öleceği fikri benimsetilir. Fakat deney başladığında adamın bilekleri plastik bir neşterle kesiliyormuş gibi yapılır ve bileklerinden yeni kesilmiş bir hayvanın sıcak kanı akıtılır. Aynı zamanda adama da vücudundaki sözde değişimler anlatılır ve bir süre sonra adam titreyerek ölür.

Adama ölmesini gerektirecek herhangi bir fiziksel müdahale olmamasına rağmen öleceğine inandığı için ölmüştür. Zihninizi ikna ederseniz bedeniniz onun kölesidir. Beyin gücü o kadar kuvvetlidir ki bedenin bu güce direnmesi imkansızdır.

Kaynak ve Yazan : Tuba Yaka

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.