Bahane kendine vurduğun en büyük kelepçe derken şöyle bir anektodla başlayalım. Ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın yine kendisi gibi yönetmen olan Mustafa Altıoklar ile yaptığı röportajı izliyordum. Röportaj esnasında Nuri Bilge Ceylan şöyle bir cümle kullandı: “Bir bahaneye sarıldığınızı hissettiğiniz anda hemen kendinizi kandırdığınızı fark etmek çok önemli.” İlerleyen dakikalarda ise “suçu başkasına atmanın kolay bir şey olduğundan ve insanı pasifliğe götürdüğünden” söz etti.
Videoyu durdurdum ve kendi bahanelerimle yüzleşmeye başladım.
Gözümde bir halat canlandı. Halatın bir ucunda bahanelerim olağanca güçleriyle halata asılmış ve halatı kendilerine doğru çekmeye başlamışlardı. Halatın diğer ucunda ise olmak istediğim bene ulaşmak için yapmam gerekenler kan ter içinde halatı çekiyorlardı. Kimi için basit bir halat oyunu benim için bir kimlik savaşı. Ve bu savaşta gücümü bahanelerden yana kullandığımı anladım. Bahanelerle birlikte halatı çektikçe asıl zararı kendime verdiğimi, ideal benliğimden ve kendimden uzaklaştığımı fark ettim.
Bahane Anlamı
Bahane anlamı bir şeyin asıl sebebi yerine sözde sebep uydurmak gibi TDK’da karşılığını bulsa da kendi içimizdeki anlamı daha da derin. Çünkü bahane üretmeye başladığın zaman kişi en çok kendine zarar vermeye başlıyor.
Bir yanlışı fark etmek güzel bir his fakat eyleme geçilmediği zaman sonuç almak pek de olası görünmüyor.
“Atomik Alışkanlıklar” kitabında James Clear hareket halinde olmak ve eyleme geçmek kavramlarından bahsediyor ve bu kavramlar arasında çok ince bir çizginin var olduğuna, ikisinin farklı anlamlara geldiğine değiniyor.
Hareket halinde olduğunuzda plan yapar, strateji belirler, öğrenirsiniz. Bunların hepsi iyi şeylerdir ama bir sonuç üretemezler. Eylem ise sonuç üretecek bir davranış türüdür. Yazmak istediğim makaleler için yirmi fikir sıralıyorsam bu harekettir. Gerçekten oturup makale yazmamsa eylemdir. Daha iyi bir diyet planı aramam, konu hakkında bir kitap aramam harekettir. Ama gerçekten sağlıklı bir öğün yemem eylemdir. Hareket faydalıdır ama hiçbir zaman tek başına bir sonuç üretemez. (James Clear-Atomik Alışkanlıklar)
En İyi Bahaneler
Onlarcasını duymuşsunuzdur. “Hazır değilim, kendimi iyi hissetmiyorum, hastayım, başım ağrıyor, benden kaynaklanmadı, sistem bozuk, benim suçum değil, işin başında o vardı” … Liste uzar gider. Peki gerçek mi?
Ben dâhil, bir çoğumuz hareket halinde olmayı eyleme geçmek zannediyoruz. Bahanelerle kendimizi kandırıyoruz. Bunu bilinçli yapıp yapmadığımızı tam ifade edemem ama bizi kontrol edilemez bir sarmalın içine ittiğini kesin olarak söyleyebilirim.
Gıpta ettiğimiz yaşam, uğruna mücadele verdiğimiz hedefler ve en önemlisi kendimiz söz konusu olan bu çerçevede bahanelerden sıyrılıp gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Hareket halinde değil eylem içinde olmalıyız…
Sağlıcakla.
Yazan : Hüseyin Figen, Medium