Bir insan umduğundan fazla, ve umduğundan önce başarı yakalarsa elinde olmadan “cennet sendromuna” kapılabilir. Bu öyle bir şeydir ki eğer siz hazır değilseniz başarı için, zihnen, ruhen, hayalen veya bastırılmış bir toplumdan geliyorsaniz maalesef bu bilinmeyen hastalığa kapılabılirsiniz. “Ne oldum budalalığı” da denir halk arasında. Bu “cennet sendromu” nasıl bir şeydir? Mesela aklıma gelen en büyük örneği 2002’de Milli takımımızın başarıdan sonra düştüğü durum gibi. Öteki takımlardan iyi oynamıştık, güçlüydük, kaliteliydik, tekniğimiz yüksekti, başarılıydık ama bilinçaltında kendimizi öteki ülkelerden aşağı gördüğümüz için bizi rehavete düşürdü başarı sonrası. Acaba zihin ve ruhen hazır mıydık?
Siz siz olun, eğer başarı için odaklanırsanız, önce “akıl sinemanızda” o gelecekteki günleri yaşayın, önceden görün, gelecekteki hayatınızı önceden bir hayal dünyanızda çizin ve yaşayın. Gelecek başarıda paranızla neler yapacağınızı bilin, hayatinizi garanti altına almasini bilin. Eğer on hazırlıklı olmazsanız bir gun başarı geldiğinde size, aynı zamanda “cennet sendromu” sizi yakalar ve içki rehavet dünyasına düşersiniz maalesef.
Yazan : Tuğrul ÖZBAY / Başarının Şifresi Geliştir Kendini kitabından…
Kesinlikle .. bu hassas konu ama bilinmeli.
Başarı önce beyinde başlar.
Yorum ilk 2010 sonra 2014 yılında yazılmış bende bir 4 yıl sonra yazıyorum, bu hayal etme işini eğer çalışmaya başladıysanız ve önemli gelişme elde edildiyse yapmak gerekiyor diye anladım, hazırlıklı olma açısından. Şöyle bir sıkıntımız var, beyin hayal ile gerçeği ayırt etmede pek yetenekli değil. Siz o hayali kurduğunuzda sanki beyin olmuş bitmiş gibi kabul edecektir. Bu durumda başka şekilde hazır olmak daha iyi olur diye düşünüyorum, belki tecrübesi olan biriyle konuşup hazırlanmak daha iyi olabilir.