kişisel gelişim anahtarınız - kendinigelistir.com

  1. Anasayfa
  2. Sizden Gelenler
  3. Beklemek eşittir hayatı kaçırmak!

Beklemek eşittir hayatı kaçırmak!

Özgür ŞAHİN Özgür ŞAHİN -

- 5 dk okuma süresi
84 0
hayati-beklemek

Güneşin sabahı, ayın geceyi beklediği gibi yarını beklemek, geleceği beklemek, zamanın gelmesini beklemek… Gideni beklemek, geleni ve gelecek olanı beklemek… En olunmazı umutla ve sabırla beklemek… Belki de hiç gelmeyeceğini bildiğimiz o anı beklemek, katmerleşen umutlarımızla, inatla… Gidenin bir gün döneceği umuduyla limanlarda yıllarca tükenmişliğimizi görerek beklemek… Geceleri uykumuzdan çalıp kapımızın her an çalınmasını dört gözle beklemek…

“Hayattan keyif almak için beklemeye gerek yok, bulunduğumuz her anın tadını çıkarmak yeterlidir.”(Goethe)

Her sabah işe gider gibi istasyona gidip belki giden sevgiliyi getirir umuduyla uzaklardan gelen o kara treni beklemek… Oysa bilmeyiz gidenin gelmeyeceğini; gelse dahi bize uğramayacağını…

Ece Ayhan bu konuda der ki; “Ya kal, ya da git. Ama sakın ‘bekle gelirim’ deme. Çünkü ben, şimdiye kadar giden birinin geri geldiğini hiç görmedim.”

O halde gidenin bir gün geleceği düşüncesinden vazgeçmeliyiz. Terminalde, istasyonda, onunla ilk karşılaştığımız yerde, hatta telefonun diğer ucunda onu bekleyerek zaman harcamamalıyız.

Hayatımızda sürekli birilerini ya da bir şeyleri bekleriz. Beklerken nasıl tükendiğimizi, neleri kaybettiğimizi hiç düşünmeden bekleriz.

Kimimiz hayallerinin gerçekleşeceği o anın gelmesini bekler, kimimiz hayatımızı belirleyecek olan sınavın sonucunu… Kimimiz yüreğini alev gibi saracak bir aşkın gelip kendisini yakmasını bekler, kimimiz de ölümünü bekler yorgun yılların izlerini yüzünde taşıyarak…

Beklerken kimi zaman sevinir, kimi zaman üzülür, kimi zaman da tekrar beklemek için bekleriz. Bazen beklemek zorunda bırakılırız, bazen de ektiğimiz tohumun boy vermesi için yağmurları bekleriz. Buğdayın toprağa düşüp başakta tekrar can bulması için beklemekten başka yapılacak bir şeyin olmadığını biliriz.

hayati-beklemek

Çocukken, yılbaşı gecelerinde Noel Babanın bize oyuncaklar getireceği umuduyla onu beklerdik. Yıllar üstümüzden geçip çocukluğumuz mazide kaldığında da değişen bir şey olmamıştır aslında. Noel Babanın yerini, bu defa Milli Piyango çekilişleri, Sayısal Loto ve Şans Topu çekilişleri almıştır. Noel Babanın bir türlü getiremediği oyuncak arabamızın yerine şimdi gerçek arabayı alabilme umuduyla şans oyunları oynar, milli piyango bileti alır ve bunların çekileceği şans gecelerini bekleriz. Her defasında umudumuzu korur, bir sonraki çekiliş için sigara paramızı ya da çoluk çocuğumuzun rızkını bu hayal için ortaya koyarız. Aslında şanslı olmadığımızı biliriz. Ancak bunu bir türlü kabullenmeyiz. Bir gün her şeyin düzeleceğini, hayalimizdeki yaşamı şans oyunlarından çıkacak ikramiyeyle satın alabileceğimizi düşünür ve o bir türlü gelmek bilmeyen büyük geceyi bekleriz. Nasıl ki Noel Baba gelmediyse, nasıl ki o büyük sayısal gecelerinde şans bize gülmediyse, o yıllarca beklediğimiz beyaz atlı prens ya da o güzel prensesimiz de gelmeyecektir. Aslında çoğumuz onları beklerken kanatlanan zamanın gençliğimizi aldığını geç de olsa fark etmiştir. Eğer Özdemir Asaf’ın da dediği gibi gelecekse beklenen, beklemek güzeldir aslında. Ancak gelmeyeceğini bildiğimiz halde yine de bekliyorsak bu, kurumuş bir ağaçtan meyve beklemeye benzer.

En iyisini, en güzelini, en mükemmelini istemek tabii ki hepimizin hakkıdır. Ancak onlara sahip olma uğruna kendi sahip olduklarımızdan ve elimizdekilerden de olmamak gerekir. Aksi halde bir gün, hala bekliyorken bir yerlerde, ömrümüzün avuçlarımız arasından kayıp gidişini sadece seyretmekle kalırız.

Kimimiz hangi konuda olursa olsun harekete geçmek için en uygun zamanın gelmesini bekler. Kimimiz de en uygun zamanın o an olduğunu düşünerek davranır ve bekleyerek zaman kaybetmez. Ki, bu kimseler her zaman için kazananlar listesinde olmuşlardır. Ayrıca bunlar, beklerken geçen zamanın beklediklerini çalmasına izin vermezler. İster bilge deyin bu kimseler için, ister şanslı deyin… Ama şu bir gerçek ki, hiçbir şey yapmadan bekleyenler, sadece bekledikleriyle kalırlar. Kuş, yuvasından çoktan uçmuş olacaktır onlar uyandıklarında…

Bekleyerek hayatı kaçırmamanız dileğiyle…

Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.