Bir insan “güzel yaşarsam tüm dünya gözüme güzel görünür” diyorsa, günlük sorunlara göre ayarlanmış saatini yeniden göz geçiriyor demektir. “Bugün onu görür görmez bu konunun hesabını ona sormalıyım”, “Birazdan nasıl olsa beni arayacak!” diyerek günümüzü daha sabahın ilk saatleri itibari ile olumsuz düşünce dilimlerine ayırmak yerine “Bugün çok keyifliyim ve günüm çok verimli geçecek”, “Ne kadar şık ve iyi görünüyorsunuz”, “Seni görmek beni rahatlatıyor” diyerek günümüzü iyi geçirmeyi deneyebiliriz. İyi olmaya, olumlu düşünmeye odaklanarak, tüm olumsuzlukların aslında bizim dışımızda tasarlanıp uygulandığını ve bu uygulamaya dahil olmak ya da olmamanın kendi seçimimiz olduğunu kabul ederek bunu yapabiliriz.
İyi ve keyfi bol bir yaşam sürmenin sırrı bizde. “Neyi, niçin, ne kadar, ne zaman istiyoruz?” sorularının cevaplarına odaklandığımızda ve hayatımızı kolaylaştıracak bazı ipuçlarını yaşamımızın bir parçası haline getirdiğimizde kendimizi çözme yolunada girmiş oluyoruz…
Örneğin;
– Yalnızlık ve tekbaşınalık arasındaki farkı çok iyi kavrayalım. Yalnızlık üzücüdür; tek başınalık üzücü değildir. Yalnızlık bir tamamlanmamışlık duygusudur, bir başkasına ihtiyaç duyulur. Tek başınalık, yalnızlık değildir. Tek başınalık kendinin tam olduğunu hissetmek anlamına gelir, hiç kimseye ihtiyaç yoktur.
– Başkalarının hayat görüşlerine onlarla hemfikir olmasak bile saygı duyarsak bizde saygı görürüz.
– Günün hangi saatlerinde motivasyonumuz düşyor, hangi saatlerinde daha verimli oluyoruz? Bunu belirleyerek ona göre hareket edebiliriz.
– Çok yoğun olduğumuz zamanlarda birkaç saniyeliğine durarak o an olmak istediğimiz yeri hayal edebiliriz.
– Evet ve hayır kelimelerini kullanmadan önce iyi düşünmeliyiz!
– Dolabımızda, masamızda, çantamızda kullanmadığımız ıvır zıvır şeylerden kurtulmak hem evimizi hem içimizi rahatlatabilir.
– Birisine yardım eli uzatırken, bir diğerine çelme takmadığımızdan emin olalım.
– İçimizdeki çocuğun zaman zaman yaramazlık yapmasına izin verelim.
– Hobilerimizin olması, bir şeyler üretmek bize kendimizi çok hissettirir.
– Yokluktan çok varlık üzerine konuşmayı seçelim. Çünkü hakkında konuştuğumuz şey büyür.
– Kendimizi bir kurban değil yaşamayı hak eden biri olarak görelim.
– İnsanlara değil, insanlarla birlikte gülelim.
– Öfkelenmek hatalı bir davranış değil, tamamen insani bir davranıştır. Önemli olan onu kime, ne durumda ve ne şiddette yönelttiğimizdir. Buarada, dart okları fırlatmak öfkeyi dışa vurmak için en zararsız yollardan biridir.
– Burnumuzdan yavaş yavaş beşe kadar sayarak nefes alıp, sekize kadar sayarak aldığımız nefesi vermek gün içinde rahatlamamıza yardımcı olabilir.
– Yarının daha güzel bir gün olacağını düşünmek yerine bugünün güzelliğini yaşamayı seçebiliriz.
– Gerçekçi olmak adına kimsenin hayallerine burun kıvırmayalım, hayalleri yıkmak yerine onarıcı tavır takınabiliriz.
– Herkesi aynı anda ve aynı oranda memnun etmek imkansızdır. Ama en azından bir kişiyi memnun etmenin keyfini yaşayabiliriz.
– Bedenimize ve kalbimize iyi bakmak, doğayla iç içe olmak, bol bol teşekkür etmek yaşanılan andan zevk almayı kolaylaştırabilir.
– Yaşanmış olayların ‘keşke’sini sorgulamak ruhumuzu huzursuz etmekten başka işe yaramaz. Keşke’leri bohçalayıp kenara koymak gerek!
– Ağrılarımızın bir sinyal olduğunun farkına varalım.
– Sevdiklerimize sık sık sarılalım. Hatta bazen sevmediklerimize de sarılalım. Kimbilir belki bir kucaklaşma onları da sevdiklerimiz arasına alabilir…
Sevgi ve sağlıcakla
Hülya Konar