Bu aralar çok mu yorgunsunuz?
Her şey üzerinize mi geliyor?
En son kime sinirlenip kızdınız?
Unutmayın kızmayı, üzülmeyi ve hatta incinmeyi seçen bizleriz.
Peki bunu niye yapıyorsunuz?
Her şeyi kişisel algıladığınız için mi?
Duygularımızın % 100′ ünden biz sorumluyuz. Çünkü hayatta gerçekten sahip olduğumuz tek şey düşüncelerimizdir. Düşüncelerimiz aslında zihnimizin tamamen bir oyunudur. Doğrusuyla yanlışıyla bize aittirler. Dolayısıyla sorumluluk da tamamen bize aittir. Bu noktada önemli olan bu sorumluluğu ne kadar üstlenebildiğimizdir. Sorumluluk alabiliyorsak patron biziz demektir. Ve her şeyi değiştirme gücü elimizdedir. Oysa sürekli sorumluluğu başkalarına ya da olaylara yüklersek yaşamımızın sorumluluğunu alamamış oluruz. Hiç bir zaman koşulları değiştirecek gücü bulamayız ve bu da bizi atalet‘ e götürür.
Bu bize ne sağlar?
Hatta bir çoğumuz şimdiye kadar aynı mantıkla hareket ettik, neyi değiştirebildik?
Bu kısır döngü yıllarca sürüp gider ve bir bakmışız ki hala aynı yerdeyiz. Tıpkı koşu bandında hızla ve hırsla ve her defasında birşeylerin değişeceğini umud ederek ancak gerçek olan o ilk adımı atmadan koşmak gibi.
Güçsüzleşiriz.
Uzaklaşırız.
Hayatın her alanında sorumluluk kime aitse güç ondadır. Keza sorumluluğun olmadığı yerde ise sorun vardır.
Sorunsuz sorumlu olabilme cesaretini gösterdiğiniz günlere…
Sevgiyle kalın…
Yazan : Şelale Bilgiç Uruk / Prof. Koç & NLP Uzmanı