Hemen şimdi başlayın. Geç kaldım demeyin. Ne işe yarayacak diye sormayın. Klişe bunlar diye geçiştirmeyin. Söylemesi kolay diye terslemeyin.
Anlatayım..
Yurtdışında yaşarken dikkatimi çeken şeylerden biri etrafımdaki herkesin kendini sürekli geliştirdiği, ilgi duyduğu, üzerine zaman ve çaba harcadığı, işinden farklı bir uğraşı olmasıydı. Büyük çoğunluk bir müzik aleti çalıyor. Spor da yapmış zamanında. Ama öylesine değil… Oturmuş aktivitenin mantığını baştan aşağı kavramış. Kendini en azından birkaç sene ciddi adamış, yatırım yapmış. Bu da hayata bakış açısını değiştirmiş, genişletmiş. Her sohbette yeni bir şey öğreniyorsunuz.
Türkiye’de verdiğim derslerde ve seminerlerde katılımcılara soruyorum bazen. Hobiniz ne? Kitap okumak, gezmek, yemek yemek hobiden pek sayılmaz. Kitap okuyup tartışmak, gezilerden bir blog çıkarmak, farklı yemekleri pişirmeyi denemekse sayılır. Kendinizi hangi aktivitede sürekli geliştiriyorsunuz? Aldığım cevaplar genelde sönük. Kısa bir süre bir şeyle ilgilenilmiş. Sonra genelde eğitim bahanesiyle vazgeçilmiş. “Hobi olarak yapıyorum” sözü “artık yapmıyorum” ile eş anlamlı.
Hobisi olmayınca insan standart olmaya başlıyor. Kendisini gösteremiyor, farklılaşamıyor. Eğitim zararsız değil. En büyük kötülüğü hobileri köreltmesi. Hobi diye her sene zorunlu ders olmalı!
Hobi Deyip Geçmeyin
Yaratıcı olmanın önemi tartışılmaz. Pazara bir yenilik getirmeyenin başarıyı elde etmesi ve de sürdürmesi olanaksız. Geçmişte konunun önemi bu kadar belirgin değildi. İstiklal Caddesi’ni düşünün. Onlarca yıl dükkanlar, sahipleri ve vitrinleri pek değişmedi. Son yirmi yıldaysa değişmeyen neredeyse tek bir yeri kalmadı. Yaratmıyorsanız kayboluyorsunuz. Dönüşmüyorsanız yoksunuz.
Yaratıcılığın kaynağı ne peki? Nereden geliyor? Çoğu insan yaratıcılığın doğuştan itibaren taşıdığımız bir yetenek olduğuna inanıyor. İlham perisi bazılarını, belli zamanlarda kayırıyor. Fikir oluşuveriyor. Etrafım “ben yaratıcı değilim” diyen insanlarla dolu.
Yanlış.
Yaratıcılık çoğu zaman birçok farklı bakış açısının kesiştiği yerde başlıyor. Hobinin önemi de burada ortaya çıkıyor. Farklı dünyalardan esinlenmenizi sağlıyor. İşinizi yaparken olaylara değişik bir gözlükle bakabiliyorsunuz.
[box type=”info” ]
George de Mestral İsviçreli bir mühendis. Hobi olarak dağlara çıkmayı, avlanmayı, doğada köpeğiyle kaybolmayı seviyor. Bunu yıllarca yapmış. Eve geri döndüğünde yapmak zorunda kaldığı şeylerden biri, köpeğinin göbeğine ve kendi elbisesine yapışmış otları ayıklamak.
Bir gün bu otlara mikroskop altında bakıyor. Ne bir dağcının ne de mühendisin normalde yapacağı iş… Ama ikisi bir araya gelip de merakla birleşince yaratıcılık ortaya çıkıyor. Mestral bu şekilde düğme veya fermuar yerine kullanılan cırt-cırt teknolojisini geliştiriyor.
[/box]
Küçümsemeyin, astronotlar dahil birçok meslekteki kişi bu teknolojiden faydalanıyor. Mestral’in hobisi kendisini hem meşhur ve zengin ediyor, hem de ürününü uzaya kadar çıkarıyor.
Kısacası sağlam bir hobi size farkı bir bakış açısı, bir çerçeve veriyor. Sorunlara değişik bir açıdan bakmanıza olanak sağlıyor. Stratejilerinizi belirlerken kimsenin daha önce düşünmediği şekilde, bazen çok uzak iki konu arasında paralellik bulmanıza yardımcı oluyor.
Hobiler ve İlişkiler
Hobiniz aynı zamanda normalde bir araya gelmeyeceğiniz insanlarla sizi buluşturuyor. Mesela bir sporla turnuva seviyesinde uğraşıyorsanız, ülkenin birçok yerinden, farklı ekonomik ve sosyal olanaklara sahip birçok oyuncuyla karşı karşıya geliyorsunuz. Sahada eşitsiniz. Başka bir ortamda edinemeyeceğiniz bir tecrübe kazanıyorsunuz. Müzik yapıyorsanız aynı sahne ya da stüdyoda beraber melodi yaratıyorsunuz. Daha önce var olmayan bir şeyi kafa kafaya verip oluşturuyorsunuz. Böyle bir paylaşımı ve tecrübeyi başka şekilde edinmeniz zor.
İnsan tanıyorsunuz.
İş hayatında bu ilişkilerin büyük önemi var. Sosyal ağınız genişliyor. Bu ağdaki bağlar Facebook arkadaşlığının çok ötesinde. Sporda ezeli rakibiniz ya da müzikte tarzını sevmediğiniz biri bile olsa, aynı lisanı konuşuyorsunuz. Ya da doğrudan tanışmıyor olsanız bile aranızda bir iletişim oluşuyor. Bu ilişki birçok fırsat doğuruyor. İnsanları birbirine bağlıyor. Bu bağlantılardan iş olanakları, aşklar, arkadaşlıklar, mutluluklar doğuyor. Hobinin zararı çok az, yararı pek çok.
Farklı Olmak
Herkesin kendine özgü yetenekleri var. Hobiler bunları ortaya çıkarıyor. İnsanları eşsiz yapıyor. Çocuklarını hobilerden uzaklaştıran ebeveynler kısa vadede elde etmeyi umdukları kazanç için uzun vadede sağlayacakları faydalardan onları mahrum ediyor. Yazık oluyor.
Küçüklüğümden beri gördüğüm, hobileri olan insanların zannedilenin aksine daha verimli çalıştıkları ve zamanlarını etkili kullandıkları… Derslerinin genelde iyi, kendi kendilerini yönetme kabiliyetlerinin yüksek olduğu. Hobilerin notları düşürdüğü, ilk bakışta mantıklı gelse de doğru değil. Tam tersi etki yaptığında, şaşıran çok anne baba gördüm.
Hobi özünde bir girişim. Üniversiteden mezun olan binlerce öğrenci var. Onları işe alacak, iyi bir gelecek için fırsat sunacak olanlar, kendi ayakları üzerinde duran, kendini tanıyan, zamanını doğru kullanan insanlar arıyorlar. Hobi bir insanı farklılaştırıyor, öne çıkarıyor, görünürlük kazandırıyor. Her yaşta ve koşulda lazım.
Bu yüzden, kendinize ve çocuklarınıza acil bir hobi lütfen. Zira bu hayatta duyduğum en saçma laf “benden geçti, bir sonraki hayatta artık.”
Yazan : Emre Soyer | HarwardBusinessReview