Motivasyon hayatımızın en önemli kavramı haline gelmeye başladı. Bir işin sonucunu, kalitesini ve hatta işin kendisini belirleyebiliyor. Ruhsal durumun, motivasyona ihtiyacının olup olmadığı, ne kadar motive olduğun yapacağın işin ve hatta “hayatın ta kendisi” de diyebiliriz. Şimdi sana desem ki başarının sırrı sincaplar, kunduzlar ve kazlarda saklı. Büyük ihtimalle seninle dalga geçtiğimi ya da aklımı yitirmeye başladığımı düşünebilirsin. Oysaki hayvanlar alemi arasındaki mükemmel işleyişten örnekle hayatımıza uyarlayabileceğimiz oldukça değerli bilgiler olduğu yadsınamaz.

Gung Ho! Nedir?

“Birlikte çalışmak” anlamına gelen Gung Ho! Çinliler’in savaş dönemlerinde slogan olarak kullanmaya başladığı bir söylem. Kitaba adını veren bu söylem sincapların şevk ve arzusundan, kunduzların tarz ve yaklaşımından, kazların takdir ve kutlamalarından ilham alınarak tasarlanan bir yaşam tarzını konu alıyor.

Motivasyon İhtiyacı ve Gözlemlerim

Evet doğru okuyorsun, hayvanların doğadaki benzersiz uyum içerisindeki halini gözlemleyerek iş dünyamıza uyarlayabileceğimiz çalışma prensipleri oluşturabiliriz.

1)Sincapların Şevk ve Arzusu

İyi motive olmuş ve hedefleri olan sincaplar en değerli iş prensibine sahiptirler. Yaptığımız işi en değerli hale getirmek için işimizi önemli, ortak hedefe yönelik ve değerlere uygun hale getirmemiz gerektiği kitapta vurgulanıyor. İşte tam bu noktada sincaplar gibi işine değer kattığında çalışmak için şevk ve arzu duymaya başlıyorsun.

Bir örnek sunmak isterim. Oyuncak üretimi yapan bir fabrikada parça üretimi bölümünde çalışan bir işçi olduğunu düşünelim. Eğer yaptığın işi ufak bir parça imalatı olarak görürsen işine verdiğin değeri, saygıyı yitirmemen neredeyse söz konusu değil. Ancak yaptığın işe bir çocuğun hayal dünyasını geliştirmesi için attığın ilk adım olarak bakmaya başlar, işine değer katarsan işte o zaman her şey değişebilir. Artık yaptığın o küçük parçaların senin için bir özel bir değeri, işinin de önemi artar.

2)Kunduzların Tarz ve Yaklaşımı

Kendini aşma fırsatı verildiğini düşünüyor musun? Sen kendine kendini aşma fırsatı sunabiliyor musun?

Hayatta hiçbir şey insanı, bir şey vermeden almak kadar alçaltamaz. İnsanlara kapasitelerini, yeteneklerini kullanarak katkıda bulunma fırsatı vermediğin zaman da durum işte aynıdır.

Kunduzların tarz ve yaklaşımında, birbirlerinin sınırlarına müdahil olmadan işlerini yapabileceği bir hareket alanı tanınıyor. Becerilerine göre verilen sorumluluklarda kendilerini de aşma fırsatı sunuluyor. Sen de kariyer basamaklarını tırmanırken bu fırsatlara ne çok ihtiyaç duydun ya da hala duyuyorsun öyle değil mi?

3)Kazların Takdir ve Kutlamaları

Ve son adıma geçiyoruz. İşine sincapların şevk ve arzusunu katıp, kunduzların tarz ve yaklaşımını ekledikten sonra sırada kazların takdir ve kutlamalarını katmak kalıyor.

Takım olma duygusunu kattığın ekibinde birbirini olabildiğince cesaretlendirmeye özen göstermelisin. Herkes her zaman takdir ve kutlamayı hak etmeyebilir ama mutlaka cesaretlendirilmeyi hak ediyordur. Bunu aklından sakın çıkarma. Takdir etmek deyince aklımıza ilk gelen işin sonucunu takdir etmek oluyor. Oysaki kazların yaptığı gibi gelişimi de takdir etmeliyiz. Yaptığımız kutlama ve takdirin hakiki/samimi olmasına da özen göstermeliyiz.

Kitabın yazarları Ken Blanchard ve Sheldon Bowles bizleri bu kitapla buluşturduğu için teşekkür ediyorum. Hayatlarımıza şevk, arzu ve takdir katmanın kesinlikle iyi olacağını düşünüyorum. Kitabı okumak istersen Türkçe çevirisinin de olduğu aklında bulunsun. Sevgiler!

Yazan ve Kaynak : YazDeBre, medium