Çoğumuz sinirlendiğimizde ne yapacağımızı şaşırırız. Hatta ağzımızdan çıkan kelimeler aslında sonu ne olduğu belli olmayan acaip yerlere de götürebilir. İletişim, sağlıklı ve verimli bir ilişki sürdürmenin temel şartıdır. İlişkiye yönelik yaygın ve tehlikeli tuzaklardan biri de onu yavaş yavaş yok eden “işitilmeyen sorunlar”dır. Maalesef, karşımızdakiyle kavga etmeden hislerimizi duyurmanın ve ihtiyaçlarımızı gidermenin yolunu bilmiyoruz. Söylemesi yapmasından kolay olsa da sinirden köpürdüğünüzde bir köşeye oturup size neler olup bittiğini düşünmeniz gerekiyor.
İşte size hislerinizi duyurmanızı, ihtiyaçlarınızı gidermenizi ve sorunlarınızı yapıcı yönde çözmenizi sağlayacak beş adım:
+ Sınır koyun.
+ Harekete geçmeden önce düşünün.
+ Söyleyin.
+ Barış yapın.
+ Kabullenin.
Sınır koyun
Her şey yolundayken, herhangi bir sorunu çözmeye yönelik sınırlarınızı belirleyin. Sınırlar, yıkıcı gördüğünüz davranışlarda bulunmanızı engellemek için kendinize koyduğunuz kurallardır.
Bunlar, sizin ya da karşınızdaki insanın, iletişim sürecine zarar vereceğini düşündüğünüz
her şey olabilir. Bunun bir uzlaşmaya varmakla ilgisi olmadığını hatırlamak önemlidir. Taraflardan biri kızgınlıkla bağırmamaya, diğeri de küfretmemeye dair sınırlama getirmişlerse, ikisi de kabul edilmelidir. Anlaşmazlıklara yönelik oluşturduğunuz temel kuralları çiğnememek, uzun vadeli ve yapıcı iletişim kurmada önem taşır.
Harekete geçmeden önce düşünün
Kendinizi kızgın ya da kırgın hissettiğinizde karşınızdaki insanı suçlamak kolaydır. Suçlamak, yalnızca daha çok acı ve kızgınlık ile sonuçlanacaktır. Hemen şimdi kendinizi nasıl hissettiğinizi ve neye ihtiyaç duyduğunuzu açık seçik ortaya koyun.
Süreci anlatmak için basitleştirilmiş bir örnekten yararlanalım:
Eşiniz, eve iki saat gecikti ve aramadı. Kızdığımızda verdiğimiz genel tepki saldırmaktır.
Kişi kapıdan içeri adımını atar atmaz bağrışma başlar. Bunun pek faydası yoktur ve büyük ihtimalle bir tartışmayla sonuçlanacaktır. Çok geçmeden tartışma, ilişkinin başladığı ilk andan itibaren işlenen günahları da kapsayacak biçimde büyür. Bunu eşinizle tartışmadan önce yapabileceğiniz en iyi şey, hissettiklerinizi açıkça ortaya koymaktır.
Ne hissettiğinizi ve nedenini düşünün. Bazen, her şeyi kağıda dökmek faydalı olur. Bu sürece, kendinizi serbest bırakmakla başlayın. Bu, bir kısım enerjinin dağılmasına ve hislerinize odaklanabileceğiniz bir noktaya ulaşmanıza yardımcı olur. Kendinizi korkak, yalnız, önemsiz -ya da hepsini birden- mi hissediyorsunuz? Hislerinizi anlatmak için “ben”li tümceler kurabileceğiniz bir seviyeye erişmeye çalışın. “Korkuyorum. Kendimi önemsiz hissediyorum.” Karşınızdakinin ne yaptığı değil, sizin ne hissetiğiniz noktasına ulaşmak, muhtemelen biraz zaman alacak. Kendinizi bu zaman dilimiyle ödüllendirin.
Hisleriniz konusunda kendinize açıklık getirdikten sonra, neye ihtiyacınız olduğuna odaklanın. Bu durum hakkında kendimi daha iyi hissetmem için ihtiyacım olan nedir? İhtiyaçlarımın karşılanmasını nasıl sağlayabilirim? Bu ihtiyacı kendim giderebilir miyim, yoksa yardım mı almalıyım? “15 dakikadan fazla gecikeceklerse, insanların beni
aramalarına ihtiyacım var.”
Hisleriniz ve neye ihtiyacınız olduğu konusuna odaklandığınızı ve yoğunlaştığınızı hissettiğinizde, o insanı neden sevdiğinizi düşünmeye zaman ayırın. Kişinin yaşamınıza kattığı güzel şeylerden bazılarını hatırlamak her zaman yararlıdır ve ihtiyaçlarınızı anlatırken sevgi dolu bir noktadan hareket etmenizi sağlar.
İhtiyaçlarınızı söyleyin
Kendinizi eşinize anlatma zamanı geldi. Unutmayın, bu yalnızca hislerinizi duyurmak ve ihtiyaçlarınızı gidermekten ibaret.
Kişiye sizinle konuşup konuşamayacağını sorun. Ona derdini anlatabilmesi için yeterli zamanı tanıdığınızdan emin olun.
“Ne kadar üzüldüğüm konusunda seninle konuşmak istiyorum. Senin için uygun bir zaman mı?”
Kişiye onu ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin. “Seni ne kadar çok sevdiğimi ve ilişkimizin benim için ne kadar önemli olduğunu söylemek istiyorum.” Bu kulağa garip gelebilir; ama aslında ötekini rahatlatmaya yardımcı olur ki, bu da sizi gerçekten dinlemesini sağlar. Buna ek olarak, kişinin ihtiyaçlarınız konusunda daha duyarlı olmasına yardımcı olacaktır. Unutmayın, burada önemli olan, ihtiyaçlarınızı gidermek!
Kendinizi nasıl hissettiğinizi söyleyin. “Şu anda çok kızgın ve kırgınım. Bir insan hem geç kalıyor, hem de beni aramıyorsa, kendimi önemsizmiş gibi hissediyorum.”
Neye ihtiyaç duyduğunuzu söyleyin. “Benim ihtiyacım olan şey, 15 dakikadan fazla gecikeceksen beni araman.”
Kişiden destek vermesini isteyin. “Bu gerçekten önemli benim için. Bunu benim için yapabilir misin?”
Pek çok durumda, bu süreci izlerseniz, kişi, ihtiyaçlarınızı karşılamaktan aşırı mutlu olacak ve gereğinden fazla destek vermeye çalışacaktır. Sesinizi duyurduğunuzu hissedersiniz ve tartışma çözülür.
Barış yapın
Hislerinizi yeniden kontrol edin ve kendinizi hâlâ kızgın ve kırgın hissedip hissetmediğinize karar verin. Öyle hissediyorsanız, muhtemelen daha farklı bir şeyler olup bitiyordur ve sürecin tekrarlanması gerekir. Kendinizi hâlâ kızgın hissediyorsanız, bunun gerçek anlamda kızgınlık olup olmadığından emin olun.
Kimi zaman kazanmanın tek yolunun, ötekinin kaybetmesi olduğunu düşünürüz. Onu mağlup etmediğimizde ya da kavgaya tutuşmadığımızda kendimizi tatmin olmuş hissetmeyiz. Neyse ki, bu noktada kendinizi gerçekten iyi hissedersiniz; kızgınlığınız geçer ve ihtiyaçlarınız giderilir. Bu an, birbirinize sarılıp birbirinizi ne çok sevdiğinizi tekrarlamak için uygun zamandır.
Kabul edin
Birkaç gün sonra, sorunun çözüldüğünden emin olmak için kendinizi ve eşinizi yoklayın. Kişi, ihtiyaçlarınızı istediğiniz biçimde karşılıyorsa, bunu kabul edin ve verdiği desteğin sizin için ne kadar önemli olduğunu söyleyin. Bu yaklaşım, söz konusu davranışı pekiştirir ve ihtiyaçlarınızın karşılanmaya devam etmesini sağlar.
Bu adımlar, bir tartışma esnasında eşinizle iletişiminizi daha iyi bir noktaya getirecektir. Başta kendinizi biraz garip hissedebilirsiniz. Alıştırma yapmanız gerekecektir. Enerjiyi tüketen, savunmaya dayalı ve yıpratıcı kavgalar olmadan ihtiyacınızı gidermenin ne kadar harika olacağını bir düşünün.
Unutmayın, burada önemli olan, suçlamak ve ötekinin neyi “yanlış” yaptığı değildir. Hislerinizi duyurmak ve ihtiyaçlarınızı gidermek ile ilgili bir şeydir. Siz ve eşiniz, sonuçtan dolayı daha mutlu olacaksınız.
Kaynak : Jennifer Ottolino
Sinirliyken ihtiyacınız olan şeyi karşınızdakine nasıl anlatırsınız? . Teşekkürler.