“Ertelemek”. Hemen hemen her gün etrafımızda gördüğümüz, rastgeldiğimiz bir şey olabilir. Hatta biraz ileri gidelim. Yaşıyor olabilirsiniz… Doğru zaman gelemediğinden, çıkacak iş yeterince mükemmel olamadığından, şartlar olgunlaşamadığından falan filan… Yapacağınız işlere başlamayı ya da başladığınızı bitirmeyi sürekli erteliyorsanız, siz de bir “erteleme hastası” olabilirsiniz. Günümüz insanının üretim kapasitesini düşüren bu sorunla baş etmek için basit birkaç ipucu var.
Sadece başlayın
Bir projenin en çok oyalayan bölümü “başlama” evresidir. Gerekli evrak, planlanmış detaylar, ihtiyaç duyulan kaynaklar… Bir işe girişirken hazırlıklı olmanın büyük bir avantaj kazandıracağını kabul ediyoruz ama “başlamak bitirmenin yarısıdır”. Mükemmel bir başlangıç peşinde koşarken başlamayı ıskalamayın.
Düşüncelerinizi yönlendirin
Proje süresince düşüncelerinizi “mükemmel” kavramından çok, “tamamlamak” hedefine yoğunlaştırın. Projenize dair iki kurgu oluşturun:
İlki beklentileri karşılayacak ama sizin için “mükemmel” olmayan bir işi teslim ettiğiniz senaryo; ikincisi ise bitmemiş bir proje ile teslim tarihini göğüslediğiniz bir senaryo. İki kötü olasılıktan hangisi kötünün iyisi?
Bitiş noktasını öne çekin
Kendinize uydurulmuş bitiş zamanları bulun. Örneğin 1000 kelime yazınca ya da 3 saat sonra. Erteleme sorunu yaşayan insanlar genelde “ne zaman” ve “nasıl” bu iş biter sorusunu kafalarında canlandıramadıkları için “bitirmeden rafa kaldırma” seçeneğine yöneliyor. Bu uydurulmuş değerlendirme durakları o ana kadar yaptığınız işin neye benzediğini gösterecek ve devam etmenizi sağlayacak.