Zaman zaman hayatımızdaki koşullardan şikayet ederiz. İş hayatımızdan, aile hayatımızdan ya da aşk hayatımızdan. Hep bir şeylerin değişmesini bekleriz. Oysaki o koşulları değiştirmek bizim elimizde. Belki o işten çıkmamız gereklidir, belki o sevgiliyi değiştirmemiz gereklidir belki de bu şehirden gitmemiz gereklidir. Bütün bunlar için ihtiyacımız olan tek şey cesaret. Ama maddiyat belimizi büküyor dediğinizi duyar gibiyim. Bazen koşulları değiştirmek için paraya ihtiyaç olmuyor. Ne yapmak gerektiğini bilmek için daha iyisinin ne olduğunu öğrenmek gerekli. Bunun için hayatımız ile ilgili daha yüksek bir düşünce seviyesini öğrenmeliyiz.
Psiko-Piktografi adlı kitaptan bir hikaye yazmak istiyorum;
Derin bir vadide kurulmuş bir köyün sakinlerinin büyük sorunları varmış. Sık sık vadiyi basan seller evlerini ve sürülerini sürükleyip götürüyormuş. Dağ yamaçlarından düşen kayalar bahçelerini ve yollarını yıkıyormuş. Çocukları bataklıkta boğuluyormuş. Zor bir hayat yaşıyorlarmış ama bildikleri tek hayat da buymuş. Bir gün köylerine sağduyulu bir adam çıkagelmiş. Sağduyulu adam köylülere, “Sorun seller, heyelanlar veya bataklık değil, sizsiniz. Fazlasıyla alçak bir noktada yaşıyorsunuz” demiş.
“Fazlasıyla alçak bir nokta mı?” diye sormuş köylüler.
“Evet anlamaya çalışın. Yaşadığınız alçak seviye yüzünden başınız bir türlü dertten kurtulmuyor. Burada yaşadığınız sürece bu dertler hiç peşinizi bırakmayacak. Kendinizi yükseltin. Böylelikle artık başınıza kazalar gelmeyecek.
Köylüler hep bir ağızdan “Bize nasıl yapılacağınız göster!” diye yalvarmışlar.
Böylelikle sağduyulu adam onlara evlerini vadi seviyesinin üzerinde, dağın yamacına nasıl inşa edeceklerini göstermiş. Kimileri vadinin biraz üstünde yeni evler inşa etmiş. Daha bilge olanlar yeni evlerini dağın yüksek yamaçlarına kurmuşlar.
“Artık sorunlardan arınmış bir yaşama sahipsiniz. Yaşadığınız mekanın yerini değiştirerek sorunları ortadan kaldırdınız” demiş sağduyulu adam.
“Evet” demiş birisi. “Şu an her şey ne kadar da açık.”
“Merak ediyorum…” diye eklemiş bir başkası, “Acaba neden bunu daha önce düşünemedik?”
Hikayede olduğu gibi bazen sorun o şehirde, o evde ya da o işte, belki de o sevgilide. Yeter ki daha iyi ne olabilir diye bir düşünün. Siz her şeyin en iyisini hak ediyorsunuz. Bunu hiç unutmayın.
Sevgiler
Tülay Bilin
Tülay Bilin kimdir?
Tülay Bilin çok uzun yıllar Hürriyet Gazetesinde çalıştıktan sonra, Nisan 2006‘ya kadar Dünya Gazetesinde İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalıştı. Uzun yıllardır kişisel gelişim konusunda aldığı eğitimleri 10 yıldır profesyonel olarak çevresiyle paylaşmaktadır. Şirketlere verdiği eğitimler devam etmektedir. Ayrıca kişisel olarak sorunlarını çözmekte zorlananlar için de yüz yüze görüşmeler yapmaktadır. 2 yıl radyo programı yapmıştır.
merhabalrr cok güzel bı yzydı ınan cok hosuma gttı teskkrler
çok güzel bir yazıydı. düşünce ufkumu yükseltiyor. defalarca teşekkürler
selam arkadaşlr burada tülay hanımın dediği gibi herşey kendi elimizde ama bunu bize yaptırtmayan yada hayalerimizi yıktıran tek madi durummm eğer ne kadar akılı ne kadar hoşgörülü bir insansak bu yetmez onun yönünde para denen lanet şey engel dir hayatımıza yönelik bir değişmeler yapmamıza bence madi durumun olmazsa sen hiç bişeyi değiştiremizsin ufak şeylerden başkaaaa
yinede tülay hanımın elerine ve yüreğine sağlık güzel bi yazı yazmış bu konulardaaa katkılarının devamını sunarız
ewt ama o cesareti kendimizde bulsakta bazen çevremizde ki insanları es geçemiyoruz kolay olmuyor
okuyunca insanın sorunun kendisinde olmadığını farklı faktörlere bağladığını düşündüğüm bir yazı
Teşekkürler kendinigelistir.com.
Bireyin ufkunu genişlettiğiniz için size hangi teşekkür edilebilir ki?
Sağolun…
Sorunun bende oldugunu biliyorum ama bir türlü harekete gecemiyorum.
Evet, etkileyici bir yazi.Tesekkürler!
Tülay Hanım’a çok teşekkür ediyorum. Bizlerle bu anlamlı yazıyı paylaştığı/yazdığı için…
Ne edersen kendine edersin! Kendi Kendine…
Ama bu yapılan sorundan kaçmak gibi bişey gerçi hikayedekilerin savaşma şansı yok ama :) gerçek hayatta savaşıp , bir sonuç alamayınca gitmeliyiz bence.. :)