Doğru iş imkanları nasıl bulunur çok basit bir soru olsa da, ne yazık ki cevabı karışık. Bu yazıda size alıştığınız, bildiğiniz ve klişeleşmiş doğrulardan bahsetmek istemiyorum. Bunun yerine doğru iş imkanları bulmak için nasıl bir yaklaşım ve düşünce yapısı belirlemek gerekli, buna bakalım.
1. İşbirliğinin ne kadar büyük bir güç olduğunu anlayın.
Yaşadığımız dünya her türlü kaynak için rekabet etmemiz gerektiğini söylüyor. Bunun doğru olduğu alanlar var da. Ancak iş hayatını tamamen rekabetten oluşur şekilde görüyorsanız, konuya dar bakıyorsunuz. Gördüğünüz, bildiğiniz, adını duyduğunuz bütün şirketleri işleyişlerini rekabet kadar işbirliği içinde çalışmaya da borçlular. Bu işbirliği sadece çalışanlar arasında değil, aynı zamanda o şirketin tedarikçileri, çalışma ekosistemi ve müşterileri ile de var. Ancak doğru iş imkanını nasıl bulurum diye kendine soran bir kişinin bilmesi gereken ilk önemli gerçeklik şu: Kurumlar, çalışanları ile birvtür işbirliği yaratmayı hedeflerler. Bu işbirliği arayışı hem kişilerin şirketlere, hem şirketlerin kişilere bağlanmasının temelinde en az rekabet kadar önemli bir güçtür.
2. İşbirliğinin sağlanması, iki tarafın da faydalı bir şey sunmasına ve karşılığında faydalı bir şey almasına bağlıdır.
İşbirliği dedik, doğru. Ancak, gönüllülük demedik. Ticari işletmeler karlılıklarını devam ettirmek için her şeyden önce doğru satınalmalar yapmaya ve doğru iş kararları almaya çalışırlar. Gıda mağazacılığı alanında çalışan bir şirketin karlılığını etkileyen birkaç nokta vardır. En başta müşteri memnuniyeti gelir ve bunu (a) kaliteli, lezzetli özetle “iyi” ürünleri, insanların alım gücü ve alma istekleri ile örtüşen fiyatlardan, yani (b) “iyi” fiyatlardan satmaya borçludur. İyi ürünleri, iyi kabul edilen fiyata satabilmesi ise bizim görmediğimiz sahne arkasındaki çabayla mümkün olur. Bu sektörde başarılı olacak bir sektör hangi ürünleri vitrine çıkaracağı konusunda doğru risk değerlendirmeleri yapmalı, iyi tahminlerde bulunmalı en önemlisi, ürünlerin hammaddelerini veya kendilerini satmak üzere daha satın alma aşamasında, ucuza almalıdır. Satın alma aşamasında doğru kararlar vermeyen benzer bir şirketin tek sonu vardır. Batmak.
Aynı bu durumdaki gibi, bir şirketin İnsan Kaynağına yapmış olduğu yatırım da çok benzer prensipler üzerinden işler. Potansiyel çalışan “İş İmkanları Nasıl Bulunur?” diye kendine sorarken, şirketler de kendilerine “Bu işe uygun kişi nasıl bulunur?” diye sorarlar. Yani aslında şirketlerin amacı kötü adayları elemek değil, iyi adayları ayrıştırmak ve seçmektir. Şirketler, kendilerine soruya olumlu cevap verme aşamasında ise “Bu çalışanın bana ne faydası olur?” diye sorarlar. İş imkanı arayan bir kişi olarak, siz bir şirkete ne faydanız olacağını iyi biliyor musunuz? Örneğin; “ne iş olsa yaparım” diyen bir kişi, kendine verebileceği en büyük zararı verir. Çünkü aslında dolaylı olarak, “size ne faydam olur ben de bilmiyorum,” demiş olur.
Aday tarafındaki kişiler olarak, hele ki iş imkanları peşinden koşuyarsanız, kesin anlamanız gereken şey şudur: her iş görüşmesi sizin için şirkete neler katacağınızı, nasıl faydalar sunabileceğinizi anlatmanız gereken bir fırsattır. [highlight]Kendinize dair kuvvetli ve zayıf yönlerinizi ne kadar bilir, ne kadar yüksek kişisel farkındalık sahibi şekilde davranırsanız, o kadar iyi iş imkanları yakalar ve o kadar iyi iş görüşmeleri geçirirsiniz[/highlight].
3.İşveren hangi becerilerin peşinden koşar, bunu araştırın.
İşbirliğinin doğasını anladınız, kendi sağlayabileceklerinizi, sunabileceğeniz faydaları biliyorsunuz. Ancak bu ikisi iyi iş imkanları bulup bulamayacağınızı garantilemez. Çünkü sizi sunduğunuz becerilere talep veya ihtiyaç olmayabilir. Örneğin, çok iyi ağaç kesiyor olabilirim, ancak şehirde iş arıyorsam ve zaten o şehirdeki bütün ağaçlar kesilmişse benim bu becerimini bir değeri yoktur. Böyle bir durumda, şehrin trafik sinyalizasyonunu tamir etme becerisi çok daha değerli bir beceridir. Ağaç kesme ve trafik sinyalizasyon tamir işleri, öğrenmesi eşit zorlukta ve eşit zaman alan işler olabilirler. Ancak bu değerlerinin aynı olduğu anlamına kesinlikle gelmez. Biriyle aç kalırken, diğeri ile zengin olabilirsiniz. (Tabi ki ağaç kesme ve sinyalizasyon tamir becerileri bir benzetmedir. Ancak bu düşünceyi kendi yaptığınız işin alanlarına uyarlayabilirsiniz.) Sizin doğru iş imkanları ile karşılaştıktan sonra işe kabul almanız ve bunu iyi bir maaş ve yan haklar ile başarmanız, sunduğunuz becerinin ne kadar talep gördüğü ile ilgilidir. Bu yüzden, hangi alanda iş imkanları arıyorsanız arayın, işverenin beklediği ve istediği becerileri çok iyi biliyor ve bunları bildiğinizi gösteriyor olmalısınız.
4. En iyi iş imkanları beceri inşa ederek yakalanır.
Baktınız, işverenin istediği beceriler sizde yok. Veya son 10 yıldır yaptığınız meslek artık teknolojik devrim ve otomasyon ile gereksiz hale geldi. (Kasiyerler ve banka veznedarları dikkat, çok yakın zamanda işverenlerinizin size ihtiyacı neredeyse sıfıra düşecek.) Bu durumda tek çıkar yolunuz yeni beceriler geliştirmek. Geç kaldım, benden geçti diye düşünmeyin. Çağımız gelişim ve öğrenme çağı. Hem bilgisayar destekli, hem de insanlarla bir araya gelmeyi sağlayan imkanlar sayesinde çok şey öğrenebilirsiniz.
[highlight]Sonuç :[/highlight] İş dünyasının nasıl çalıştığını, işbirliğinin esaslarını, kendi faydalı yönlerinizi ve nasıl beceri geliştireceğinizi keşfederseniz sırtınız yere gelmez. İş imkanlarını bu şekilde bulabilir ve daha önemlisi kendi çıkarınıza değerlendirebilirsiniz. İşlerin nasıl yürüdüğünü anlamadan, körü körüne yaptığınız yüzlerce iş başvurusu ise sizin için ancak zaman kaybı olabilir.