Anasayfa / Başarı Yazıları / Durup, Kendini Farketmek

Durup, Kendini Farketmek

Hiç boş yer bırakmamacasına tıka basa randevularla dolu, seninki gibi bir ajanda, bir intihar bildirgesidir. Bu, kişinin kendi ölümünü onaylaması demektir. Bir insan ne kadar ölüyse, gününü o kadar çok iş ile doldurur… Stefano D’Anna

Arabanın kontağını kapatıp yolun kenarına çektim ve durdum. Sadece durdum…

Arabanın içine yayılan radyodan gelen hafif müzik, camı açıp temiz havayı çektim içime ve sadece öylece kalmak… Birkaç dakika da olsa, kalmak, beklemek, sadece dinlemek kendini…

En son ne zaman sordunuz kendinize şu anda ne yapmak istiyorsunuz? Sadece kendiniz istediğiniz için… Sadece paşa gönlünüz böyle istiyor diye…

Deepak Chopra diyor ki; Yedi Ruhsal Yasa, zahmetsiz sevinçle en derin arzularınızı yerine getirmek için kullanabileceğiniz güçlü ilkelerdir. Onları pratiğe geçirirseniz, hayal ettiğiniz her şeyi ortaya çıkarabileceğinizi anlayacaksınız.

Biz ne yapıyoruz oysa ki? Sadece günün sonundaki ipi göğüsleyebilmek adına koşuyoruz, koşuyoruz… Etrafımızı bile görmeden, ağaçları, çiçekleri, çocukları… Havayı koklamıyoruz, rüzgarı hissetmiyoruz… Toprağa dokunmuyoruz…

İşte durmak ve hissetmek ve neler yapabileceğimizi görmek için Chopra’nın kendi yazılarından derlediğim bu kuralları sizinle de paylaşmak istedim.

Birinci kural, Saf Güç Kuralı

Bizlerin asıl hali saf bilinçliliktir; bu da saf güç demektir. Saf bilinçlilik ruhsal özümüzdür, sonsuz ve sınırsızdır, saf coşkudur, saf bilgidir, sonsuz sessizliktir, kusursuz dengedir, yenilmezliktir, basitliktir, mutluluktur, duygularımızdır.

Duygular hayatınızdaki en önemli güçtür. Hepimiz günlük duygularımız tarafından yönlendiriliyoruz. Duygularımız davranışlarımızı ve düşüncelerimizi oluşturmaktadır. Düşünmeden, ani hareketlerimiz pişman olacağınız kararlar almamıza neden olabilmektedir.

Neler yapabiliriz? Sessiz olmak, kendinizi fark etmek, kendinizde kalmak için kendinize izin vererek. Büyük resme bakarak, hayatımızdaki her şey daha yüksek bir amaca hizmet ettiğini kabul ederek. Hemen tepki vermemeye çalışarak, beş dakika derin nefes alıp, kaslarımızı gevşeterek ve kalp atış hızımızı yavaşlatarak ve kendinize bunun geçeceğini hatırlatarak. Düşünce kalıplarımızı değiştirmek önemli bir adım olabilir. Olumsuz duyguları değiştirerek, yinelenen olumsuz düşünceleri düzenleyebilmek gibi mesela. Rahatsız edici bir duyguyla karşı karşıya kaldığınızda, olumsuzluğu aklımızdan çıkararak olumluya odaklanarak. Doğayı, toprağı, çiçeği fark ederek. Doğayı hissedebilmek için her gün zaman ayırabilmek. Çıplak ayak toprakta yürüyebilmek, ağacın tomurcuğunu fark edebilmek. Aslında tam da “Bugün, meydana gelen hiçbir şeyi yargılamayacağım” diyerek başlayabilmek güne… Ve gün boyunca kendimi yargılamamayı hatırlayabilmek…

İkinci kural, Verme Kuralı

Vermek ve almak evrendeki enerji akışının değişik görünüşleridir. Aramakta olduğumuz şeyi vermeye istekli olmakla başlar bu dengenin döngüsü. Coşku istiyorsanız başkalarına coşku verin; sevgi istiyorsanız sevgi vermeyi öğrenin; ilgi ve takdir istiyorsanız ilgi ve takdir göstermeyi öğrenin; maddi zenginlik istiyorsanız başkalarının da kazanması için yardımcı olun.

Peki bunun için neler yapabiliriz?

Nereye gidersem, kime rastlarsam onlara bir hediye vermek. Bu hediye hoş bir söz, bir çiçek veya dua olabilir. Bugün yaşamın vereceği bütün hediyeleri şükranla alabilmek. Doğanın hediyelerini kabul etmek; bunlar güneş ışını ve kuş sesleri, yağmurun kokusu olabilir, başkalarından gelecek tüm hediyelere de açık olmak. Çevremize, ailemize, arkadaşlarımıza mutluluk ve coşku, huzur ve bereket dileyerek…

“Karma” veya Etki ve Tepki Kuralı; “Ne ekersen, onu biçersin” sözünü biliyoruz. Eğer yaşamımızda mutluluk yaratmak istiyorsak, mutluluk tohumlarını ekmeyi öğrenmeliyiz. Bu nedenle, karma bilinçli seçim yapma eylemini ifade eder.

Yaptığım tüm seçimlerin farkında olarak başlamak bu adıma. Gelecekteki tüm sürece öngörü sahibi olabilmek, şimdiki anın tam bilincinde olabilmektir. Her seçimde kendimize şu iki soruyu sormak önemlidir; “Yapmakta olduğum bu seçimin sonuçları neler olacaktır?” ve “Bu seçim bana ve bu seçimden etkilenen diğer çevremdeki kişilere tatmin ve mutluluk getirecek midir?” Kısaca tüm seçimlerin sonuçlarının ekolojisine göre değerlendirilebilmesidir.

En Az Çaba Kuralı; Genel olarak “mucize” olarak adlandırılan şey aslında En Az Çaba Yasası’nın bir ifadesidir. Doğanın “zekâsı” işlevlerini en az çabayla yerine getirir, Kaygısızca, uyum içinde ve sevgiyle. Otlar büyümeye çalışmazlar, sadece büyürler. Balıklar yüzmeye çalışmazlar, sadece yüzerler. Hareketleriniz sevgi tarafından yönlendirildiğinde en az çaba harcanır; çünkü doğa, yaşamını sevgi enerjisiyle sürdürür. Güç ve diğer insanlar üzerinde kontrol istediğinizde, enerji harcarsınız ve egoya önem vermek çok fazla enerji tüketir.

Bu kuralı hayatımız dahil ederken; Kabul ile başlayabiliriz. Bugün insanları, durumu, şartları ve olayları olduğu gibi kabul ederek. Bu anın olması gerektiği gibi olduğunu bilerek, çünkü bütün evren olması gerektiği gibi. İçinde bulunduğumuz durumun sorumluluğunu kabul ederek. Sorumluluk almanın içinde bulunduğumuz durum için, hiç kimseyi ve hiçbir şeyi suçlamamak olduğunu bilerek. Görüşlerimizi kabul ettirmek adına savaşmaktan vazgeçerek, bütün görüşlere açık olabilmek ve hiçbir görüşe koşulsuz bağlı olmayarak…

Niyet ve Arzu Kuralı; Enerjinin ve bilginin doğada her yerde var olmasına dayanmaktadır. Siz ve bir ağaç arasındaki farkların temeli, sahip olduğunuz bilgi ve enerji içeriğidir. Dikkat enerji verir, niyet dönüştürür. Dikkatinizi neye yoğunlaştırırsanız onun, yaşamınızda daha önemli bir yeri olacaktır. Dikkatinizi üzerinde yoğunlaştırdığınız şeye ilginiz, niyet edilen sonucun alınması için fırsatlar yaratmanızı sağlayacaktır. Burada dikkat etmemiz gereken şey, niyetiniz insanlığın iyiliğini gözetmesidir.

Biz neler yapabiliriz? İsteklerimizin listesini yaparak. Bu listeyi her zaman yanımızda taşıyarak. Kendimize bunu hatırlatarak ve gece uyumadan önce bu listeye bakarak niyetimizi, hedeflerimizi belirleyerek…

farkına varmak

Ayrı Olmak Kuralı

Belirsizliğin hikmeti “ayrı olmak”tır. Geçmişten, geçmişte yaşanan şartlanmalardan ve bilinenden kurtulmakta yatar. Bilinmeyene ve saf güç alanına doğru yöneldiğimizde, yaratıcı zekâya kendimizi teslim ederiz.

Fiziksel evrende herhangi bir şey elde etmek için, ona bağlılığınızdan vazgeçmeniz gerektiğini söylüyor. Bu, arzunuzu yaratma niyetinizi bıraktığınız anlamına gelmez. Ekini sonuca bıraktın. Bu çok güçlü bir şey. Niyetinizden vazgeçmiyorsunuz; arzunuzdan da vazgeçmiyorsunuz. Sonuca bağımlılıktan vazgeçiyorsunuz. Bu kuralı anladığınızda, kendinizi çözümü zorlamaya mecbur hissetmezsiniz. Sorunun çözümünü zorlarsanız sadece yeni sorunların oluşmasına sebep olursunuz. Aslında dikkatinizi belirsizliğin üzerinde yoğunlaştırır ve kargaşa içinden çözümün çıkmasını beklerken belirsizliği yaşarsanız, ortaya harika ve heyecan verici şeyler çıkabilmektedir.

Bu kuralı için; Kendimize ve çevremizdekilere oldukları gibi olmaları özgürlüğünü tanıyarak. “Tüm olasılıklar” ı değerlendirmeye başladığımızda, sonsuz seçime açık olduğumuzda yaşayabileceğimiz heyecana odaklanarak. Tüm olasılıklar alanına girdiğimizde yaşamın tüm macera, gizem ve büyüsünü yaşayarak deneyimleyebiliriz…

Dharma, “Yaşamın Amacı” Kuralı

Dharma, “yaşamda amaç” anlamına gelen Sanskritçe bir kelimedir. Herkesin yaşamda bir amacı ve başkalarına verecek özel bir hediyesi veya yeteneği vardır. Bu özel yeteneği başkalarına hizmetle birleştirdiğimizde, kendi ruhumuzun coşkusunu ve sevincini yaşarız. Bu da bütün amaçların esas ve nihai amacıdır. Üç bileşeni var. Birincisi, her birimizin gerçek benliğimizi keşfetme süreci. İkincisi benzersiz yeteneklerimizi ifade etmek. Üçüncü de insanlığa hizmettir. Benzersiz yeteneğinizi insanlığa hizmet ile ifade etme yeteneğini birleştirdiğinizde, Dharma Yasasını tam olarak kullanırsınız.

Bu kural için de; Ruhumuzun derinliklerinde oluşmakta olan inancımızı besleyerek. Dikkatimizi hem bedenimize hem de zihnimizi hareketlendiren ruhumuza yönlendirerek. Bu dengeyi fark ederek yol alabiliriz… Özel yeteneklerimizi keşfederek. Ve tabi ki kendimize ve çevremize hizmet ederek…

Evet, tüm bunlar Deepak Chopra’nın kendi kendine ustalık kazanmanızı sağlayacak güçlü ilkeleridir. Tüm hayallerinizin gerçekleşmesi ve istediğiniz şekilde yeniden yol alabilmek adına, durmak, dinlemek, duymak, gözlemlemek ve sizdeki size kulak vermek… İşte şimdi yeniden yeni bir hedefe doğru yol almak…

Keyifle kendinizi yeniden keşfetmeniz dileğiyle…

Yazan : Ceyda Tezel | Aile Danışmanı – Profesyonel Koç

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.