İş hayatındaki stres bizde bir çok duyguyu ortaya çıkartabilir. Yönetici koçu olarak, iş yerinde mutluluk, üzüntü, hayal kırıklığı gibi farklı duygular ile her gün karşılaşıyorum. Fakat her ne kadar pek çok duyguyu yaşasak bile, çalışanların genel algısı çalışma ortamında kimsenin ağlayarak, yenilgi bayraklarını çekmiş bir şekilde görülmemesi gerektiği yönünde. Eğer yönetici olarak bir çalışanınızı ağlattıysanız, temel amacınız bunun bir daha asla olmamasını sağlamak olmalı. Nasıl mı?
Birincisi tam olarak ne olduğunu kavramalısınız. Ağlamaya sebep olan neydi? Gözyaşları üzüntüye işaret edebildiği gibi çoğu zaman başka duygulara perde olarak da kullanılıyor olabilir: Düş kırıklığı, kızgınlık, güçsüzlük hissi, stres, kendine güvensizlik, olumsuz benlik algısı gibi… Okullu bir psikolog olarak, gözyaşı döken bir insanın bilişsel ve duygusal donanımını değerlendirmenin yanı sıra, kişinin içinde bulunduğu durumu da göz önünde bulundurmamız gerektiğini biliyorum. O insan aslında ne yapmak istiyordu? Anlayışsız patronuna karşılık vermek mi? Çalıştığı alçaltıcı işi bırakmak mı? Böyle bir alternatifiniz yoksa, tek seçenek gözyaşı dökmek olabiliyor.
İnsanların genellikle ağlamasına yol açan olayları üç ana neden altında toplayabiliriz:
Ürkütücü yönetici:
Zeki ve oldukça başarılı bir yönetici olarak görülmek iyidir. Ama unutmayın ki astlarınız tarafından çıtayı aşırı derecede yükselten biri olarak görülebilirsiniz ve bu da sizin standartlarınıza ulaşamamaları durumunda başlarına geleceklerden korkmaslarına yol açabilir. Durum buysa, astlarınızın kendisini geliştirmesi için yaptığınız basit eleştiriler ,“Asla yeterli olamayacaksın” şeklinde algılanabilir ve karşı tarafın umutsuzluk içerisinde ağlamasına yol açabilir.
Diğer türden ürkütücü yöneticiler, “Hey önümüzde zorlu bir yol var. Çaban için teşekkürler. Hepimizin uğraş vermesi gerekecek ama buna değer. Hedefe ulaşmak için kendimizi zorlayalım hadi” gibi yapıcı bir dil kullanmak yerine, çalışanları motive etmek için korkutma yoluna başvurabilir veya stresli durumlarda altlarına çemkirebilir.
Organizasyonel kültür ve farklar:
Aynı ailelerde, sosyal gruplarda ya da coğrafi alanlarda olduğu gibi her çalışma ortamının kendine özgü bir kültürü, beklentileri ve davranış biçimi vardır. Bazı organizasyonlarda sınırları aşıyormuş gibi görülen bir etkileşim, orada alışılmış bir durum olabilir ve insanlar nadiren bu durumdan alınırlar. Fakat başka bir şirkette, eleştirilerin anlayışlı ve sevecen bir şekilde yapılması beklenebilir. Bir şirkette daha yeni üst bir mevkiye ulaştıysanız ve yönetici konumuna geldiyseniz, çalışanınız sizden daha anlayışlı bir tavır beklerken, siz çalışanınıza çok direkt bir eleştiride bulunmuş olabilirsiniz. Sık sık yöneticilerin “ben durumu böyle görüyorum” kavrayışının, bir çalışanın haksız yere suçlandığı hissine denk geldiğini gördüm ve bu konuda yöneticiye yardımcı olmaya çalıştım.
Kişisel hayat profesyonel hayat ile kesiştiğinde:
Kaç tane ofis konuşması şöyle başlayıp şöyle bitiyor:
“Günaydın! Nasılsınız?”
“İyiyim; siz nasılsınız?”
“İyiyim, teşekkürler.”
İnsanlar iş yerlerinde, iş dışındaki hayatlarında karşılaştıkları engelleri, zorlukları genellikle paylaşmazlar. Çeyrek dönemde alınan sonuçların hedeflerinizle örtüşmediğini çalışanınızla paylaştığınızda, kişinin ağlamasının sebebi mali sonuçlardan duyduğu ümitsizlik değil; yaşamında bazı şeylerin rayından çıktığını hissetmesi olabilir. Belki de yakın bir zamanda kendisinde ciddi bir hastalık teşhis edildi, yakın bir arkadaşını ya da aile üyesini kaybetti, veya hayatında başka bir kişisel sorunla mücadele ediyor. Sizin basit bir cümleniz, paylaşımınız, gözleminiz, evi ayakta tutan son tuğlayı yerinden oynatmış olabilir.
Çalışanın gözyaşlarının sebebi ne olursa olsun, ne olduğunu anlamanız gerçekten önemli. Bunu şöyle yapabilirsiniz:
Dinleyin. Sakin ve sessiz bir yer bulun, boş bir konferans odası ya da ofis gibi özel konuşabileceğiniz bir yer. Ne olduğunu sorun ve o paylaşırken sadece dinleyin. Sabırlı olun, içindekileri çözümlemek ve sözlere dökmek biraz zaman alabilir. İş yerinde gözyaşı dökmüş çalışanlarla yaptığım konuşmalarda, yöneticilerin onları dinleme isteğinin aradaki bağ ve güven ilişkisini güçlendirdiğini duymuştum. Bu iş ortamını daha verimli ve anlayışlı bir yer haline getiriyor.
Empati kurun ve öğrenmeye istekli olun. Çalışanınızı gözyaşlarına yenik bırakan durumu anlamasanız bile, dinlemeye ve öğrenmeye olan ilginiz ve açıklığınız, bu insan ile daha sonra yapacağınız çalışmaları kolaylaştıracak, sizin genel olarak daha iyi bir yönetici-çalışan ilişkisi kurmanızı sağlayacaktır.
Gerekiyorsa, özür dileyin. Uygunsuz bir davranış sergilediyseniz veya davranışınız bu şekilde algılandıysa, sözlerinizden, yaptıklarınızdan ve sebep olduğunuz durumdan pişmanlık duyduğunuzu karşı tarafa bildirin. Eğer sebep sadece iş dışında kişisel bir sebepten kaynaklanıyorsa, acısını paylaşın ve en iyi dileklerinizi iletin.
İtibar zedelemeyin. Kadın ya da erkek olsun, çok az kişi iş yerinde ağlarken görülmek ister. Bu çok utanç verici bir durum olarak görülebilir. Zaten yaptığınızı geri alamazsınız, fakat bundan sonra başka birinin gözyaşı dökmesine yol açmamalısınız. Eğer olay başka çalışanların gözü önünde gerçekleştiyse pişmanlığınızı herkesin önünde belirtmekten kaçınmayın ve çalışanlarınız bir daha kendini böyle köşeye sıkıştırılmış hissederse sizinle paylaşmalarını rica edin.
Çalışan tabiatı gereği mi aşırı hassas yoksa zor bir dönemden mi geçiyor, bunun farkında olun.Durum buysa, bu çalışana özel hedefleriniz olsun, iyi bir şey yaptığında bunu gözlemleyip belirtmeye çalışın. Bu çaba, insanları, zor dönemlerinde ümitsiz bırakmak yerine, motive etmek için çok kritik bir adım.
Büyük resmi gözden kaçırmayın. Çalışanınızla konu hakkında konuştunuz, eğer gözyaşlarında payınız varsa özür dilediniz, kendi davranışınızı nasıl değiştireceğinize karar verdiniz. Ayrıca çalışanınızın strese girmesine neden olabilecek durumları belirlediniz. Eğer daha çok dinlemeniz, çalışanlarınıza olan güveninizi daha çok ifade etmeniz ya da organizasyon kültürünü değiştirmeniz gerektiğini fark ettiyseniz, bunun üzerinde hemen çalışmaya başlayın. Çalışanlarınıza oranın kimsenin bir daha gözyaşı dökme ihtiyacı hissetmeyeceği bir yer olduğunu gösterin.
Yazan : Anna Ranieri | HarwardBusinessReview