Geçen yazımda sizlere pozitifliğe doğru nasıl adım adım ilerlediğimin kısa hikayesini anlatmıştım. Ve sonunda da, bazı basit kurallar olduğunu söylemiştim. İşte şimdi bu kurallardan bahsedeceğim. Bunların bir kısmını okuduğum sayısız kitaplardan öğrendim, bir kısmını da kendi kendime uydurdum diyebilirim. Ama önemli olan şu, ben okuduğum her kitapta farklı başlıklar gördüm. Ve bu başlıkları, kendime en uygun, inancıma en yakın olacak şekilde birleştirip sentezledim. Yani bazen dini inancınıza uygun olmayan ya da kolayca kabullenemeyeceğiniz ifadeler kullanılabiliyor. Ben bunları kendi inancıma göre şekillendirdim. Böylece hem yaratıcılığınızı konuşturuyor hem de kendi felsefenizi oluşturabiliyorsunuz. Her okuduğunuza körü körüne inanmak ya da size ters gelen bir ifadede kitabı bir kenara atmak yerine mutlaka bunu deneyin. Şimdi size bahsettiğim birkaç kuraldan ANA KURALLAR olarak isimlendirdiklerimi sıralamak istiyorum.
OLDUĞU GİBİ KABULLENEBİLME KURALI
Biliyorum çoğunuz içinizden “İşte bunu yapmak, yazmak kadar kolay değil” diyorsunuz. Ama gerçek şu ki, her şey kafanızda bitiyor. Yapamam dediğiniz şeyler aslında çok kolay yapılabiliyor. Bence deneyin, siz kazançlı çıkacaksınız.
Mesela neyi kabullenelim, nasıl kabullenelim diyorsunuz. Bunun en temel iki cevabı var. İlki ve en önemlisi, bir insanı olduğu gibi kabul etmek. Diğeri de, içinde bulunduğunuz bir durumu kabul etmek.
Sizi rahatsız eden bir insanla diyalog içindeyseniz öncelikle o kişiyi hayatınızdan çıkarmayı deneyin. Ama bu kişi mutlaka görüşmeye devam edeceğiniz bir kişi ise (örneğin bir akrabanız, iş arkadaşınız veya karşı komşunuz gibi) o insanı mutlaka ama mutlaka olduğu gibi kabul edip kendinizi değiştireceksiniz. Stratejinizi değiştirin. Kendinizi değiştirmek inanın hiç zor değil.
Israrla sizi anlamasını mı bekliyorsunuz? Rahatsız edici tavırlarını kabul edip sizden özür dilemesini mi umut ediyorsunuz? Size kötü bir haberim var. Daha çok bekleyeceksiniz.
Devamlı tekrar ettiğim gibi her şey sizde bitiyor. Kendinizi nasıl rahatlatacağınızı keşfedin. Mesela kimimiz o kişiye aynı şekilde davranarak rahat edebilir. Böylece tavırlarının ne kadar rahatsız edici olduğunu yaşayarak öğrenebilir. Ama yok, o kişi bundan anlamaz diyorsanız, umursamayın. Bazen umursanmamak bu tarz insanları uzaklaştırmaya yarayabilir. Ben bunların hiçbirini yapamam diyorsanız, aile, çevre ya da toplum baskısını üzerinizde hissediyorsanız, o zaman gerçekten o kişiyi olduğu gb kabul ederek birlikte geçirdiğiniz zamanlardan sonra mutlaka derin bir nefes alıp o kişi ile tüm görünmez negatif bağlarınızı kestiğinizi düşünün. Bu sizi rahatlatır.
Olduğu gibi kabul etme kuralında benim favori önerim gerçekten de olduğu gibi kabul etmektir. Bu kişi böyledir veya bu durum şuanda böyle ama hep böyle gidecek değil , diye düşünmeli ve kendi kendinizi tedavi etmeyi öğrenmelisiniz.
Ve güzel bir haberim var. Kişi değişmeyebilir fakat durum değişkendir. Ve durumu değiştirmek her zaman olmasa da çoğu zaman sizin elinizdedir. Sorunu düşünerek onu büyütmek yerine kafanızı temizleyerek çözümü üretin.
İÇİNİZDEKİ SİZİ BULUN VE SADECE ONU MUTLU ETMEYE ÇALIŞIN
Çoğumuz kendimizi tanıdığını sanıyor. Ama çok yanlış! Tanımıyoruz. Bir çoğumuzun ”ben” dediği şey aslında, aile ve toplumun baskısı altında şekillenmiş, hep ortama ayak uydurma psikolojisiyle maske üzerine maske giymiş zavallı ruhlardır.
Hep başkalarına yaranmak, başkaları ne düşünecek, ailem ne düşünecek, komşumuz ne der, sevgilim ne der, eşim yanlış anlar diyerek hareket ediyoruz. Çocukluğumuzdan beri başarılı olma, garantili bir meslek sahibi olma, iyi bir eş bulup evlenme konusunda dolduruluyoruz. Bunlar dünya hayatının önemli aşamaları olmakla birlikte ruhumuzun derinlerine inme konusunda bize pek fazla yardımcı olmamaktadır.
Hep bir adım öteye gitme ve bir şeyler sahibi olma peşindeyiz. Peki bu adımlar nereye kadar çıkıyor? Merdivenin sonu nerede? İşte acı cevap şu ki, merdivenler bitmeden yaşamımız bitiyor. Yani biz dünya hayatında bir kademe daha atlayacağım derken yaşamın da sonuna gelmiş oluyoruz. Öncelikle herkesin başarı olarak kabul ettiği binlerce şeyin aslında ruhunuzu beslemek konusunda hiç bir önemi olmadığını kabul edin. Kendinizi rahat hissedin. Başarılı olma deyiminin milyonlarca anlamı olabilir. Klişelere takılmayın.
Sizi gerçekten mutlu eden şeylere yönelin. Neye eğiliminiz var? Resim? Şiir? Müzik? Tiyatro? Spor? Yabancı dil? Seyahat? Şıklar saymakla bitmez. Bunlar ilk aklıma gelenler. İçinizde heyecan yaratan şeyleri bulun ve bunlarla ilgilenin. Biraz olsun sıkıcı işinizden, sevmediğiniz insanlardan, sizi bunaltan her şeyden uzaklaşın. Hayır yapamam, zamanım yok, mümkün değil, imkanım yok gb bütün cümleler tamamen BAHANEdir. Bu mazeretleri kabul etmiyorum. Kendinizi mutlu etmek zorundasınız. Kendinizi keşfetmek için nelerden hoşlandığınızı bulmak zorundasınız. Yoksa herkesin kafasına göre şekillendirdiği bir oyun hamurundan farkınız kalmayacak ve bu da pozitif olmanız konusunda size asla yardım etmeyecek. Bazen BENCİL olmak zorundasınız.
HAYAL KURMAKTAN VE UMUT ETMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYİN
Bazı insanlar hayalperest insanlara deli gözüyle bakar. Kendilerinin hayal edemediği şeyleri bir başkasının hayal etmesi ve gerçekleştiğini düşünmesi onları sinir eder. İnsan psikolojisi böyledir. Kendisinde olmayan şeyin başkasında olmasını kıskanır. Öncelikle bu tür insanları dinlemeyeceksiniz. Kim olurlarsa olsunlar, istedikleri kadar konuşsunlar. Zaten en klasik cümleleri de ”Hayatın gerçeklerini kabul et. Biraz gerçekçi olmak lazım. Gerçekler acıdır. ” gibi cümlelerdir. Farkındaysanız gerçek kelimesini çok kullanırlar. Bunun yanında bir de doğru kelimesini kullanırlar. Peki gerçek nedir? Doğru nedir? İşte bunun cevabını bana kimse veremez. Ya da herkes farklı verir. Dolayısıyla kendi gerçekliğinizi yaratmak ya da bazı şeylerin farkına varmak zorundasınız. Herkes size ”olmaz” mı diyor? ”Yapamazsın” mı diyor? Ben de size olur diyorum ve yapabilirsiniz diyorum. Sizi cesaretlendirmeyen her şeyi ve herkesi hayatınızdan çıkarmalı ya da ciddiye almamalısınız. Tabii ki başkalarının düşüncelerine ihtiyacınız olabilir. Ama bu çok nadir olmalıdır.
Şartların farkındaysanız, içinizde heves varsa ve istediğiniz şey bir başkasının büyük zararına sebep olmayacaksa yapın gitsin. Umutsuz olmayın, hayal kurmaktan vazgeçmeyin. Şimdi gerçek olan her şey eskiden bir hayaldi. Uzaya çıkmak bir hayaldi. Televizyon bir hayaldi. Motorlu araçlar, elektrik, cep telefonu, bilgisayar. Tüm bunlar bir hayalden ibaretti. Ünlü oyuncular, şarkıcılar, gezginler hatta dünyanın en zengin insanları. Eminim hepsi bir hayalle yola çıktılar ve umut etmekten asla vazgeçmediler. Çevrenizi çok fazla dinlemeyin. Pozitif düşünmekten vazgeçmeyin.
SORUNLARINIZI DÜŞÜNÜP BESLEMEKTEN VAZGEÇİN
Bu kural çok açık ve net. Hepimizin sorunları var. Maddi problemler, aile problemleri, iş problemleri vs problemler. Kimse problemsiz değil inanın. Bu kötü haberdi. Ama iyi bir haber var ki, problemlerinizi düşünmediğinizde onların küçülmesini sağlayabilirsiniz.
Evet bu doğru. İnsanoğlu olarak yaptığımız en büyük hata nedir biliyor musunuz? Sahip olduğumuz sorunları devamlı düşünmek. Düşündükçe onları inanılmaz boyutlara getiriyoruz. ”Pireyi deve yapmak” deyimi sanırım bu duruma tam olarak uygun. Neden mutluluklarımızı bu kadar çabuk unutuyoruz da dertlerimizi devamlı büyütüp bir de kalbimize kazıyoruz? Ben bunun cevabını inanın bilmiyorum. Sanırım insanlar acı çekmekten hoşlanıyor.
Size çok basit bir kural veriyorum ve bunu uygulayarak emin olun çok büyük aşama kaydedeceksiniz. Hatta bunu uygulamanız bir rica değil emirdir. Problemlerinizi düşünmeyeceksiniz. Bunu yapmak zor demeyin. Zor değil, siz öyle olduğunu düşünüyorsunuz çünkü anneniz, babanız, aileniz, arkadaşlarınız, çevreniz sizi bu şekilde programladı. Bu programı bloke etmenin zamanı geldi artık. Sizi mutlu eden şeyleri düşüneceksiniz. Problemler yerine çözümleri düşüneceksiniz. Hiçbir durum çözümsüz değildir. Sadece siz çözümü bulamadığınızda size öyle gelir. Bunu unutmayın!
Ana kurallar bunlar. Bir sonraki yazımda da başınıza gelen ve sık rastlanan bazı kötü olaylarda nasıl pozitif olmaya devam edebileceğimizi anlatacağım.
Sevgilerimle…
Kaynak : Aslı Ece ÖZDOĞAN / kendinigelistir.com
Merhaba sevgili arkadaşlar,
bir önceki yazıma yapanlara çok teşekkür ederim. umarım bu yazıyı da okur ve kendiniz için bir şeyler yapmak adına ilham alırsınız. ben yaklaşık 15 yıldır yazıyorum ama bu özünü bulma yolunda ciddi ilk adımı the secret isimli kitapla atmış oldum. bu benim için ufak bir başlangıç oldu. sonraları araştırmadan edemez oldum. ve öğrendiklerimi, kendime uygun bulduklarımı uyguladıkça başarılı olduğumu gördüm. sadece 1 kitap okumakla insan tamamen değişemez. ama eğer o kitap size bir ışık olursa ve bir takım gerçekleri görmeye başlarsanız zaten hayat sizi yönlendirmeye başlıyor. bu biraz uzun bir süreç. ben 4-5 yıldır uğraşıyordum, son 1 yılda uygulamada başarılı oldum. bunun sebebi de hiç sevmediğm işimden ayrılıp kendimi tanımaya zaman ayırmak oldu
Ilk cümlemde ”yazıma yorum yapanlara” demek istemiştim:)
Aslı hanım yine her zaman ki gibi çok güzel bir yazı paylaşmışsınız teşekkür ederim..çok doğru konulara deyiniyorsunuz ama anlattığınız uygulamaları uygulamak gerçekten kolay değil özellikle iş hayatında ki stres buna çok engel oluyor.dediğiniz gibi çevremiz bizi bu şekilde programladığı için böyle ama uygulamak özellikle benim için biraz zor gibi geliyor ama uygulayacağım çünkü emrettiniz…:)
Muhteşemsiniz ya. bu site sayesinde çok mesafeler katettim. daha pozitifim artık :)
Yazılarınızı beğenerek okudum. paylaşımlarınız için teşekkürediyorum. yazılarınızı okuyabileceğim başka sayfalar yada paylaşım kanallarınızda varsa bilgilendirirmisiniz lütfen. mutlu kalın*
Aslı hanım yazdıklarınız için teşekkürler, güzel bir konuya değiniyosunuz ve bence sizin ve siz gibilerin geçtiği süreçler kişisel olarak kalmamalı, mümkün olduğundan daha da yaygınlaştırılmalı ki herkes bu eşsiz ”kendi öz bilincini” kazanabilme yoluna girsin :)
çok beğendim yazınızı ve aynı şeyleri düşündüğümüzü farkettim tamamen katılıyorum size
Ben güçlü inancım ile maneviyatıma yön veriyorum. bu yazıya gönğlden katılıyorum. ilk önce yaşıyor ve nefes alabiliyorsak buna şükr edip pozitif kalmayı başarıyorum. hayat hepimiz için engeller ile dolu ama yyeter ki, hastalık ve çaresizlik bizi bulmasın..
sevgilerimle, mutlu kalın…
Yazılarınız için teşekkürler.çoooooooooook güzel
Aslı hanım ilk yazınızı okudum devamı olarak son yazınızıda okudum hakikaten çok rahatlatıcı ve yönlendirici bir yazı dizisi olmuş. sonuçta pozitif olmak için bir yerden başlamak gerekir. teşekkürler.
Sevgili arkadaşlar,
yorumlarınızı okudum ve o kadar mutlu oldum ki anlatamam..benimle aynı düşünceleri paylaşan kişilerin olması ve insanların gitgide kendini bulmaya yönelmesi beni çok mutlu ediyor..son yazım da pozitif olma yolunda hayattan hikayeler…ben her zaman yazmaya hazırım..eğer isterseniz sizin isteyeceğiniz konularda da yazabilirim. tekrar tekrar teşekkür ederim
Sevgili kelebek,
şu anda bu siteden başka yazdığım bir site yok..kendime ait bir sitem de yok ama yazılarımı burada paylaşmaya devam edeceğim ve en büyük hayalim de düşünce ve hikayelerimin bir kitap haline gelip herkese yayılabilmesi..beğeniniz için hepinize teşekkür ederim ve beni izlemeye devam edin derim o halde:))
Merhaba aslı abla. abla diyorum çünkü anlattığınız konular hayatımdan birer kesit. bu açıdan sizi ablam olarak hissettim. ben 17 yaşında bir lise öğrencisiyim. ilerideki hedefim psikolog olmak. insan ilişkileri, kendini fade edebilme, kendin olabilme vs. gibi konular benim hep ilgi alanım olmuştur. ferrarisini satan bilge adlı kitabı okuduktan sonra biraz daha özüme döndüm ve bu konulara ilgimin olduğunu farkettim. lütfen devam edin yazamaya. birde size daha rahat ulaşabileceğim, sorunlarımı daha rahat dile getireceğim bir imkan varsa mail adresiniz veya facebook adresiniz varsa size soracağım kendi açımdan çok ciddi sorularım var. bir bilgeye ihtiyacım var :) kim bilir ne kadar çok size soru sormak isteyen insan vardır. olsun ben yinede şansımı denedim umarım yardımcı olursunuz :) yazılarınızın devamını diliyorum ve bekliyorum. teşekkür ederim..
Sevgili bahadır teşekkü[email protected] a isteyen herkes yazabilir..fikirlerimi paylaşırım…
bu arada
arkadaşlar yeni yazımın adı ”zaman kavramı üzerine” …editör farklı bir kategoride yayınlamış:) bilgilerinize
Aslı hanım ya da abla:) kitabınızı dört gözle bekliyorum.yazılarınızı okuduğumda bende ölmüş bazı duyguların dirildiğini farkediyorum ve her seferinde ‘evet ya,ben de böyle düşünüyorum’ diyorum.gerçekten yolumu görmek için bir ışık sundunuz önüme.teşekkür ediyorum…ve yazılarınızı okuduğumda diyorum ki ‘bu düşünceler, duygular kendini aşmışlığın göstergesi’.bunu bir övgü olarak değil kendi düşüncem olarak söylüyorum :)
Sevgili asli hanim sizin yazilarinizi tesadüfen buldum ve inanin cok hosuma gitti tavsiyelerinizi yapmaya calisacagim insallah bunda basarili olacagima inaniyorum bu arada ben almanyada yasayan ve sizin tavsiyelerinize ihtiyaci olan bir bayanim,sizin yazinizi okudugumda benim yasamimdaki zaman kavraminda olusan problemlerimin nasil üzerine gidecegimin yardimini buldum tesekkürler
Selamlar,hayata bakışı büyük ama yaşadıkları dar kalıplarla sınırlı birisi olarak yazınızdan büyük umut aldım ama desteğe ihtiyacım olduğuna inanıyorum lütfen çıkış yolu için bana yardımcı olabilir misiniz?şimdiden teşekkürler…
yorum yapan yada yazıyı okuyan herkese teşekkürler…belirtmek isterim ki, tamamen kendi fikirlerimi sizlere sunuyorum ve gerisini sizin anlayış ve düşüncelerinize bırakıyorum…ben ne uzmanım ne de bir bilge…sadece kendini arama yolunda farkına bile varmadan kısa zamanda uzun yol gitmiş bir insan olduğumu düşünüyorum…hepinize şans, sağlık ve bereket diliyorum
aslı hanım ben yazınızı tesadüfen okudum öyle bıkkın bir anımdı yanii daha doğrusu özgüven denen şeyin bende taban yaptığı bir an resmen kendime geldim yazılarınız tokat gibi vurdu yüzüme çok akıcı ve güzel bir üslüpla yazmışsınız evet benimde istediğim buydu galiba birinin bana “kes artık sızlanmayı” demesi gerekiyormuş bundan sonra taipcinizim sevgiler…….
yazılarınız güzel ve akıcı
supersınız cok yardımcı oldunuz
herkese tekrar tekrar teşekkürlerimi sunuyorum..uzun zamandır yazmıyorum fakat en kısa sürede yazılarımın devamı gelecek…
Gercekten etkileyici nir yazı çok teşeklürlr